Gözler, 3-4 Temmuz’da Astana’da düzenlenecek Şanghay İşbirliği Toplantısı’nda Erdoğan ile Esed’in görüşüp görüşmeyeceği sorusuna çevrildi.
Bu sorunun cevabını öğrenmek için güvenilir kaynakları zorladım. ‘Hayır görüşmeyecekler’ denilmedi ama ‘evet görüşecekler’ diyen de olmadı. Derin bir sessizlikle karşılaştım. Bu sessizlik beni kuşkulandırdı. Ben de bunun üzerine soruyu ortaya atma gereği duydum.
Belli ki Rusya’nın yürüttüğü arka kapı diplomasisinde bir aşamaya gelinmiş. Bu görüşme Astana’da da olabilir, başka bir yerde de gerçekleşebilir. Tabii bilinince dahi bu tür kritik konular en son ana kadar saklanır.
DÜNYA KUPASI’NDA SİSİ GÖRÜŞMESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Dünya Kupası’nın başlama maçını izlemek üzere Katar’a gittik. Maç başladı, bizi apar topar stadyumdan çıkardılar. Bize Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın maçın ikinci yarısında Türkiye’ye hareket edebileceği söylendi. Oysa az ötemizde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır Devlet Başkanı Sisi ile görüşüyormuş. Ne zaman ki maç bitti, bir süre sonra uçağa binmek üzere hareket ettik, Erdoğan’ın Sisi ile görüştüğü haberini aldık.
PING -PONG DİPLOMASİSİ
Bu tür görüşmeler kimi zaman bir futbol karşılaşması öncesinde kimi zaman bir zirvede gerçekleşir. ABD ile Çin’i yakınlaştıran ‘ping-pong diplomasisi’ değil miydi?
ÜÇ AÇIKLAMA
Esed özelinde bunun bir de geçmişi var.
1- 22 Kasım 2023 tarihinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Lideri Bahçeli’nin Esed’le görüşülebileceği yönündeki açıklamasının sorulması üzerine, ”Olabilir, siyasette küslük ve dargınlık olmaz. En uygun şartlarda adımlar atılır” yanıtını vermişti.
2- Beşşar Esed’in, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev’le görüşmesinde “Suriye-Türkiye ilişkilerine yönelik tüm girişimlere açığız” demesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Haziran 2024 tarihinde yaptığı açıklamayla görüşmeye yeşil ışık yaktı. Erdoğan, “Suriye ile yeniden diplomatik ilişkileri kurmamak için bir sebep yok. Geçmişte nasıl yaptıksa yine yapabiliriz. Suriye’nin içişlerine karışmak gibi bir niyetimiz yok. Biliyorsunuz ailece görüşmeye varana kadar Sayın Esed’le geçmişte nasıl yaptıksa yeniden yapmamamız için bir sebep yok” dedi.
İLK AÇIKLAMA MKYK’DA
Bu sürecin en önemli kilometre taşı diyebileceğim açıklamayı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti MKYK toplantısında yapmıştı. Erdoğan, Özbekistan’da Şanghay İşbirliği Örgütü’nün toplantısına katılmıştı. AK Parti MKYK toplantısında, Semerkant’ta Beşşar Esed’le görüştüğü yönünde haberlerin olduğu hatırlatılması üzerine bu sürecin miladı olacak açıklamayı yapmıştı. Erdoğan, Özbekistan’da Esed’le görüşeceği haberini ise İran’ın haber ajansı Tasnim yapmıştı. Sonradan görüşmeyi İran’ın engellediği ortaya çıktı. İran böyle bir devlet işte.
ESED’LE GÖRÜŞÜRDÜM
Bu soruya cevap veren dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Esed’in toplantıya gelmediğini söylemişti. O sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan araya girmiş ve ”Keşke Esed, Özbekistan’a gelseydi, görüşürdüm” demişti.
HÜRRİYET’TE YAZMIŞTIM
Ben bu kulisi, 16 Eylül 2023 tarihinde Hürriyet’deki köşemde ”Erdoğan, keşke Esed, Özbekistan’a gelse, görüşürdüm” başlığı ile yazmıştım. Bunu yazdığımda da her zaman olduğu gibi saldırılara maruz kaldım.
Cumhurbaşanı Erdoğan, Esed’le görüşebileceğini söyleyince bana saldıranlar bu kez görüşmenin ne kadar değerli olduğuna dair yazılar döktürmüşlerdi. Benim kaderim de bu olsa gerek. Özbekistan’daki Şanghay toplantısında olmadı ama Kazakistan’daki toplantıda bu görüşme gerçekleşir mi orasını bilemem. O yönde bir beklenti var.
ERDOĞAN KONSEPT DEĞİŞİKLİĞİ YAPTI
Esed’le görüşmeye her zamankinden daha yakınız. Erdoğan, Esed hakkında geçmişte şunları söylemişti diyenlere kulak asmayın. Uluslararası ilişkilerde ebedi dostluklar ve düşmanlıklar olmaz. Atatürk, Yunan’ı denize döktü diyoruz ama Venizelos’la çok sıkı dostluklar kurmuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs seçimlerinden çok önce bir konsept değişikliğine gitti. Sorunlu olduğumuz Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’la ilişkilerimizi normalleştirme stratejisini belirledi. Bugün üç ülke ile de ilişkilerimiz gayet iyi. Peki Suriye ile normalleşme süresi neden bir türlü hayata geçirilemedi?
PUTİN ÇABA GÖSTERDİ
Bu süreçte Rusya Devlet Başkanı Putin, bir inisiyatif geliştirerek Erdoğan ile Esed’i bir araya getirmek istedi. Ancak araya Rusya-Ukrayna savaşı girdi. Putin’in ilgisi Suriye’den Ukrayna’ya yöneldi. Ama o sırada çok önemli bir gelişme yaşandı. İran, Esed’in Erdoğan’la görümesine engel oldu.
ULUSLARARASI KONJONKTÜR DEĞİŞTİ
İki gelişme yaşandı.
1- İran, Cumhurbaşkanı Reisi’nin helikopterinin düşmesi, İsrail saldırıları ve cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle iç sorunlarına odaklandı.
2- En önemli gelişme ise Putin, Lübnan’da İsrail ile Hizbullah arasındaki bir savaşın Suriye’ye sıçrama ihtimali üzerine yeniden hareket geçti. Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev’i, Esed’e gönderdi.
ESED’İN GEREKÇESİ
Esed, biraz da İran’ın telkinleri sonucunda “Türkiye topraklarımızda işgalci, çekilsin” diyordu. Bir defa Suriye kendi topraklarına hâkim değildi. O topraklarda DEAŞ ve PKK vardı. Oradan Türkiye’ye yönelik terör ihraç ediyorlardı. Reyhanlı’da, Suruç’ta, Ankara Garı’nda, Gaziantep’te kına gecesinde, İstanbul’da kanlı terör eylemleri gerçekleştirdiler. Türkiye, bunun üzerine DEAŞ ve PKK’ya yönelik operasyon yapmak zorunda kaldı. Ayrıca Türkiye engel olmasa ABD şimdiye kadar Suriye, Türkiye sınırı boyunca bir PKK devleti kuracaktı.�Esed o zaman ne yapacaktı? Esed ABD’ye, Rusya’ya, İran’a, PKK’ya, DEAŞ’a “Suriye’de ne işiniz var?” diye sormuyor.
ESED’İN İHTİYACI VAR
Bu görüşmeye Erdoğan’dan çok Esed’in, Türkiye’den çok Suriye’nin ihtiyacı var.
1- İsrail ve İran savaşı bölgeye yaymaya çalışıyor.
2- Lübnan’da İsrail ile Hizbullah arasında savaş patlak vermek üzere.
3- İsrail’in Lübnan’dan sonraki hedefi Suriye.
4- Putin, böyle bir tehlike öncesinde Türkiye-Suriye ilişkilerini normalleştirerek Suriye’nin güvenliğini garanti altına almayı planlıyor.
PKK’YA ÖZERK YÖNETİM
5-ABD, PKK ile birlikte Suriye’nin kuzeyinde bir özerk yönetim kurmak için harekete geçti. 30 Mayıs ve 11 Haziran’daki seçimler, Türkiye’nin baskısıyla ağustosa ertelendi. Bu süreçte Rusya, İran ve Suriye’nin sessiz kalmasına rağmen Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünü korudu. Ama ağustostaki seçim kararı nedeniyle tehlike devam ediyor.
6- ABD, PKK’nın yapmaya çalıştığı seçimlerle ilgili açıklamasında “Suriye Demokratik Cumhuriyeti” tanımını yaptı. Oysa Suriye’nin adı “Suriye Arap Cumhuriyeti.”
Bu da ABD’nin kantonlardan oluşan yeni bir Suriye devleti planı olduğunu ortaya koydu.
DÜNYAYA AÇILIR
7- Suriye ambargo altında bir ülke olması nedeniyle havaalanlarını yeterince kullanımıyor, bankacılık sistemleri çalışmıyor. Türkiye ile normalleşme Suriye’yi dünyaya bağlayacak.
8- İlişkilerin normalleşmesi ile ülkemizdeki Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüşünü hızlandıracak.