Birisi 5 yıl önceki Ülkü Ocakları genel başkanına ait, Sinan Ateş’e, ki Ankara’nın göbeğinde katledildi, diğeri şimdiki Ülkü Ocakları Genel Başkanına, Ahmet Yiğit Yıldırım’a ki, Sinan Ateş cinayetinin bir yerinde adı geçiyor…
İki fotoğrafta da Devlet Bahçeli var. Buluşma Ülkücü Şehitleri anma toplantısında…
Sinan Ateş, ülkücü camianın bir kısmına göre “Şehit” sayılıyor.“Şehadet”i henüz sıcaklığını koruyor ve ne garip, bu toplantıda esamisi okunmuyor.
Aslında ve normalde böyle, yani genel başkan konumunda değil, ülkücülüğü bilinen birisinin şehadeti söz konusu olduğunda ülkücülerin yeri göğü inlettiği bilinir.
Sinan Ateş için niye ses çı4karılmıadı, çıkarılmıyor?
Hatta “Aileye başsağlığı dilenmeyecek” türü mesajlar uçuştuğu iddiaları seslendiriliyor. Neden?
Cinayetin kurgulandığı süreçte bir yerlerde “İpi çekildiği için”olmasın?
Camianın lideri Devlet Bahçeli, bu “ipinin çekilmesi” işine nasıl bakıyor acaba? Henüz bir şey demedi. Demesi gerekmez miydi bu“kritik” ve “hunhar” ifade için?
Burası Türkiye, Devlet Bey, Cumhur İttifakı’nın ortağı, yani iktidarı bir şekilde paylaşıyor, en azından “ülkedeki güvenlik sorunu” açısından ilgileniyor olması lâzım, kaldı ki, bir “ülkücü evlad”ın katli söz konusu…“Hiçbir ülkücü evladımızı kurban vermeyiz” sözü de ona ait. Sinan Ateş bir “Ülkücü kurban” değil mi?
Ben bir de o camiada günlerce dolaştığı anlaşılan “Sinan Ateş’in İpinin çekilmesi” söylemini sayın Bahçeli duymamış olabilir mi, sorusunu önemsiyorum. Duymamıştır mutlaka diyeceğim ama, bu da“Camiada liderden habersiz çok vahim işler oluyor” anlamına gelecek ki, Liderlik karizmasına terstir.
Sayın Bahçeli, epeyce sustuktan sonra çıktı ve “Ne varsa araştırılsın, bilen bildiğini söylesin, işte mahkeme” gibi sözler söyledi. Bu da bir gelişme sayılır kuşkusuz.
Ama gene de sorun bitmiyor. “Ülkücü Şehitleri anma” toplantısında 5 yıl önce Sinan Ateş’in durduğu yerde, yani tam “Liderin arkasında”bu defa Ayşe Ateş’in, kocasının şehadeti ile ilgili suçlamalarına hedef olan Ahmet Yiğit Yıldırım yer alıyor. Bu fotoğrafın oluşumu tesadüfi olabilir mi? Sayın Bahçeli, bunca tartışma ortamında Ahmet Yiğit Yıldırım’ı arkasına alıp, ya da sırtını ona dayadığı anlamı çıkarılacak bir fotoğrafın oluşumuna nasıl izin vermiştir? Yoksa bu mizansen kendisinden habersiz mi oluşturulmuştur?
Sinan Ateş cinayetinin bir yerinde iltisakı bulunduğu iddia edilen ve uzunca bir süre sessizliğini koruyan MHP eski Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz –ki kendisi 1.5 yıldır MHP TBMM Grup danışmanı idi- görevden alındı. Neden acaba?
MHP yönetiminin ve yeni “Ülkü ocakları ekibi”nin Sinan Ateşcinayetini, hadi diyelim en azından Ayşe Ateş’in içinin yandığı gibi karşılamamıştır. Ateş ailesi de kendilerini en baştan “Ülkücü” olarak nitelemesine rağmen acılarını camianın MHP yönetim katına taşıyamamışlardır. Kim bilir belki de Ayşe Ateş o camiada çok kızılan bir isimdir.
Acaba Ayşe Ateş de sessiz mi kalsaydı, “Mutlaka büyüklerimizin bir bildiği olmalı, ipi çekildiyse bir gerekçesi vardır, dava verilen kararlara uymayı gerektirir” mi deseydi? MHP Meclis grubunda Ayşe Ateş’i dinleyen kimse olmadı sanıyorum. Onunla birlikte fotoğraf vermek bile risk kabul edilir böyle zamanlarda… Ah şu dava hassasiyeti!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Yerlikaya’yı, Bahçeli’ye gönderdi malum. Ayhan Bora Kaplan davası ve Ankara Emniyeti’nde olanlar hakkında bilgi verilmesi talimatıyla…
Belli ki Erdoğan Bahçeli’nin bilgilendirilmesi konusunda hassas…
Acaba Sinan Ateş dosyası da, sayın Cumhurbaşkanı’nın ilgi alanında olmuş mudur ve cinayetin iltisakları konusunda MHP lideri ile istişare etmiş midir? Garip dünyanın garip işleri…
Aslında şu ana kadar Sinan Ateş’in hangi sebeple “ipinin çekildiği”konusu da ortaya konulmuş değildir. Demek ki bir “Odak”ta masaya yatırıldı ve başparmaklar aşağıya indi. Nasıl bir odak o? Bir insanın hayatının sona erdirilmesine nasıl karar verir? Ve o kararın icrası karşısında neden birileri “Omerta” suskunluğuna gömülür?
O fotoğraf acayip bir fotoğraftır.
Bence sayın Bahçeli bir kere daha bakmalı o fotoğrafa… Orada bir yanlışlık var ama nerede, izahı gerekiyor.