AK Parti ikinci 20 yıl için neden inat etmeli?

AK Parti kuruluşunun 23. yılı kutlandı. Dile kolay, bir parti çeyrek asırdır iktidarda kalmayı başardı.

AK Parti, enerjisini sokaktan alan bir partidir. Hayatın ritminde sokağın içinde yaşadığı müddetçe ömrünü uzatmayı başaracaktır.

Erdoğan, 23. yıl konuşmasında öncelikli olarak bu ülkenin kaderini değiştiren adımlardan bahsetti:

* Askeri vesayetin alt edilmesi ve devlet idaresinin sivil siyasete devredilmesi.

* Altyapı devrimleri:

*Sağlık ekosisteminin kurulması,

*Ulaşım ve lojistik ekosistemi: Karayolları, deniz ulaşımı, hızlı tren ve demiryolları, lojistik limanlar ve depolama alanları, serbest bölgeler.

*Eğitimde mekânsal problemlerin çözülmesi, liseden üniversiteye kadar öğrencilerin barınma çözümleri dahil. Geriye eğitim ve kültürde kalite tartışmaları kaldı.

*Sanayi altyapısının güçlendirilmesi.

*Savunma sanayii ve güvenlik doktrini konusunda göz kamaştırıcı adımlar.

Bütün bu alanlarda Türkiye’nin altyapısını tamamlaması, dış politikada etkisini artırmasına neden olmuş; Türk dış politikası küresel çapta etki üretmeye başlamıştır.

Sayın Cumhurbaşkanımız bu toplantıda içe dönük mesajlar verdi. 2025 kongre süreçlerinde değişimden bahsetti. 23 yıldır iktidarda olan bir partide değişimin zorlukları vardır.

AK Parti, kadroları uzun yıllardır sürekli %50 civarında bir oy, memnuniyet yaratan yatırımlar ve hizmetler, güçlü lider etkisiyle siyasette oyun kurma ve oyun değiştirme konusunda tecrübe kaybı yaşamıştır. Siyasetin bir tarafı doğrudan hareket ve tecrübedir.

Siyaset yapmadan siyaset yapanların varlığı, parti için en büyük sorunlardan biridir. AK Parti için entelektüel anlamda kafa yoranlar, parti için mucizevi metotlar önermelerine gerek yoktur. Türkiye ve dünya siyasetine ilham verecek düzeyde Erdoğan’ın kurmuş olduğu bir sistem vardı; bu sistemin tekrar uygulanabilir olması, sorunun halli için yeterlidir. Ebetteki sosyoloji değişti iklim değişti talepler değişti AK Parti’yi uzun ömürlü kılan da bu değişim süreçlerini yönetme becerisiydi.

AK Parti’nin ele avuca sığmayan altyapı ve kalkınma yatırımları, hatta demokratik reformları, siyaset üretimi olduğu zaman anlam kazanır ve büyülü hale gelir.

Siyaset üretimi, öyle bir şeydir ki, her bir işin iksiri ve simyasıdır. Seçim sonrası partide bir şey olmayacak endişesi tam da sokakta hissedil-mişken, Erdoğan’ın yıldönümü konuşması yeni bir heyecan dalgası oluşturdu. Bu heyecanı televizyon yorum-cularında hissettim, bu şevk ve heyecan parti kademelerine nasıl yansır bilmiyorum.

Devrim niteliğindeki değişimlerin olabilmesi için siyaset üretiminin merkeze alınması gerekliliği kanaatindeyim.

AK Parti, milletin önüne koyduğu hedeflerin %90’ını gerçekleştirdi. AK Parti’deki durgunluğun sebebi budur.

İkinci yirmi yılda AK Parti milletin önüne koyacağı yeni hedefler, yeni fikirleri oluşturur; yeni fikirler, kendine uygun yeni siyasi aktörlerin sahneye çıkmasını sağlar:

* Yeni anayasa,

* Hukuk toplumuna geçiş ve rıza toplumunun oluşması,

* Dijital devrim ekonomisine geçiş ve dijital uygulamalarla hukuk zemininin birleştirilerek kamu uygulamalarında yeni bir adalet yaklaşımının sergilenmesi,

* Keyfi tasarrufların tamamen hukuka bağlanması, dijital akılla kontrol edilmesi ve süreçlerin denetlenebilir olması,

* Eğitimde kalite ve Ar-Ge yatırımlarının üniversite-sanayi iş birliğinin güçlendirilmesi,

* Refah toplumuna geçiş; ülke kaynaklarından dar gelirlilerin pay alabildiği müddetçe iktidarların ömrü uzuyor. AK Parti hükümetlerinin ömrünün uzun olmasının bir sebebi de budur,

* 2002’de olduğu gibi yeni bir seferberlik ruhunun başlatılması. Bir toplumda, ekonomik gelişme, kalkınma iştiyakı, seferberlik halini alınca, siyaset keyifli hale gelir.

Türkiye Yüzyılı, uzun vadede bölgesel bir güç olma ve büyük bir imparatorluk kurma iddiasıdır. Dost, düşman herkes bilir ki yarım kalmış devrimlerin geriye döndürülmesi her zaman mümkündür. Küresel sistem ve uyduları buna diş bilmektedir. İkinci yirmi yıl, devrimin kökleşmesi ve büyük Türkiye’nin kurulması için elzemdir.

Maveraünnehir’den bir ruh harekete geçti. Siyasetçisiyle, mimarıyla, mutasavvıfıyla, insanıyla, kadınıyla, erkeğiyle, bilgece davranışlarıyla... Eğer yeni bir sefere çıkılacaksa, bu milleti bin yıl yaşatan bu kök bilgiye bakıp çağın sosyolojisine uygun bir ütopya oluşturulur.

Bir siyasi hareket için illa da iktidar zorunlu bir durum değildir. Fakat alternatif olan parti o kadar eyyamcı ki insan bu sorunu düşünmeden kendini geri alamıyor.

Görelim Mevla neyler...