Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün akşam üzeri tam olarak bir muhtıra yayınladı.
Hatırlatmama gerek yok, muhtıra, ihtar demek. Peki kimi ihtar ediyor veya muhtıranın muhatabı kim?
Tek bir kişi: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan muhtıranın muhatabı.
Bahçeli’nin yayınladığı açıklama her bakımdan ‘muhtıra’ diye nitelenmeyi hak ediyor, çünkü sahiden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı iki konuda ‘ihtar ediyor’ MHP lideri.
Konulardan biri Sinan Ateş cinayeti meselesi.
Malum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önceki gün iki önemli temas yaptı. Bu temaslardan birincisi Özgür Özel’le görüşmesiydi, ikincisi ise öldürülen Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ve kızlarıyla olan buluşmaydı.
Bahçeli’nin açıklamasının ilgili bölümü şöyle:
‘Ancak sıcak gündemin üst sıralarına yerleşen temas ve görüşme trafiğinin Milliyetçi Hareket Partisi’ni hedef alan karalama kampanyasına dönüştüğü de her türlü izahtan varestedir.
Dikkat, temkin ve titizlikle takip ettiğimiz nevzuhur gelişmelerin esrar perdesi aralandığında başka hesapların, alttan alta körüklenen farklı beklentilerin varlığı müşahede ve mütalaa edilmektedir.
(….) İddianamesi hazırlanan bir cinayet davası üzerinden de Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e yönelik itibar suikastının yaygınlaşması, bu suikasta refakat eden kimi isimlerin sürekli parlatılması, dahası kapı kapı gezdirilmesi, ekran ekran dolaştırılması, bir hak ve hukuk arayışından öte iç huzur ve barış ortamını zehirlemeye tam teşebbüstür.
Milliyetçi Hareket Partisi mezkur davanın 1 Temmuz 2024 tarihinde yapılacak duruşmasında mutlaka hazır bulunacak, karanlık oyunlarla ve bu oyunların figüranlarıyla Türk yargısının huzurunda hesaplaşacaktır.
Yurt içi ve yurt dışı menşeli çıkar odaklarının, yıkım ortaklarının, siyasi istikrar muhalifi çevrelerin, bilhassa da Cumhur İttifakı muarızlarının partimizi töhmet altında bırakmak, bir yol ayrımının inşasını sağlamak maksadıyla kesintisiz faaliyet içinde oldukları meydandadır.’
Biliyorsunuz, MHP’nin gençlik örgütü olan Ülkü Ocakları’nın eski genel başkanının Ankara’da sokak ortasında profesyonel bir tetikçi tarafından öldürülmesini bu parti resmi düzeyde hep ‘Sıradan bir suç’ olarak niteledi.
Şimdi ne oldu da, bu ‘sıradan cinayet’ döndü dolaştı ‘İç huzur ve barış ortamını zehirleyen bir teşebbüs’e dönüştü? Bahçeli bu sebebi bize söylemiyor, çünkü ona göre bu durum ‘Her türlü izahtan vareste.’.
Bana soracak olursanız Bahçeli’yi esas kızdıran durum, görüşmenin Ayşe Ateş ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında olması değil, görüşmede merhum Sinan Ateş’in kızlarının da bulunması ve dün Ayşe Ateş’in açıkladığı kadarıyla Cumhurbaşkanı’nın esas olarak küçük kızlarla konuşmuş olması.
Kuşkusuz aramızda Tayyip Erdoğan’ı en iyi tanıyan isimlerden biri Devlet Bahçeli. Erdoğan’ın babalarının neden ve kimler tarafından öldürüldüğünü merak eden küçük kızların sorularından duygusal olarak çok etkilenmiş olacağını o tahmin ediyor.
Bence Bahçeli’yi bu muhtırayı yayınlamaya iten esas şey, Ayşe Ateş’in dün Erdoğan görüşmesi hakkında yaptığı açıklamalar. Onları okuyunca bu metni yazdı veya yazdırdı MHP lideri.
Bahçeli’nin ihtarının ikinci konusu veya ihtarında kullandığı esas koz ise Ak Parti ile CHP arasında bir ittifak arayışı olduğuna dair kendi kafasında kurduğu komplo teorisi.
Evet Bahçeli haklı, Ak Parti içinde yola MHP ile devam etmek istemeyen, hatta ‘MHP’den kurtulmalıyız’ diye konuşan bir kesim var ama bu konuda tek karar vericinin Tayyip Erdoğan olduğunu o da biliyor, biz de…
Erdoğan gerekirse, ‘MHP’den kurtulmalıyız’ diyenleri partisinden uzaklaştırıp MHP ile yoluna devam eder. Geçmişte bu eleştiriyi Ahmet Davutoğlu yaptı, sonunda Davutoğlu gitti, MHP kaldı.
Muhtırasında kendince ironi yapıyor Bahçeli ve şöyle diyor:
‘AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak, AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir.’
Oysa, Cumhurbaşkanı’nın önceki günkü CHP ziyareti öyle çok da iyi geçmiş bir ziyaret değildi. Yapılan açıklamalardan, son görüşmenin iki liderin Mayıs ayındaki ilk görüşmesine göre daha tartışmalı geçtiği, en azından Mayıs ayındaki görüşme kadar meyve vermeyeceği anlaşılıyor. Ama Bahçeli görüşmenin içeriğinden çok anlaşılan Sabah gazetesi ve Hürriyet gazetesinin görüşmeyi yansıtma biçimine bakıyor ve kendince sonuçlar çıkarıyor.
Peki ne yapıyor?
‘Ben Cumhur İttifakına bağlıyım’ diyor, ‘Erdoğan istediğiyle görüşebilir’ diyor, ‘Yasalara oy vermeye devam edeceğiz’ diyor ama bir yandan da Ak Parti ile CHP arasında bir ittifak oluştuğunu düşünüyor.
Yani ‘Cumhur İttifakı’nı ben bozmam ama sen bozuyorsun’ diyor.
Peki bu muhtıranın Bahçeli’nin arzuladığı gibi sonuç alması için ne yapması gerekiyor Erdoğan’ın?
Sinan Ateş cinayetinin ucunu bırakması ve CHP ile olan temaslarını da kesmesi, 31 Mart öncesindeki, hatta hatta 28 Mayıs 2023 öncesinde Erdoğan olması gerekiyor yeniden.
Bakalım Erdoğan, Bahçeli’nin bu açıklamasına ne cevap verecek?
Tam ‘Unuttuk, bir süre için hayatımızdan çıktı’ derken siyaset geri geldi, iyi mi?