CHP’de savaş erken başladı.
Sadece kaset savaşları yaşanmıyor. Rakipler birbirlerinin yollarına mayın döşemeye çalışıyorlar. Zamanı geldiğinde düğmeye basıp patlatmak için...
İMAMOĞLU’NUN DAVASI
Ekrem İmamoğlu şu anda CHP’de en güçlü kişi. Kılıçdaroğlu’nu devirdi, Özgür Özel’i CHP’ye Genel Başkan yaptı. İmamoğlu’nun en büyük hedefi ise 2028’de cumhurbaşkanı adayı olmak. O nedenle CHP’de cumhurbaşkanlığı rüyası görenlerin en büyük hedefi şu: Ekrem İmamoğlu’nun Ankara’da İstinaf Mahkemesi’nde bir dosyası var. YSK üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle yargılanıp, 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. Dosyası İstinaf Mahkemesi’nde ama Yargıtay yolu da açık. Eğer cezası Yargıtay tarafından onanırsa siyasi yasaklı olacak. Böylece 2028 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı olması tehlikeye girecek.
CUMHURBAŞKANLIĞI SAVAŞI
CHP içinde cumhurbaşkanı adaylığı için favori gösterilenlerin, Ekrem İmamoğlu’nun İstinaf Mahkemesi’ndeki dosyasıyla ilgilenmeye başladığı söyleniyor. Demirel’in dediği gibi “Cumhurbaşkanlığı makamı hiçbir faninin elinin tersiyle iteceği bir makam değildir”.
Bu ülkede darbeler cumhurbaşkanı olmak için yapılmadı mı? Siyasi tasfiyeler cumhurbaşkanlığı makamı uğruna gerçekleştirilmedi mi?
NE DEMİŞ?
CHP’deki ayak oyunlarının şaşılacak bir tarafı yok. Ayrıca bu kez cumhurbaşkanlığı umutları daha da artmış durumda. Kulislerde konuşulduğuna göre, CHP’li bir yetkili İmamoğlu’nun dosyasıyla ilgilendiği ortaya çıkınca inkâr etmemiş. “Ne var yani bir faydamız olur mu bakalım istedik” demiş.
Görünen o ki 2028 seçimlerine giderken CHP’deki cumhurbaşkanı adaylığı kavgası büyüyecek. Kasetler ve dosyalar savaşı kızışacak.
KARŞI ÇIKARIM
Bu arada ben siyasetin mahkeme kararlarıyla tanzim edilmesine her zaman karşı çıktım. Mühendislik hesaplarını doğru bulmadım. Bu işin en büyük mağdurlarından biri olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı gördüm. Erdoğan’ın önünü kesmek için hapse attılar, seçimlere girmesini yasakladılar, muhtıra verdiler en sonunda darbe girişiminde bulundular. Ama başarılı olamadılar. Adı ister Erdoğan olsun ister Ekrem İmamoğlu. Yargı yoluyla siyasi haklarının elinden alınmasını doğru bulmam. Karşı çıkarım.
İMAMOĞLU’NA YARAR
Ayrıca bu işler ters teper. Bizim milletimiz mağduru sever. Bu iş sonunda Ekrem İmamoğlu’na yarar. Ekrem İmamoğlu’nun önünü kesiyoruz derlerken tam tersine önünü açmış olurlar.
BIDEN GİTTİ ERDOĞAN DURUYOR
İkisi de rahmetli oldu. Kamer Genç bir ara Demirel’e takmıştı. İkide bir Demirel’i eleştirirdi. Ünlü tiyatrocumuz Levent Kırca bir parodisini yapmıştı. Demirel’in şivesiyle, “Şşşt Kamer, Demirel seni gömer” diyordu.
ABD Başkanı Biden’ın çekilme kararını görünce keşke Levent Kırca hayatta olsaydı dedim.
Biden, 2020 seçimlerinde ABD başkanlığına aday olunca New York Times gazetesini ziyaret etmiş ve orada Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında ileri geri laflar etmişti.
Erdoğan’ı darbe ile değil, seçimle göndermek için muhalefeti destekleyeceklerini açıklamıştı.
15 TEMMUZ’DAKİ ROLÜ
15 Temmuz kanlı darbe girişimi sırasında Biden, ABD Başkan Yardımcısı’ydı. Darbeden 39 gün sonra Türkiye’ye gelmiş, bombalanan Meclis’i gezmiş ve “Ben bir bilgisayar oyunu zannettim” şeklinde açıklamalar yapmıştı.
DARBEYLE GÖTÜRMEDİLER
O nedenle Biden’in “Darbeyle değil” sözleri, “Biz 15 Temmuz’da Erdoğan’ı darbeyle götüremedik bu kez muhalefetle işbirliği yaparak devireceğiz” diye yorumlanmıştı. 6’lı Masa organizasyonu ondan sonra gelmişti.
LEVENT KIRCA NE DERDİ
Burası Türkiye. Burada Türk milletinin dediği olur. ABD gitmesini istedi ama Türk milleti Erdoğan’a sahip çıktı.
Biden gitti, Erdoğan kaldı. Levent Kırca hayatta olsaydı ne derdi acaba? İnsan Levent Kırca olmayınca bilmiyor.
MİLLİ MUHALEFET ÇİZGİSİ
Özgür Özel, “Türkiye’de muhalefet, dışarıda Türkiye partisiyiz” demişti. Bu yaklaşımı kamuoyu tarafından da desteklenmişti. Önceden başbakanlar, cumhurbaşkanları yurtdışına çıkınca onların dönüşüne kadar muhalefet, eleştiride bulunmazdı. Kıbrıs Barış Harekâtı başladığında muhalefet lideri Süleyman Demirel başbakanlığa davet edilip bilgilendirilmiş, Demirel de Başbakanlığın merdivenlerinde güçlü bir destek açıklaması yapmıştı.
EKSENİ KAYMIŞTI
Bir süredir bu gelenek bozulmuştu. Özellikle de Kılıçdaroğlu döneminde CHP’nin ekseni kaymıştı. Irak-Suriye tezkeresinden tutun, Libya’ya, Karabağ’a kadar birçok milli meselede Kılıçdaroğlu, HDP ile aynı safta yer almıştı. Hatta Kanal İstanbul’un engellenmesi için yabancı ülke büyükelçiliklerine çağrı mektubu yazmıştı.
Düşünüyorum da iyi ki Kıbrıs çıkarmasında yokmuş. Ona da karşı çıkardı.
MİLLİ ÇIKARLAR
Özgür Özel’in Kıbrıs, Bosna, Azerbaycan, Filistin gibi milli meselelerde, devletin çıkarları doğrultusunda hareket etmesi sorumlu bir tavır. CHP Lideri Bosna’dan sonra Kıbrıs’taydı. Yakında Azerbaycan’ı ziyaret edecek. Milli meselelerde özlenen muhalefet tarzı bu. Muhalefet elbetteki eleştirecek ama söz konusu Türkiye’nin milli çıkarları olunca onu da desteklemeyi bilecek.
ALKIŞLAR...
Dün CHP grubunu izledim. Özgür Özel’in, “Kıbrıs davasının yanındayız. Kıbrıs’ın statüsü istediğimiz düzeyde değil. Konu Kıbrıs ise, Filistin ise, Bosna ise tek yumruğuz, tek yumruk olmaya devam edeceğiz” sözlerini ise yürekten alkışladım.