Sinan Ateş Davası, bugün Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Sincan Cezaevi’nin duruşma salonunda görülmeye başlanıyor.

Davada 22 sanık yargılanıyor.

İddianame tek bir eylemi, Sinan Ateş suikastini konu alıyor.

Halbuki…

Ateş suikasti 2016’da MHP’deki yol ayrılığından sonra başlayan saldırıların son halkasıydı. Ateş’e gelinceye kadar birden çok ülkücü silahlı, sopalı, muştalı ve yumruklu saldırıya uğradı.

Ateş, hayatını kaybeden ilk kişi de değil.

Suikastten sekiz ay önce Mersin’de Çağrı Ünel’e saldırması için gönderilen Emrullah Kaplan da can vermişti.

Hal böyleyken…

Bu saldırılar ve failler arasındaki bağa odaklanılmadı.

Ateş suikastinde var olan suç örgütü karartıldı.

Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın aralarında bulunduğu 17 şüpheliyi içeren soruşturma dosyası, bizi Ateş suikasti ile önceki saldırılar arasındaki bağlantılara ve örgüte pekala ulaştırabilirdi.

Kanıt arıyorsanız…

Buyrun, ben sunuyorum.

Sen misin İmamoğlu’nu destekleyen…

CHP, 31 Mart 2019’da AK Parti’nin 25 yıllık İstanbul saltanatını alaşağı etti.

İmamoğlu, İBB Başkanı seçildi.

YSK, seçimleri iptal edip 24 Haziran’da yenilenmesine karar verdi.

Kendilerine ‘Demokrat Ülkücüler’ diyen 150 kişi 19 Haziran 2019’da İmamoğlu’na destek açıkladı. Aynı gün İmamoğlu’nun da katıldığı basın toplantısında bu tutumlarını açıkladıklar.

Otoparkta saldırı

Bu açıklamayı organize edenlerden birisi de İyi Parti İstanbul Kurucu Yönetim Kurulu üyesi Metin Bozkurt’tu.

Bozkurt, açıklamadan saatler sonra Beylikdüzü Yaşam Vadisi’ndeki iş yerindeyken, arabasından bir şey almak için gittiği otoparkta “Ülkü Ocakları adamın a… koyar” diye bağıran dört kişinin saldırısına uğradı.

Bir kişi de cep telefonuyla saldırı anını kaydetti.

Yıldırım, suçu üstlendi

O tarihte MHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi olan, bir bir yıl sonra Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı’na getirilen Ahmet Yiğit Yıldırım, aynı gece, 20 Haziran’da saat 00.47'de Twitter’da Bozkurt’un saldırıya uğramış fotoğrafını paylaşarak, şunları yazdı:

“Kendisini Ülkücü olarak tanımlayarak, PKK sevici Ekrem Papazoğlu’na destek arayanlar er ya da geç Ülkücü adaletle tanışacaktır. Demokrat Ülkücüler adı altında namussuzluğa imza atanların sonu bellidir. Çakallara haddini bildiren Bozkurtlara bin selam…”

Bu sadece suçu ve suçluyu övmek değil, açık açık üstlenmekti.

Yıldırım, saldırıya MHP’nin imzasını atmıştı.

‘Hainler listesi’

Yıldırım, saat 00.13’teki ikinci tweetinde, ‘Demokrat Ülkücüler’in açıklamasına imza atanların listesini paylaşarak, şu tehdidi savurdu:

“Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in ismini kullanarak, PKK işbirlikçilerine destek arayan bu hainleri unutmayacağız!

Ya tam susturacağız ya kan kusturacağız!

Hainler listesi”

Üç saldırı

Tehdidin kayıtlara giren üç mağduru var.

İyi Partili Metin Bozkurt, o gün iş yerinin otoparkında dövüldü.

İmamoğlu bildirisine imza atan Zihni Pamukçu ile arkadaşları Mete Tüfekçi ve Çetin Söğüt, 21 Haziran’ı 22’sine bağlayan gece Ümraniye’de dokuz kişi tarafından dövüldü. Bir kişi saldırıyı telefona kaydetti.

İmamoğlu’na destek açıklamasını okuyan Yusufiyeli Ülkücüler Vakfı Başkanı Recep Küçükizsiz ise 20 Şubat 2020’de Üsküdar’da cami avlusunda saldırıya uğradı. Kadıköy Ülkü Ocakları Başkanı Hasan Görür, saldırıyı kaydetti.

Hem Bozkurt hem de Pamukçu, Yıldırım’dan şikayetçi oldu.

Ayrıca Yıldırım’ın ‘Hainler Listesi’ etiketiyle paylaştığı bildiride adı geçen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Hakan Ünser de suç duyurusunda bulundu.

İki davada ceza yedi

Bozkurt’a yönelik saldırıdan ötürü Yıldırım, soruşturma açıldı ve yalakama kararı çıkarıldı. Avukatıyla birlikte ifade verdikten sonra takipsizlik kararı verildi.

Ümraniye Davası'nda Yıldırım, tehditten sekiz ay hapis yedi.

Ünser’in açtığı davada tehditten beş ay, hakaretten 87 gün hapis cezası verildi.

Bu ceza 1740 TL’ye çevrildi.

Ve hükmün açıklanması ertelendi.

Yıldırım, davalar karara bağlandığında Ülkü Ocakları Başkanı olmuştu.

Öktem, tetikçiyi kaçıranlardan mı?

Gelelim, asıl kritik meseleye…

Yıldırım’ın avukatlığını Serdar Öktem üstlendi.

Öktem, Sinan Ateş Davası’nda tetikçiyi kaçırılmasına katıldığı şüphesiyle tutuklu yargılanıyor.

İddianameye göre…

Suikastin işleniği gün, 30 Aralık 2022’de Bursa’dan Ankara’ya gidiyor.

06 DB 7018 plakalı aracı kullanıyor.

Aynı gece Ankara’dan Bolu’ya devam ediyor.

Tarih, 31 Aralık’a dönerken…

Saat 00.41’de Bolu’daki Highway Alışveriş Merkezi’nde mola veriyor.

Şu tesadüfe (!) bakın ki…

Tetikçiyi Ankara’dan İstanbul’a kaçıran ‘çakarlı siyah Audi’ de dakikalar önce bu benzinlikte durmuş.

06 DB 7018 plakalı araç, Ülkü Ocakları’nın kullanımında.

Plakadaki ‘DB’ harflerinin ‘Devlet Bahçeli’ adının kısaltması…

Öktem’in rolü bu kadarla sınırlı değil.

T etikçiyi azmettiren Doğukan Çep’in 2014’te İstanbul Maltepe’de uyuşturucu çetelerine karşı mücadele eden Hasan Ferit Gedik’i öldürmesine ilişkin davada avukatıydı.

2013’te lise kavgasında bir öğrenciyi öldüren eski Çekmeköy Ülkü Ocağı Başkanı Ufuk Köktürk’ü de savundu.

Zaten Çep ve Köktürk, koğuş arkadaşıydı.

Köktürk, Ateş suikastinden hemen önce Çep’e para gönderdiği için cezaevine kondu. Tutuklandığında MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu’ndaydı.

Ahmet Yiğit Yıldırım'ın Sinan Ateş davası sanığı Serdar Öktem'e verdiği avukatlık vekaletnamesi

Al, sana örgüt

Öktem’e dönersem…

Yıldırım’ın Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı’na atandığı yıl bir süre yardımcılığını yaptı.

Yani, yalnızca avukatı değildi.

Yol arkadaşıydı.

Alt alta toplayıp hesap edin.

Çep, suikasti planlayıp tetikçiyi buluyor.

Köktürk, cinayette kullanmak üzere Çep’e para gönderiyor.

Öktem, hem bu iki sanığın avukatı…

Hem cinayetten sonra tetikçiyi kaçırmakla suçlanıyor.

Hem de Yıldırım’ın iki saldırı ve bir şikayette savunmasını üstleniyor.

Ha, bu arada…

Yıldırım, Sinan Ateş suikastinde ek soruşturma dosyasında 17 şüpheli arasında ilk sırada yer alıyor. Hakkında yurt dışına çıkış yasağı var.

Bütün bu delillere rağmen savcı, Sinan Ateş suikastinde örgütü bulamıyor.

Ülkü Ocakları Genel Başkanı tehditten sekiz ay ceza yedi

Yıldırım’ın ‘Hainler Listesi’ etiketiyle paylaştığı, İmamoğlu’na desteğini açıklayan ülkücülerin bildirisinde İyi Partili Zihni Pamukçu’nun da imzası vardı.

Yıldırım’ın tehdidinden bir gün sonra…

İstanbul’da yenilenen seçime iki gün kala, 21 Haziran 2019’da, İyi Parti olarak Ümraniye’de açtıkları standa gitti. Standın karşısında 10-15 kişilik şüpheli bir grubun oturduğunu, içlerinden birisinin kendilerini telefonuyla kaydettiğini gördü. Pamukçu da onları çekti.

Pamukçu ile arkadaşları Mete Tüfekçi ve Çetin Söğüt, o akşam Alemdağ’da çay ocağında sohbet etti. 22 Haziran’ın ilk saatinde evlerine gitmek üzere çay ocağından çıkıp Gaffarefendi Sokağa girdiler.

Pamukçu:

“Yüzlerini görmediğim, eşgal belirtemeyeceğim, tanımadığım 10-15 kişilik grup bana ve arkadaşlarıma aniden ve sebepsiz saldırdı. Yere düştüm, yaralandım. Yerdeyken vurmaya devam ettiler.”

Pamukçu, kalkıp caddeye koşarken muştayla bir darbe yedi ve yere kapaklandı.

Pamukçu:

“Olay yerinde baygınlık geçirdim. Kalp hastası olduğum için çarpıntı yaşadım. Kendime geldiğimde hastanedeydim.”

Pamukçu, ambulansla hastaneye kaldırıldı.

Burnu kırılmıştı.

9 kişi tarafından darp edilen Zihni Pamukçu'nun saldırı sonrasına ait görüntüsü

Dokuzu vurdu, biri kaydetti

Görüntülere göre üç adama dokuz kişi saldırdı, biri telefonuyla kaydetti.

Saldırganlardan biri kimse yardıma gelmesin diye silah çıkarıp havaya doğru doğrulttu.

Sonra da kaçtılar.

Beşinin kimliği tespit edildi.

İfadeyi almak üç ay sürdü

Yıldırım, altıncı şüpheli olarak dosyaya eklendi.

Gel gör ki…

İki ay sonra, 8 Ağustos 2019’da, telefon numarası bulunabildi.

İfade işlemi için Ümraniye Emniyeti’ine gelmesi bildirildi.

“Kurban Bayramı tatilinden sonra verebilirim” dedi.

Tatili öyle uzamış olmalı ki…

Bu görüşmeden bir buçuk ay sonra, 20 Eylül 2019’da, ifadeye geldi!

Yanında avukatı Serdar Öktem vardı.

Yıldırım’a tehdit, beş saldırgana da basit yaralamadan İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

Yıldırım, bir duruşmaya bile katılmadı.

Yargılama Sinan Ateş suikastine 22 gün kala, 8 Aralık 2022’de bitti.

Tehdit değil, şiirmiş

Avukatı Öktem, “Müvekkilim Ülkü Ocağı Başkanı olup işlerin yoğunluğu nedeniyle sosyal medya hesabını sadece kendisi kullanmamaktadır. 4-5 tane danışmanı tarafından da kullanılmakta olup mesajın kim tarafından atıldığı tespit edilememiştir” dedi.

Diğer avukatı Abdulaziz Sekban ise şöyle konuştu:

“Ya tam susturacağız, ya kan kusturacağız’ şeklindeki ifade bir slogandır. Siyasette kaba söz veya ağır eleştiri olarak kabul edilebilir.”

Avukat Mahmut Nedim Suiçmez de “Slogan ve bilinen bir şiir olan söylemlerinden matufiyet şartı gerçekleşmemiştir” şeklinde konuştu.

İYİ Partili Metin Bozkurt, Ekrem İmamoğlu'na destek verdiği için 19 Haziran 2019'da saldırıya uğradı. Ahmet Yiğit Yıldırım, bu saldırıda şüpheli olarak ifade verdi. Avukatı Serdar Öktem'di.

Duruşmaya gelmediği halde…

Pamukçu, Tüfekçi ve Söğüt’e saldırıdan ötürü beş sanığa ikişer yıl dokuzar ay hapis verildi.

Yıldırım’a tehditten sekiz ay ceza kesildi.

Duruşmaya gelmediği halde ‘yargılama sürecinde pişmanlığı’ nedeniyle cezası 4800 TL’ye çevrilip 10 taksite bölündü.

O kişi, Doğukan Çep’ti

Karardan 22 gün sonra Ateş öldürüldü.

Azmettirici Doğukan Çep, 5 Ocak 2023’te yakalandı.

Zihni Pamukçu, Çep’in fotoğrafını gördüğünde “İşte, o!” dedi.

Saldırıya uğradıkları gün İyi Parti standını telefonla kaydeden ve darp edildikleri sırada kimse yaklaşmasın diye silahını havaya doğrultan sakallı yüz aklına geldi.

O kişi, Doğukan Çep’ti.

Ümraniye'de 22 Haziran 2019'da Zihni Pamukçu, Mete Tüfekçi ve Çetin Söğüt'e yönelik saldırı sırasında silahını havaya doğrultan kişinin Doğukan Çep olduğu iddia ediliyor.

‘Ya tam susturacağız kan kusturacağız’ sözü ifade hürriyetiymiş

Hakan Unser, 1996 - 1997 yılları arasında Ülkü Ocakları Genel Başkanıydı.

İyi Parti’nin kurucuları arasında yer aldı.

İmamoğlu’na destek veren ülkücülerden olduğu için Yıldırım tarafından hedef gösterilince tehdit ve hakaret iddiasıyla Ankara 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açtı.

‘Altı kişilik heyet’

Yıldırım, şahsi Twitter hesabını altı kişilik danışman heyetinin kullandığını iddia ederek, şunları söyledi:

“Twitter hesabı bana aittir. O dönem siyasi işlerimin yoğunluğu nedeniyle hesabımı ben kullanmıyordum. Altı kişilik danışman heyeti tarafından kullanılıyordu. Paylaşımın kim tarafından yapıldığını bilmiyorum. Ancak kesinlikle ben yapmadım. Danışmanlarım ‘Şu paylaşımı yapalım mı’ diye soruyor. İçeriklerini tam bilmeden paylaşmalarını söylüyorum. Bu paylaşım bu şekilde yapılmış olabilir. İçeriğini sorgulamıyorum. Söz konusu paylaşımın nasıl yapıldığını, onay verip vermediğimi hatırlamıyorum.”

İki suçtan ceza

Mahkeme, Yıldırım’ın paylaşımı bilmiyor olmamasını hayatın olağan akışına aykırı buldu.

Dava 6 Nisan 2021’de sonuçlandı.

Karardan:

“Kendi adına açılmış hesaptan yapılan paylaşımdan haberinin olmaması veya böyle bir paylaşımın doğuracağı sonuçları tahmin edebilecek konumunda olan sanığın onayından geçmeden paylaşımın yapılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı…”

Tehditten beş ay, hakaretten 87 gün hapis cezası verildi. Ve 87 günlük ceza 1740 TL’ye çevrildi.

Ardından hükmün açıklanması ertelendi.

Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi de itirazı reddetti.

Ahmet Yiğit Yıldırım, Hakan Ünser'i tehdit ettiği gerekçesiyle 8 ay hapis cezası aldı.

Adalet Bakanlığı devrede

Yıldırım’ı kurtarmak için siyaset devreye girdi.

Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Şubat 2023’te kanun yararına bozma için Yargıtay 6. Ceza Dairesi’ne başvurdu.

Başvuruda, Yıldırım’ın savurduğu tehdidin ifade özgürlüğüne girdiği iddia edildi.

İşte, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yazısı:

“Paylaşımın kışkırtıcı ve kaba olduğu, bazı ifadelerin meşru bir şekilde saldırgan olarak tanımlanabileceği varsayılsa bile, bu ifadelerin yine de somut olgusal ifadeler olmayıp değer yargılarından ibaret olduğunu gözlemlemiş olmakla, neticeten ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, dolayısıyla sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”

MHP’li HSK üyesinin kardeşi

Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 14 Aralık 2023’te tebliğnameye uyup kanun yararına bozma talebini oybirliğiyle kabul etti.

Dairenin başkanı, Hüseyin Kocabey’di.

MHP kontenjanından Hakimler Savcılar Kurulu Birinci Daire üyesiyken, 2021 yılında istifa eden ve bir yıl sonra Devlet Bahçeli’nin Hukuk Danışmanlığı’na getirilen Hamit Kocabey’in kardeşi.

Dava 17 Mayıs 2024’te Ankara 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yeniden görüldü.

Ve beraatle bitti!

The Sinan Ateş Case begins today at the Ankara 32nd High Criminal Court , in the courtroom of Sincan Prison.

22 defendants are on trial in the case.

The indictment deals with a single action, the assassination of Sinan Ateş.

Whereas…

Ateş's assassination was the last part of the attacks that started after the separation in MHP in 2016. Until they reached Ateş, many idealists were attacked with guns, sticks, brass knuckles and fists.

Ateş is not the first person to lose his life.

Eight months before the assassination, Emrullah Kaplan, who was sent to attack Çağrı Ünel in Mersin , also died.

When this is the case…

There was no focus on the link between these attacks and the perpetrators.

The criminal organization that existed in the Ateş assassination was blackened.

The investigation file, which included 17 suspects, including Ülkü Ocakları Chairman Ahmet Yiğit Yıldırım, could very well lead us to the connections between the Ateş assassination and the previous attacks and to the organization.

If you're looking for proof...

Here you go, I present it.

Are you the one who supports İmamoğlu?

CHP overthrew the AK Party's 25-year reign in Istanbul on March 31, 2019.

İmamoğlu was elected as the President of Istanbul Metropolitan Municipality.

YSK decided to cancel the elections and renew them on June 24.

150 people calling themselves 'Democratic Idealists' declared their support for İmamoğlu on June 19, 2019. They announced their stance at the press conference attended by İmamoğlu on the same day.

Attack in parking lot

One of the organizers of this statement was Metin Bozkurt, Founding Board Member of İyi Party Istanbul.

Hours after the statement, Bozkurt was at his workplace in Beylikdüzü Yaşam Vadisi and was attacked by four people shouting "Ülkü Ocakları puts a man's ass" in the parking lot where he went to get something from his car.

One person also recorded the moment of the attack with his mobile phone.

Yıldırım took the blame

Ahmet Yiğit Yıldırım, who was a member of the MHP Central Executive Board (MYK) at that time and was appointed as the Chairman of the Ülkü Ocakları a year later, shared the attacked photo of Bozkurt on Twitter at 00.47 on the same night, June 20, and said: Wrote:

“Those who define themselves as Idealists and seek support for PKK supporter Ekrem Papazoğlu will sooner or later meet Idealist justice. The end of those who commit dishonor under the name of Democratic Idealists is certain. Greetings to the Gray Wolves who put the jackals in their place..."

This was not just praising the crime and the criminal, but openly taking responsibility for it.

Yıldırım had put MHP's signature on the attack.

'List of traitors'

In his second tweet at 00.13, Yıldırım shared the list of those who signed the 'Democratic Idealists' statement and made the following threat:

“We will not forget these traitors who seek support for PKK collaborators using the name of the Nationalist-Idealist Movement!

We will either silence them completely or make them vomit blood!

"Traitors list"

three attacks

The threat has three recorded victims.

Metin Bozkurt, a member of the İyi Party, was beaten in the parking lot of his workplace that day.

Zihni Pamukçu, who signed the İmamoğlu declaration, and his friends Mete Tüfekçi and Çetin Söğüt were beaten by nine people in Ümraniye on the night of June 21st to the 22nd. One person recorded the attack on a phone.

Yusufiyeli Idealists Foundation President Recep Küçükizsiz, who read a statement of support for İmamoğlu, was attacked in the courtyard of a mosque in Üsküdar on February 20, 2020. Kadıköy Ülkü Ocakları President Hasan Görür recorded the attack.

Both Bozkurt and Pamukçu complained about Yıldırım.

In addition, former Ülkü Ocakları Chairman Hakan Ünser, who was mentioned in the statement shared by Yıldırım with the tag 'Traitors List', also filed a criminal complaint.

He was sentenced in two cases

An investigation was launched against Yıldırım and a court order was issued for the attack on Bozkurt. After giving a statement with his lawyer, a decision of non-prosecution was given.

In the Ümraniye Case, Yıldırım was imprisoned for eight months for threats.

In the case filed by Ünser, he was sentenced to five months in prison for threats and 87 days in prison for insult.

This penalty was converted to 1740 TL.

And the announcement of the verdict was postponed.

Yıldırım became the President of the Ülkü Ocakları when the cases were decided.

Is Öktem one of those who kidnapped the shooter?

Let's get to the real critical issue...

Serdar Öktem was Yıldırım's lawyer.

Öktem is being detained on suspicion of participating in the kidnapping of the hitman in the Sinan Ateş Case.

According to the indictment…

He is leaving Bursa for Ankara on the day of the assassination, December 30, 2022.

He drives a vehicle with plate number 06 DB 7018.

It continues from Ankara to Bolu the same night.

As the date turns to December 31st…

At 00.41, he takes a break at the Highway Shopping Center in Bolu.

Look at this coincidence (!) that…

The 'black Audi with flashing lights' that kidnapped the shooter from Ankara to Istanbul also stopped at this gas station minutes ago.

The vehicle with plate number 06 DB 7018 is in the use of Ülkü Ocakları.

The letters 'DB' on the plate are the abbreviation of the name 'Devlet Bahçeli'...

Öktem's role is not limited to this.

He was the lawyer of Doğukan Çep, who instigated the hitman, in the case of the murder of Hasan Ferit Gedik, who was fighting against drug gangs in Maltepe, Istanbul, in 2014.

He also defended former Çekmeköy Ülkü Ocağı President Ufuk Köktürk, who killed a student in a high school fight in 2013.

Çep and Köktürk were already cellmates.

Köktürk was put in prison for sending money to Çep just before Ateş's assassination. He was on the MHP Istanbul Provincial Executive Board when he was arrested.

Power of attorney given by Ahmet Yiğit Yıldırım to Serdar Öktem , the defendant in the Sinan Ateş case

Here's an organization for you.

If I return to Öktem…

He served as Yıldırım's assistant for a while when he was appointed as the General President of the Ülkü Ocakları.

So, it wasn't just his lawyer.

He was a traveling companion.

Add them together and calculate.

Çep plans the assassination and finds the shooter.

Köktürk sends money to Çep to use in the murder.

Öktem, the lawyer of these two defendants...

He is also accused of kidnapping the shooter after the murder.

He also undertakes the defense of Yıldırım in two attacks and one complaint.

Oh, by the way…

Yıldırım is ranked first among the 17 suspects in the additional investigation file in the Sinan Ateş assassination. There is a ban on him traveling abroad.

Despite all this evidence, the prosecutor cannot find the organization in the Sinan Ateş assassination.

The Chairman of the Ülkü Ocakları was sentenced to eight months in prison for threats.

The statement of the idealists declaring their support for İmamoğlu, shared by Yıldırım with the tag 'Traitors List', also had the signature of Zihni Pamukçu from İyi Party.

One day after Yıldırım's threat...

On June 21, 2019, two days before the renewed elections in Istanbul, he went to the stand opened by İyi Parti in Ümraniye. He saw a suspicious group of 10-15 people sitting opposite the stand, and one of them was recording themselves with his phone. Pamukçu also drew them.

Pamukçu and his friends Mete Tüfekçi and Çetin Söğüt chatted at the tea house in Alemdağ that evening. In the first hour of June 22, they left the tea house and entered Gaffarefendi Street to go home.

Cotton man:

“A group of 10-15 people, whose faces I could not see, whose identities I could not identify, and whom I did not know, attacked me and my friends suddenly and without reason. I fell to the ground and was injured. "They continued hitting while he was on the ground."

While Pamukçu got up and ran to the street, he was hit with brass knuckles and fell to the ground.

Cotton man:

“I fainted at the scene. I had palpitations because I have heart disease. "When I came to, I was in the hospital."

Pamukçu was taken to the hospital by ambulance.

His nose was broken.

Image of Zihni Pamukçu, who was beaten by 9 people, after the attack

He hit nine, recorded one

According to the footage, nine people attacked three men, one of whom recorded it with his phone.

One of the attackers took out a gun and pointed it in the air so that no one could come to help.

Then they ran away.

Five of them have been identified.

It took three months to get the statement

Yıldırım was added to the file as the sixth suspect.

Come see…

Two months later, on August 8, 2019, the phone number was located.

He was informed to come to Ümraniye Police Station for his statement.

“I can give it after the Eid al-Adha holiday,” he said.

His vacation must have been so long...

One and a half months after this meeting, on September 20, 2019, he came to testify!

He was accompanied by his lawyer Serdar Öktem.

A lawsuit was filed against Yıldırım for threatening and the five attackers for simple injury at the Istanbul 16th Criminal Court of First Instance.

Yıldırım did not even attend a hearing.

The trial ended on December 8, 2022, 22 days before Sinan Ateş's assassination.

It's not a threat, it's a poem

His lawyer Öktem said, “My client is the President of the Ülkü Ocağı and does not use his social media account alone due to the intensity of his work. "It is also used by 4-5 of his advisors and it has not been determined who sent the message," he said.

His other lawyer, Abdulaziz Sekban, said:

The expression "We will either silence them completely, or we will make them vomit blood" is a slogan. In politics, it can be considered rude words or harsh criticism.”

Lawyer Mahmut Nedim Suiçmez also said, "The condition of being based on slogans and well-known poems has not been fulfilled."

İYİ Party member Metin Bozkurt was attacked on 19 June 2019 for supporting Ekrem İmamoğlu . Ahmet Yiğit Yıldırım testified as a suspect in this attack. His lawyer was Serdar Öktem .

Even though he didn't come to the hearing...

Five defendants were sentenced to two years and nine months in prison each for the attack on Pamukçu, Tüfekçi and Söğüt.

Yıldırım was sentenced to eight months for threats.

Although he did not attend the hearing, his fine was converted to 4800 TL and divided into 10 installments due to his 'regret during the trial process'.

That person was Doğukan Çep

Ateş was killed 22 days after the decision.

The instigator Doğukan Çep was caught on January 5, 2023.

When Zihni Pamukçu saw Çep's photo, she said, "That's him!" said.

He remembered the bearded face who recorded the İyi Party stand with his phone on the day they were attacked and who pointed his gun into the air so that no one could approach them while they were being beaten.

That person was Doğukan Çep.

It is claimed that the person who pointed his gun into the air during the attack against Zihni Pamukçu, Mete Tüfekçi and Çetin Söğüt in Ümraniye on 22 June 2019 was Doğukan Çep .

The saying 'We will either silence them completely or make them vomit blood' is freedom of expression.

Hakan Unser was the Chairman of the Ülkü Ocakları between 1996 and 1997.

He was among the founders of İyi Party.

When he was targeted by Yıldırım because he was one of the idealists who supported İmamoğlu, he filed a lawsuit at Ankara 42nd Criminal Court of First Instance, alleging threats and insults.

'Delegation of six people'

Yıldırım claimed that his personal Twitter account was used by a six-person advisory committee and said:

“The Twitter account belongs to me. At that time, I was not using my account due to my busy political work. It was used by a six-person advisory committee. I don't know who shared the post. But I definitely didn't do it. My advisors ask, 'Should we share this?' I tell them to share their content without knowing it fully. This sharing may have been made this way. I do not question its content. “I don't remember how the post in question was made or whether I approved it or not.”

Punishment for two crimes

The court found that Yıldırım's lack of knowledge of the post was contrary to the normal flow of life.

The case was concluded on April 6, 2021.

From the decision:

"It is not compatible with the ordinary flow of life if the defendant is not aware of the sharing made from the account opened in his name or without the approval of the defendant who is in a position to predict the consequences of such a sharing..."

He was sentenced to five months in prison for threats and 87 days in prison for insulting. And the 87-day penalty was converted into 1740 TL.

Then the announcement of the verdict was postponed.

Ankara 6th High Criminal Court also rejected the objection.

Ahmet Yiğit Yıldırım was sentenced to 8 months in prison for threateningHakan Ünser .

Ministry of Justice is active

Politics stepped in to save Yıldırım.

Upon the application of the Ministry of Justice, the Chief Public Prosecutor's Office of the Supreme Court of Appeals applied to the 6th Criminal Chamber of the Supreme Court of Appeals for reversal in the interest of law on February 15, 2023.

In the application, it was claimed that the threat made by Yıldırım violated freedom of expression.

Here is the letter from the Supreme Court of Appeals Chief Public Prosecutor's Office:

"Even if it is assumed that the post is provocative and vulgar and some statements can be legitimately defined as offensive, we have observed that these statements are still not concrete factual statements but are value judgments, and consequently, it remains within the scope of freedom of expression and therefore the defendant should be acquitted, without considering that the objection should be accepted in written form. "The decision to reject it in this way was not correct."

The 6th Criminal Chamber of the Supreme Court of Appeals, brother of the MHP HSK member

, unanimously accepted the request to comply with the notification and overturn it in the interest of law on December 14, 2023.

The head of the department was Hüseyin Kocabey.

He is the brother of Hamit Kocabey, who resigned in 2021 while he was a member of the First Department of the Council of Judges and Prosecutors from the MHP quota and was appointed as Legal Advisor to Devlet Bahçeli a year later.

The case was heard again on 17 May 2024 at the Ankara 42nd Criminal Court of First Instance.

And it ended in acquittal!