Vikipedia'ya girin.

'Hayırsızada Sürgünü' yazın…

Karşınıza Türkiye tarihinin en acı hatıralarından birinin hikayesi çıkacak.

Bu hikayenin adı şudur:

'Köpeklerin Laneti…'

Şimdi ben aradan çekiliyorum ve o hikayeyi size Vikipedia'dan aktarıyorum:

80 bin köpeğin tamamı o hayırsız adada ıstıraplar içinde öldü

"Hayırsızada Sürgünü, 1910 yılında İstanbul'da yaşayan 80 binden fazla sokak köpeğinin toplu bir şekilde İstanbul açıklarında bulunan Sivriada'ya gönderilmesi olayıdır. Adaya bırakılan köpeklerin tamamı açlıktan veya birbirlerini yiyerek ölmüştür.

Köpeklerin adaya bırakılmasından iki yıl sonra Marmara Denizi'nde büyük bir deprem meydana gelmiş ve çıkan Balkan Savaşları neticesinde büyük bir toprak kaybı gerçekleşmiştir.

Pagan inançlarında olan doğal afetleri bir olayla ilişkilendirmeye benzer şekilde, bazı insanlar yaşanan felaketleri adada ölen "köpeklerin laneti" olarak yorumladıkları için bu olayı Hayırsızada sürgünü olarak isimlendirmiştir."

Hayırsızada'da köpekler

Sivriada nasıl Hayırsızada oldu

Köpeklerin adaya gönderilmesinden iki yıl sonra Marmara Denizi'nde şiddetli bir deprem meydana gelmiş, İstanbul ve Tekirdağ gibi çevre illerde ciddi zarara neden olmuştur. Aynı yıl başlayan Balkan Savaşları'yla Osmanlı, Balkanlar'daki en büyük toprak kaybını yaşamıştır. Bazıları başlarına gelmiş olan bu iki felaketin adaya sürülen "köpeklerin laneti"ne bağlayarak adayı, Hayırsızada olarak isimlendirmeye başlamıştır.

Açlıktan ölüme mahkum edilen köpeklerin canhıraş feryatları ta İstanbul kıyılarından duyuluyordu.

Bir Fransız gazeteci, hayvanların ıstırabını ayrıntıları ile anlatmıştı.

Ondan iki yıl sonra başlayan Balkan Savaşı, 600 yıllık Osmanlı devletinin sonunu başlatacaktı.

Hayırsızada katliamı, Türkiye'nin kolektif hafızasında derin bir utanç olarak kaldı.

İkinci köpek sürgününde de halk ayaklandı ve köpekler geldi

Halk bütün bu katliamlarda devletinin değil, o biçare hayvanların yanında durdu.

Daha önce İkinci Mahmud ve Sultan Abdülaziz döneminde de sokak köpeklerinin toplanarak Sivriada'ya nakledilmesine yönelik karar verilmiş ve köpekler toplanarak adaya gönderilmişti.

Ama her ikisinde de halkın tepkisi üzerine köpekler tekrar şehre getirilmişti.

Ve 2012'de o mezalim adasına mazlum köpekler anıtı dikiliyor

Bu kolektif utanç, 2012 yılında Hayırsızada'ya dikilen bir 'Meçhul Köpek Anıtı' ile noktalandı.

2012 yılında, ölen köpekleri anmak amacıyla Sivriada'ya bir anıt dikildi…

O anıtın dikildiği yıl iktidarda AKP hükümeti vardı.

Başbakan Tayyip Erdoğan'dı…

Ankara Altındağ'da belediyeye ait barınağın yakınlarındaki alanda cesetleri parçalanmış toplu köpek mezarı bulunmuştu

O Türkiye şimdi dördüncü köpek katliamını başlattı

Aradan 12 yıl geçti…

Şimdi Türkiye'de dördüncü köpek katliamı dönemi açıldı.

AKP'li belediyelerden her gün vicdanımızı allak bullak eden katliam manzaraları geliyor.

Tıpkı Hayırsızada köpeklerinin feryatlarını işitir gibi aynı vicdan sızısıyla yaşıyoruz artık.

Hayırsızada'ya o köpek anıtını, Mustafa Sütlaş adlı bir vatandaş dikmişti.

Hatta bir de 'Hayvan Partisi' kurmuştu.

Anıtın üzerinde şu yazıyordu:

'1910 yılında bu adada ölüme terk edilen on binlerce köpeğin anısına…'

Osmanlı'nın 3 katliamını devlet yaptı…

Halk karşı çıkmıştı.

Dördüncü katliam şimdi başladı.

Ve iktidarda o anıtın dikildiği yıl gibi hala AKP var…

4 köpek katliamının hepsi bize aynı gerçeği anlatıyor

Türk tarihinin 4 köpek katliamı dönemi bize hep aynı hikayeyi anlatıyor.

Devletin başındaki iktidar zayıflamaya başladığı zaman çözümü hep iki aynı şeyde arıyor.

İnsanlar üzerinde baskı ve zulüm…

Hayvanlar üzerinde baskı ve zulüm…

İlk üçünde savaşlar kaybediliyordu, dördüncüde sandıklar kaybediliyor

İlk üç köpek katliamında Osmanlı'nın başındakiler Avrupa'daki son savaşlarımızı ve topraklarımızı kaybediyordu.

Bugün ise iktidar sandıkta seçimleri kaybediyor.

Geçen pazar günü, İzmir'de genç bir kadın Instagram'ın kapatılmasını yeren sözler söylediği için önce gözaltına alındı, sonra tutuklanarak cezaevine kondu.

Osmanlı sultanları yüksek duvarlar arkasındaki saraylarında halkın tepkisini görmüyordu.

Ama bugün Instagram bu tepkileri 57 milyon Türk vatandaşına taşıyor.

Genel kurulda Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin kabul edilmesinin ardından 'Evet' oyu veren milletvekilleri, kürsü önünde hatıra fotoğrafı çektirmişti

İkinci mazlum köpekler anıtı bakalım ne zaman, nereye dikilecek

Birinci katliam anıtı Hayırsız bir adaya dikildi.

Bakalım ikincisi nereye dikilecek…

Yerini bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey var.

Bir gün o anıt mutlaka dikilecek…

Üzerine de şu yazılacak:

'2024 katliamında katledilen köpeklerin ve hapislere atılan köpekseverlerin anısına…'

O anıta bakan herkes tek bir fotoğrafı hatırlayacak…

Hani köpekleri öldürme kanunu için oy veren AKP'lilerin Gazi Meclis'in başkanlık divanı önünde gülerek çektirdikleri o meşum kareyi…

Go to Wikipedia.

Write 'Nonalizada Exile'...

You will encounter the story of one of the most painful memories in Türkiye's history.

The name of this story is:

'The Curse of the Dogs…'

Now I'm out of the way and I'm telling you that story from Wikipedia:

All 80 thousand dogs died in agony on that useless island.

"The Hayirsızada Exile was the mass exodus of more than 80 thousand stray dogs living in Istanbul to Sivriada off the coast of Istanbul in 1910. All of the dogs left on the island died of hunger or by eating each other.

Two years after the dogs were left on the island, a major earthquake occurred in the Sea of ​​Marmara and a great land loss occurred as a result of the Balkan Wars.

Similar to associating natural disasters with an event in pagan beliefs, some people named this event as the Hayirsızada exile because they interpreted the disasters as the "curse of the dogs" that died on the island.

Dogs in Hayirsizada

How did Sivriada become Hayirsızada?

Two years after the dogs were sent to the island, a severe earthquake occurred in the Sea of ​​Marmara and caused serious damage to surrounding provinces such as Istanbul and Tekirdağ. With the Balkan Wars that started in the same year, the Ottoman Empire experienced the greatest loss of territory in the Balkans. Some people attributed these two disasters to the "curse of the dogs" that were driven to the island and started to name the island as Hayirsızada.

The desperate cries of the dogs condemned to starvation could be heard from the shores of Istanbul.

A French journalist described the suffering of animals in detail.

The Balkan War, which started two years later, would usher in the end of the 600-year-old Ottoman state.

The Hayirsizada massacre remains a deep shame in Turkey's collective memory.

During the second dog exile, the people revolted and the dogs came.

During all these massacres, the people stood by those helpless animals, not their state.

Previously, during the reign of Mahmud II and Sultan Abdülaziz, a decision was made to collect stray dogs and transport them to Sivriada, and the dogs were collected and sent to the island.

But in both cases, the dogs were brought back to the city due to public reaction.

And in 2012, a monument to oppressed dogs was erected on that atrocity island.

This collective shame was punctuated by the 'Unknown Dog Monument' erected on Hayirsızada in 2012.

In 2012, a monument was erected in Sivriada to commemorate the dead dogs…

The year that monument was erected, the AKP government was in power.

Prime Minister  Tayyip Erdoğan was…

A mass grave of dogs with dismembered bodies was found in the area near the municipal shelter in Ankara Altındağ.

That Türkiye has now started its fourth dog massacre

12 years have passed since then...

Now the fourth era of dog slaughter has begun in Turkey.

Every day, scenes of massacres that shock our conscience come from AKP municipalities.

We now live with the same pang of conscience, just like hearing the cries of the dogs in Hayirsızada.

A citizen named Mustafa Sütlaş had erected that dog monument on Hayirsızada   .

He even founded an 'Animal Party'.

The following was written on the monument:

'In memory of the tens of thousands of dogs left to die on this island in 1910…'

The state committed 3 massacres of the Ottoman Empire...

The people objected.

The fourth massacre has now begun.

And the AKP is still in power, just like the year that monument was erected...

All 4 dog massacres tell us the same truth

The four dog massacre periods of Turkish history always tell us the same story.

When the power at the head of the state begins to weaken, it always looks for the solution in the same two things.

Oppression and oppression on people…

Oppression and cruelty on animals…

In the first three wars were lost, in the fourth the ballot boxes were lost

In the first three dog massacres, the Ottoman leaders were losing our last wars and lands in Europe.

Today, the government is losing the elections at the ballot box.

Last Sunday, a young woman in Izmir was first detained and then arrested and put in prison for making comments denouncing the closure of Instagram.

Ottoman sultans did not see the reaction of the people in their palaces behind high walls.

But today, Instagram carries these reactions to 57 million Turkish citizens.

Following the adoption of the Bill on Amendments to the Animal Protection Law in the general assembly, the MPs who voted 'Yes' took a souvenir photo in front of the podium.

Let's see when and where the second monument to oppressed dogs will be erected.

The first massacre monument was erected on a charitable island.

Let's see where the second one will be planted...

We don't know its location, but there is one thing we know.

One day that monument will definitely be erected...

The following will be written on it:

'In memory of the dogs slaughtered in the 2024 massacre and the dog lovers imprisoned...'

Everyone who looks at that monument will remember a single photo...

You know, that ominous shot taken by AKP members laughing in front of the presidential council of the Gazi Parliament, who voted for the law on killing dogs...