Böyle iktidar mı olur?

"Vay şerefsiz" manşetiyle Ahmet Kaya'ya hayatı dar eden, Hrant Dink'i hedef gösteren Hürriyet'in sabık yönetmeni şimdilerde foncu sitelerde, karanlık odalarda sola kanaat önderliği yapıyor.

İktidarla, gazeteciliğin sınırlarını çok çok aşan ilişkiler geliştirdiği için adı Özköşk'e çıkan yazarımız bugünlerde ileriye yatırım yapıyor. Rahat bir emeklilik geçirmek için, 2028'de iktidara geleceğini düşündüğü adayın piarıyla meşgul.

Heyecanlı da.

Yalnızca cilalamayla yetinmiyor, siyasi güzergah da çiziyor.

Bir yıl önce yüzde 52 oy almış, kendisinden 7 yaş küçük Erdoğan'a emeklilik tavsiyeleri veriyor.

Geçen de Ekrem İmamoğlu'nun bayii toplantısı tadındaki Roma seyahatinde yer bulmanın coşkusuyla yine döktürüyordu:

Artık Türkiye'de iki iktidar varmış mesela. Biri merkezi iktidar, öteki yerel iktidarmış. İmamoğu da bu anlayışa gelmiş.

Vay be! 15 yıl önce "MHP'siz de yeni anayasa yapılır" diye yazdığım için partililerden önce köşesinden üzerime yürüyen milliyetçimiz gitmiş, yerini özerklik modellerini tartışan bir heval gelmiş sanki...

Ne diyelim hayırlı olsun.

Elbette, metro yapmak için izin alması gereken iktidar mı olur falan diye sormayacağım.

Ama Özkök gazı biraz daha abartırsa, yerelde cumhurbaşkanı ilan ettiği İmamoğlu ile CHP'nin iktidarının arasını açacak. Demedi demeyin.

Haklısınız, belki de plan tam olarak budur.

***

İYİ FİKİR

Diken'in kulis haberine göre AK Parti'deki 31 Mart değerlendirmeleri sürüyormuş:

"Toplantılardan birinde milletvekillerinin güncel gelişmeler dışında kendi gündemini inşa edecek faaliyetlere ağırlık vermesi gerektiği konuşuldu. Milletvekillerinin medya ile ilişkisi de ele alındı. Farklı kanalların programlarına katılım sağlanması gerektiği belirtilirken, "Bizi gazeteciler, akademisyenler değil biz temsil edelim" görüşünü dile getirenler oldu."

Doğru mudur bilmem ama milletvekillerinin seçildikleri partiyi, siyasetlerini artık ekranlarda anlatmaya karar vermeleri olumlu bir gelişme.

Zira biz siyaset yazarları bile birkaçı dışında milletvekillerini tanımıyoruz.

Kritik süreçlerde, gözlerin iktidara çevrildiği dönemlerde yükü "yandaş medyanın" üzerine yıkıp ölü taklidi yapıyorlar, telefonlara bile çıkmıyorlar. Hiçbir risk almadan, yorumu gazetecilere, akademisyenlere bırakıyorlar. Sonra da medyadan yakınıyorlar.

***

GÜNEŞ Mİ, GÖKKUŞAĞI MI?

Kızılcahamam'da gazetecilerle bir araya gelerek sohbet eden Bahçeli, gündeme ilişkin soruları da yanıtladı. CHP ile ilgili bir soru üzerine Bahçeli, "Onlara göre birinci parti konumuna geldiler ama bize göre değil" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i Meclis'te yakından takip ettiğini ifade ederek Özel'in hareketli, heyecanlı ve konuşkan bir insan olduğunu belirten Bahçeli, "CHP'ye yeni bir renk kattı. Ama bu renk güneşin batışı sırasındaki yedi renge bürünürse tehlike ama güneşin renginde kalırsa, yani köklü bir CHP olarak kalırsa faydalı olabilir diye düşünüyorum. Güneşin renklerini biliyorsunuz değil mi? Her renk var orada. Oraya dönüşmemesi lazım" değerlendirmesinde bulundu.

Onca kez izledim, güneşin batarken 7 renk olduğunu fark edememiştim. İnternette araştırdım, 6 renge kadar çıkan var ama 7 diyene rastlamadım.

Acaba Bahçeli gökkuşağının renklerinden mi bahsediyor?

***

İSRAİL KAYBETTİ

Eski Mossad Başkan Yardımcısı Ram Ben Barak itiraf ediyor:

"Gazze Savaşı'nı kaybettik, dünyada yapayalnız kaldık, İsrail ekonomisi çöküyor!"