MİT, Suriye’de Türk bayrağını indirenleri tek tek yakaladı

KAYSERİ’DE yakılan ateş, zaman ayarlı bir provokasyondu. 30 Haziran gecesi Kayseri’de ‘Suriyeli birisi 5 yaşındaki Türk kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu’ haberi üzerine Kayseri’de Suriyelilere yönelik saldırılar yaşandı. Evler taşlandı, işyerlerinin camları kırıldı, araçlar ateşe verildi.

1 Temmuz’da ise Suriye tarafında bu kez bir Türk, Suriyeli bir kız cocuğuna cinsel istismarda bulundu yalanı ile ortalık karıştırıldı. TIR’larımıza saldırılar oldu. Bayrağımız indirildi.

Eşzamanlı olarak bu kez Hatay’da, Gaziantep’te, Konya’da, İstanbul’da yine Suriyelilere yönelik saldırılar yaşandı. Doldur boşalt yapılıyor gibi...

ORGANİZE OLMUŞLAR

Siz bu olayları biliyorsunuz. Kayseri’de WhatsApp üzerinden organize olup Suriyelilerin mahallelerine saldıranların, WhatsApp yazışmalarını yayımladım. Bunların göçmen kaçakçılığından cinsel tacize, uyuşturucudan yağmaya, hırsızlığa kadar 36 ayrı suçtan sabıkalı olduklarını İçişleri Bakanı Ali Yerlikayaaçıkladı.

Kamyonuyla cezaevindeki koğuş arkadaşlarını taşıyan şahsın cinsel tacizden adli sicil kaydı olduğu ortaya çıktı.

Memlekette cinsel taciz suçlusu namus bekçisi kesilmiş! Göçmen kaçakçılığı yapanlar mülteci düşmanı olmuş!

FAY HATLARI

Bu provokasyonları tezgâhlayan istihbarat servisleri cinsel taciz, mülteciler gibi toplumun hassas olduğu konularda fay hatlarını harekete geçirdiler. Ama bir şey daha yaptılar. O çok tehlikeli bir tezgâhtı.

Amaç ne cinsel tacizdi ne de mülteciler sorunuydu. Kendisi cinsel tacizden sabıkalı olan şahsın cinsel taciz diye bir hassasiyeti olur mu? Göçmen kaçakçılığından mahkûm olan birinin mülteciler diye bir sorunu olur mu? O mültecilere, müşteriler diye bakar.

NORMALLEŞME DÜŞMANLARI

Burada asıl hedef Suriye ile başlayan normalleşme sürecini sabote etmekti. Çünkü savaş ağaları, terör örgütleri, yabancı istihbarat servisleri, Suriye üzerinde hesabı olan ülkelerin en çok korktuğu şey Türkiye ile Suriye ilişkilerinin normalleşmesi, Erdoğan ile Esed’in görüşmesi.

Bu durumda mamaları kesilecek. Bunun için toplumu kışkırtacak ne varsa sahaya sürdüler.

TÜRK BAYRAĞINA SALDIRI

Bunların başında da Türk bayrağına yapılan saldırı geliyordu.

Bu millet bayrağı için canını verir. Hele hele o bayrak sayesinde namusunu, canını kurtaran insanlar bir de bayrağımıza hakaret ederse biz bunu kabullenemeyiz. O nedenle TSK, hemen Suriye’deki tüm birliklerimize ‘bayrağa dokunanı vurun’ talimatını verdi.

Bu devlet yarına bırakır ama kimsenin yanına bırakmaz. Şimdiye kadar olduğu gibi.

MİT TESPİT ETTİ

MİT ise bayrağımızı yere atanları tek tek tespit etti. Olayları provoke edenlerin bir kısmı etkisiz hale getirildi. Bayrağımıza el uzatan 4 kişi yakalandı. Suçlarını itiraf ettiler.

Al Mohammad Alhac Hasan Hamade: “Yaptıklarım için şerefli Türk halkından özür dilerim.

Ahmed Nano: “Bazı kesimlerin provokasyonu ile sosyal medyanın provokasyonu ile Türk bayrağına saldırdık. Bu tavrımdan dolayı bütün kalbimle özür diliyorum.” 

HESAP ZAMANI

Bayrağımıza saldıranlar Türk milletinden özür dilediler. Ama bu affedilecekleri anlamına gelmiyor. Mahkemeye çıkıp yargılanacaklar. Hak ettikleri cezaya çarptırılacaklar. Demirel’in dediği gibi “Türkiye büyük bir devletin adıdır”. Bunu da unutmayacaklar. Kulaklarına küpe olacak. Şimdi hesap zamanı.

EN DÜŞÜK EMEKLİYE SEYYANEN ZAM

Toplumun en sıkıntılı kesimini emeklilerimiz oluşturuyor. Asgari ücretlilerin durumu da onlardan az değil. Gerçekten büyük sıkıntı çekiyorlar.

Emekliler tepkilerini yerel seçimlerde sandıkta gösterdiler. AK Parti’nin seçmen tabanını emekliler ve asgari ücretliler başta olmak üzere dar gelirliler ile orta direk oluşturuyor.

SİYASİ İSTİKRAR

 Emekliler aynı zamanda siyasi istikrarın da sigortası. Çünkü Türkiye’nin geçmişte yaşadığı zorlukları bildiği için bugünün kıymetini biliyorlar.

Fakat geçim sıkıntısı nedeniyle duygusal bir kopuş yaşıyorlar. 15 milyon 950 bin emeklimiz var. Birçok ülkenin nüfusundan fazlalar. Haliyle hepsi seçmen. Emeklilerin sıkıntısı dikkate alınmayacak gibi değil.

KÖK MAAŞ SIKINTISI 

Emeklilerin hem maaşları düşük hem de maaşların hesaplanmasından kaynaklanan bir sıkıntı var.

‘Kök maaş’ deniliyor. 2008 yılında yapılan bir yasal düzenleme nedeniyle emeklilerin maaşlarının hesaplanması, emeklinin aleyhine olmak üzere tersine dönmüş durumda.

Bu sistemin kökten değişip kök maaş sorununun çözülmesi gerekiyor.

SEYYANEN ZAM VAR

EYT’lilerin sisteme dahil olmasıyla birlikte 15 milyon 950 bin emeklinin içinde 10 bin TL alanların sayısı  3 milyon 800 bin. Bunların bir kısmı kök maaşı 10 bin liranın altında olduğu halde seyyanen yapılan artış nedeniyle 10 bin lira alabiliyorlar. Ama hesaplama aldıkları kök maaşa göre yapılacağı için, yüzde 24.73’lük enflasyon artışı ile birlikte 10 bin lira alanların sayısı 1 milyon 800 bine düşecek. Yani 1 milyon 800 bin kişi 10 bin liranın altında maaş alacak. Bu demektir ki, zamdan yararlanamayacaklar. 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın bu konuda bir çalışma yaptığı ortaya çıktı.

3 ALTERNATİF

Bakan Vedat Işıkhan’ın çalışması 3 alternatiften oluşuyor.

1- 11 bin 500 TL’ye,

2-12 bin TL’ye,

3-12 bin 500 TL’ye yükseltilmesi.

KABİNEYE SUNUM YAPTI

Bakan Işıkhan’ın emekliye seyyanen zam yapılmasına ilişkin olarak kabine toplantısında bir sunum yaptığı öğrenildi. Vedat Işıkhan emeklilerin durumunun iyileştirilmesi konusundaki çabalarını sürdürüyor. Çalışma Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı bu teklifler üzerinde bir çalışma yapacak. Üç alternatiften hangisi kabul edilirse Meclis’te yasalaştıktan sonra emeklilerimizin maaşına yansıtılacak.

10 bin TL alacak olan emeklilerimizin maaşının 12 bin TL’ye yükseltilmesi durumunda bundan 3 milyon 800 bin emekli yararlanacak. 12 bin 500 TL’ye yükseltilmesi kabul edilirse 4 milyonu aşkın emeklimiz bundan istifade edecek.

Emeklilerimizin durumu kökten ele alınmayı hak ediyor.