Son günlerde gündemimize giren yeni bir konu başlığı var:

"Etki Ajanlığı"

Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı ve TBMM'ye sunulması beklenen 9. Yargı paketinde bu kavram öne çıkıyormuş ve teklifte bu suçun tanımı ve cezası belirleniyormuş.

MHP lideri Devlet Bahçeli de dünkü grup toplantısında bu düzenlemeye dikkat çekti ve düzenlemeden rahatsız olanların çok iyi araştırılıp incelenmesi gerektiğini belirtti.

Bahçeli şöyle dedi:

"Yurt içinden ve yurt dışından hain FETÖ'cülerin, onlara sözcülük yapan satılmış, devşirilmiş sözde gazetecilerin bedel ödemesi yakındır ve kaçınılmazdır."

Sayın Bahçeli elbette bu ifadesiyle kastettiği kişilerin isim listesine vakıftır ve zamanı geldiğinde ortaya koyacaktır.

Ancak biz yine de yapılacak düzenlemenin Bahçeli'nin listesinde olmayan ve sadece halkın haber alma hakkına hizmet eden gerçek gazeteciler açısından doğuracağı sonuçları da konuşmak zorundayız.

Ne demek istediğimi anlatmadan önce TCK'daki mevcut düzenlemeyi ve yapılmak istenen düzenlemeyi aktarmak isterim.

- TCK'nın mevcut 339. Maddesi devletin güvenliğiyle ilgili gizli kalması gereken bilgi ve belgeleri geçerli bir gerekçe bulunmadan elinde bulunduranlara yönelik bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilmesini düzenliyor. Maddeye göre bu suç savaş zamanında işlenirse faile üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası veriliyor.

- Kamuoyuna sızan bilgilere göre 9. yargı paketinde 339. maddeye şu kritik düzenlemeler ekleniyormuş:

"...Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda;

a) Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları ya da Türkiye'de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlar,

b) Türkiye'de suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir. Fiilin, bu bölümde düzenlenen suçlar dışında başka bir suç oluşturması halinde hem bu suçtan hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur."

Türkiye aleyhine casusluk yapanlar, ülkenin güvenliğini tehdit edecek bilgi ve belgeleri paylaşanlar elbette cezasını çekmelidir.

Ancak yeni düzenlemede yer alan "araştırma yapanlar" ifadesi, doğrudan biz gazetecileri hedef alır ve standart "araştırmacı gazetecilik" faaliyetlerini "etki ajanlığı" kapsamına sokabilir.

Daha iyi anlaşılması için somut örnekler vermek isterim:

- 12 Eylül 1980 darbesinin generallerinden Tahsin Şahinkaya'nın ABD'den F-16 satın alınırken 23 milyon dolar rüşvet aldığı iddiası ortaya atılmıştı. F-16 satın alınması ulusal güvenlikle ilgili bir projedir. Ancak rüşvet, kamuoyunu ilgilendiren bir konudur ve suçtur. Gazeteci, bu iddia eline geçtiğinde bunu araştırmakla yükümlüdür. Düşünülen yasal düzenleme o gün geçerli olsa araştıran gazeteciyi cezalandırıp, rüşvetçi generali koruyabilirdi.

There is a new topic that has been on our agenda lately:

"Influence Agency"

This concept comes to the fore in the 9th Judicial package prepared by the Ministry of Justice and expected to be submitted to the Turkish Grand National Assembly, and the definition and punishment of this crime are determined in the proposal.

MHP leader Devlet Bahçeli also drew attention to this regulation at yesterday's group meeting and stated that those who are disturbed by the regulation should be thoroughly investigated and examined.

Bahçeli said:

"It is imminent and inevitable that the treacherous FETO members from home and abroad and the sold and recruited so-called journalists who serve as their spokespersons will pay the price."

Mr. Bahçeli is of course aware of the list of names of the people he means with this statement and will reveal it when the time comes.

However, we still have to talk about the consequences of the regulation for real journalists who are not on Bahçeli's list and who only serve the public's right to receive news.

Before explaining what I mean, I would like to convey the current regulation in the Turkish Penal Code and the regulation that is intended to be made.

- The current Article 339 of the Turkish Penal Code regulates the imprisonment of one to five years for those who possess confidential information and documents related to the security of the state without a valid justification. According to the article, if this crime is committed during wartime, the perpetrator is sentenced to imprisonment from three to eight years.

- According to information leaked to the public, the following critical regulations were added to Article 339 in the 9th judicial package:

"...in line with the strategic interests or instructions of a foreign state or organization against the security of the state or its domestic or foreign political interests;

a) Those who conduct or have research conducted on Turkish citizens or institutions and organizations or foreigners in Turkey,

b) Those who commit crimes in Turkey are sentenced to imprisonment from three to seven years. "If the act constitutes a crime other than the crimes regulated in this section, separate punishment will be imposed for both this crime and the related crime."

Of course, those who spy against Türkiye and share information and documents that threaten the security of the country must be punished.

However, the expression "those who do research" in the new regulation directly targets us, journalists, and may include standard "investigative journalism" activities within the scope of "influence agents".

I would like to give concrete examples for better understanding:

- It was alleged that Tahsin Şahinkaya, one of the generals of the September 12, 1980 coup, received a bribe of 23 million dollars while purchasing F-16s from the USA. Purchasing F-16 is a project related to national security. However, bribery is a matter of public concern and is a crime. The journalist is obliged to investigate this allegation when he receives it. If the proposed legal regulation had been valid that day, it could have punished the investigating journalist and protected the corrupt general.