Vergide adaletsizliğe karşı kampanya, temel mesele

Türkiye vergi adaletsizliğinde başta gelen ülkelerden biri ve iktidar “biraz adalet” için parmağını bile kıpırdatmıyor.

On yıllardır bu adaletsizlik sürüyor.

Yalçın Karatepe ile Mehmet Şimşek bugün masada buluşacaklar.

Halk yararına bir sonuç bekler miyiz, hayır.

Emekliler ve asgari ücret konuları, Şimşek için el yakıcı.

Diyecek ki: Yahu bütçe çökük, yeni vergi paketini Meclis’e getiriyoruz, sen ise vergide adalet için indirelim diyorsun.

Bu masada karşılık bulacak bir konu değil, (diğer konular gibi).

CHP geçinemiyoruz mitingi yapacak Kocaeli’nde. Sanayinin kalbi bir yer.

Kapsamlı bir vergi adaletinin sağlanması konusunda CHP’nin kapsamlı bir programıhazırlığı var mı bilmiyorum.

İktidara aday parti.

İktidara geldiğinde köklü değişiklikler yapmak zorunda.

Bunlardan biri de vergi.

Şimşek’in vergi paketinden çıkardığını öğrendiğimiz gelirlerle harcamalar arasında farktan ve açıklanamayan servetten vergi alınması maddeleri tasarıdan çöpe atılmış.

Tabii ki! AKP döneminde trilyonlarca servet edinenler var. Bunları vergilendirmeye kalksalar AKP içinde ve çevresinde adam bulamazlar. Bu kesime yurtdışı çıkış vergisini bırakın 3 bin, 5 bin yapsanız ne yazar!

VERGİ EŞİTSİZLİĞİ KAMPANYASI

CHP halkı aydınlatmalı.

İktidara gelince vergi adaletsizliğini nasıl gidereceği konusunda plan ve programını açıklamalı, bugünkü adaletsiz düzenle kıyaslamalı olarak.

Bunu irili ufaklı toplantılarla yurt çapında uzun süreye yayarak yapabilir. Köklü, dokunulmaz olan sorunları nasıl çözeceğini anlatmalı.

En önemli konulardan biri aslında Türkiye ekonomik yapısının düşük ve orta teknolojik üretimden orta ve yüksek teknolojik üretim yapısına nasıl dönüştürüleceğidir. Bu orta ve uzun vadeli ama mutlaka yapılması gereken bir program konusudur. Bu dönüşüm gerçekleştirilmeden Türkiye ekonomisini bekleyen sadece dönemsel batışlar ve yoksullaşmalardır.

17 bin TL’lik asgari ücreti bile çok bulan, dışta rekabet yeteneğini kaybetmeye başladıklarından şikâyet eden işveren kesimi çoğunlukta.

Üretimleri ucuz işgücüne ve teknolojik üretime bağlı.

Okuyoruz ki bazıları iç piyasaya yönelmiş.

Çünkü iç piyasa babalarının çiftliği.

İstediği fiyatı dayattıkları ve yüksek kazanç elde ettikleri, hele hele şu enflasyonist ortamda...

CHP iktidarı bu yapıyı planlı programlı nasıl değiştirecek?

FİZİK MÜHENDİSLERİNE NEDEN TALEP YOK?

Gül Akçasoy: 17 Haziran 2024 tarihli yazınızın bir başka yönü olan istihdam konusunda ufak bir katkıda bulunmak isterim. Yazınızda bahsettiğiniz, tersine beyin göçü için model önerisinin, bilim insanı yetiştirmek, onların yeni bilimsel çalışmalara ve buluşlara imza atmalarını beklemenin yanı sıra fizik mühendislerinin özel sektörde istihdam edilmelerinin de bir o kadar önemli olduğunu düşünüyorum.

Üniversite-özel sektör işbirliği projelerinden öte, günlük operasyonun içinde fizik mühendislerinin bulunması, rekabet üstünlüğü için çok önemli.

Yüksek teknoloji ürünleri (mal ve hizmet) ile tanınan bütün ülkelerde, fizik mühendisleri her zaman en temel kadroyu oluşturuyor. Ülkemizde sadece beş üniversitede fizik mühendisliği bölümü olduğunu görmek de konunun bir üzücü yanı.

Meslek yaşamımın 35 yılını İK yöneticisi olarak özel sektörde geçirdim, Türkiye’de fizik mühendislerinin hiç denecek oranda istihdam edildiklerini biliyorum.

Rekabet üstünlüğü sağlamanın en temel kadrosunu fizik mühendisleri oluşturur, ürün (mal ve hizmet) geliştirmek için en temel bilim dalı uygulaması. Oysa ülkemizde yüksek teknoloji şirketlerinin bile fizik mühendisi kadrosu aradığını göremiyoruz.

Örneğin nitelikli işgücü ilanlarının olduğu bir internet sitesinde, 42 bin 975 iş ilanından sadece ikisi fizik mühendisi ilanı (0.0005 oranında). Aynı internet sitesinde 4 bin 833 mühendislik iş ilanı ile karşılaştırınca oran 0.0004 oluyor.