Erdoğan’ın ‘görüşmeyin’ dediği lider

2013 yılının son günleri...

Türkiye, eski ortaklar AKP-FETÖ kavgasına hazırlanıyor.

İşte o günlerde Bakanlar Kurulu’nda yaşanan sıra dışı bir olayı belki de hiç konuşmadık. Bülent Arınç’ın pazartesi günkü “kahramanım Özgür Özelaçıklaması olmasaydı, “Başkan Arınç” kitabına uzanıp bakmasaydım, ben de fark etmeyecektim.

Yazarı Ömer Şahin. Arınç’a çok yakın bir gazeteci. O gün, kitapta şöyle anlatılıyor:

“Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken (Başbakan Yardımcısı) Arınç’ın önüne bir not iletilmişti. Önemli olmalıydı ki toplantı bitimi beklenmemişti. Nota baktığında Joe Biden’ın görüşme talebi yazıyordu. Türkiye saatine uygun bir zamanda iki tercümanın hazır bulunacağı güvenli bir telefonla görüşme talebiydi bu.”

Arınç’ın o anda hissettikleri şöyle aktarılmış: “Arınç, sevinç ve endişe duygusunu bir arada yaşamıştı. ‘Zaman zaman görüşelim, sizi bizzat arayacağım’ diyen Biden, sözünü tutmuştu. Bu sevindiriciydi. Asıl muhatabı olan başbakan ve dışişleri bakanı durur iken aranıyor olması ise düşündürücüydü.”

Arınç’ın, o gün dışişleri bakanı olan Ahmet Davutoğlu’na danıştığını okuyoruz:

“Davutoğlu’nun söylediği şu oldu: Başkanım bu iyi bir şey ama bunun altından başka şeyler çıkabilir. Tayyip Bey buna razı olmayabilir. Onun bilgisi dışında bir görüşme olursa zor durumda kalabilirsiniz!”

Arınç da gidip Erdoğan’dan izin istemiş. Ancak “Biden’ın kendisinden başka biriyle” görüşme girişimi, Erdoğan’ı rahatsız etmiş. Arınç’a verdiği cevap kitapta şöyle yer alıyor: “Görüşmeniz uygun değil!”

BIDEN: BİZZAT ARAYACAĞIM

Dikkatinizi çekmiştir. Biden, Arınç’a daha önce arayacağını söylemişti. İşte o detay da kitapta yer alıyor. 22 Kasım 2013’te, Arınç ile o dönem ABD başkan yardımcısı olan Biden’ın Beyaz Saray’daki görüşmesinden bahsediyorum. Trafik, önce Ankara’da, ABD Büyükelçisi Ricciardone ile Arınç arasında başlamış. Beyaz Saray’a ulaştığında ise Biden, Arınç’ı kapıda karşılamış. 45 dakika olarak planlanan görüşme, Biden’ın isteğiyle yarım saat daha uzamış. İçeride şiirler okunduğunu, iki liderin kaybedilen evlatlarına dair özel yaşamlarını konuştuğunu öğreniyoruz. Erdoğan’ın ABD ile arasında soğuk rüzgârlar eserken Arınç, Beyaz Saray’da farklı bir konuşma yapıyordu:

“Türkiye ve ABD, ister Suriye olsun ister Irak olsun ister diğer konularda olsun çatışma içinde değil, hemen hemen görüş birliği içerisinde.”

Kitapta, görüşmede yer alan Büyükelçi Namık Tan ile Arınç’ın bir diyaloğu da var:

“- Sayın başkanım farkında mısınız size çok önemli bir mesaj verdi?

- Neydi o mesaj Namık Bey?

- Bölgeye geleceğini söyledi. Davet ederseniz size de gelirim demek bu.

İşte Bakanlar Kurulu sırasında Arınç’ın önüne konan not, bu görüşmenin sonucuydu. Ancak bu olay, her seferinde Beyaz Saray randevusu bekleyen Erdoğan’ın hoşuna gitmemişti.

Şahin’in kitabı sonunu şöyle veriyor:

“‘Görüşme için müsait değiliz’ mesajı iletildi ve Biden ile telefon trafiği olmadı.”

ERDOĞAN’IN YENİ DERDİ

Neden mi hatırlattım?

Seçimlerden sonra ilk kez pazartesi günü Erdoğan’la görüşen Devlet Bahçeli’nin salı günü grup toplantısında defalarca yaptığı vurgu nedeniyle:

“Türkiye’ye ziyaret düzenleyip önce İstanbul’a gelen, alelacele belediye başkanıyla görüşme yapan Almanya cumhurbaşkanı, (...) iç siyasete dahil olan, CHP’li belediye başkanlarını ayağının tozuyla ziyaret eden Almanya cumhurbaşkanı (...)”

Duyumlar ve açıklamalar gösteriyor ki bir zamanlar en yakınındaki Arınç’a bile güvenmeyen Erdoğan’ın dertlerinin arasına, 31 Mart’tan beri yeni dertler eklendi. Joe Biden’la görüştü görüşecek derken, randevu tarihi ne zaman diye sorgularken, “Meğer görüşme yokmuş”a varan Erdoğan, 31 Mart’tan beri Batı nezdinde bir temsiliyet sorunu yaşıyor. Bir süredir Batı’yla yeni denge arayışına giren Erdoğan’ın seçimlerdeki irtifa kaybı, ülkede “Erdoğan’dan önce konuşulacaklar” listesi yarattı. Erdoğan’la görüşmenin ertesi günü Bahçeli’nin göndermeleri bu duruma işaret ediyor.

Erdoğan’ın; “CHP, yurtiçinde ana muhalefet partisi, sınırların dışına çıkınca Türkiye’nin partisi”“Erdoğan’ın dünyada temas ettiği pek çok lider sosyal demokrat, sosyalist, bu konuda ben kiminin yardımcısıyım, kiminle aynı masadayım” diyen Özgür Özel ile bugünkü buluşması, kendisi adına ortaya çıkan bir güven sorununu çözme arayışı olarak da okunabilir.

Çoğu zaman bir sebep ararlar. Oysa güvensizlik ağacı insanın içindeyse, büyümesi için toprağa gerek yoktur.