Erdoğan: ‘Bayrak değişimi yaşanacak’

Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim gecesinden itibaren AK Parti’de değişim işaretlerini veriyor.

Seçimlerde yaşanan yenilgiden sonra kamuoyunda da bir değişim beklentisi oluştu. Hem parti yönetiminde hem de kabinede değişim talebi yaşanıyor.

GEREĞİ YAPILACAK

Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün yapılan MKYK toplantısında seçim sonuçlarına ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yapıyor. Seçimlerde alınan sonuçların her yönüyle değerlendirileceği ve gereğinin yapılacağını söylüyor.

İçimizde değerlendirmelerimizi yapacağız. Bayrak değişimine gideceğiz” diyor.

Parti yönetiminde ve kabinede yapılacak olan değişim, ‘Seçimlerde verilen mesajı aldık’ demenin ilk adımı olarak görülüyor.

HEPİMİZ SORUMLUYUZ VURGUSU

Erdoğan, seçimlerin hemen ardından yapılan MYK toplantısında da “Başta ben olmak üzere bu masanın etrafındakilerin hepsi sorumlu” demişti. AK Parti’de güçlü bir değişim beklentisi olduğu bir gerçek. Bunun geciktirilmeden yapılması gerekiyor.

YENİLENME TALEBİ

AK Parti’nin karşı karşıya olduğu durum öyle bir iki küçük değişiklikle giderilecek bir sorun değil. Parti yönetiminde ve hükümetin kadrolarında, politikalarında, siyaset tarzında, söyleminde, toplumu anlama konusunda köklü değişikliklere ihtiyaç var. Erdoğan bunu yapar mı? Yapar.

ERDOĞAN YAPAR

Erdoğan, AK Parti’yi buradan çıkarır mı? Çıkarır. Ama tabii ki beklenen değişiklikleri gerçekleştirirse. Yoksa büyük bir hayal kırıklığı yaşanır.

SANDIĞA GİTMEYEN SEÇMENLER

Cumhurbaşkanı’nın MKYK toplantısında üzerinde durduğu noktalardan birini de seçimlerde sandığa gitmeyen seçmen oluşturmuş. Bir önceki seçimlere katılım oranı yüzde 85’ken bu seçimlerde yüzde 78’e geriledi. Sandığa gitmeyenlerin önemli bir bölümü AK Parti seçmeni. Erdoğan, “AK Parti seçmeni sandığa gitmedi. Bunun nedenlerini bulmamız ve sandığa gitmeyen seçmeni yeniden kazanmamız gerekiyor” diyor.

ÖZGÜR ÖZEL-ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ ŞARTI

Seçimlerden sonra iktidar ile muhalefet arasında olumlu bir hava oluştu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşeceğini açıkladı.

Bayramda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Özgür Özel telefonla görüşmüşlerdi. Bu da siyasi iklimin yumuşamasına neden olmuştu. Özgür Özel bu görüşme sırasında, diyalog içinde olmanın yararlı olacağını ifade etmiş, Erdoğan da olumlu yanıt vermişti.

Şimdi gözler bu görüşmeye çevrildi.

NEZAKET ZİYARETİNİN ÖTESİNDE 

Özgür Özel, bunun bir nezaket görüşmesi olmayacağını ifade etti. Zaten iki lider bayramda nezaket görüşmesi yapmışlardı. Özgür Özel, “Cumhurbaşkanı ile yapacağım toplantının gündemini kendi adıma oluşturup Sayın Cumhurbaşkanından randevu talep edeceğiz” dedi. Özgür Özel nezaket ziyaretinin ötesinde bir anlam taşıyan ve ülke sorunlarının ele alındığı bir toplantıyı işaret ediyor.

Ben siyasette kutuplaşma ve gerginliğin ülkeye bir yararı olduğuna inanmıyorum. İktidar ile muhalefet arasındaki diyaloğu ise sağlıklı buluyorum.

CENAZEDE BİLE TOKALAŞMIYORLARDI

Şık bir hatırlatma değil ama 12 Eylül’den önce Demirel ile Ecevit cenazede bile tokalaşmamıştı. Sonuç ne oldu? Oysa iki lider el ele verip Cumhurbaşkanı seçse, ülkeyi seçime götürse 12 Eylül yaşanır mıydı?

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’la diyaloğu değil hakareti esas almıştı. Maalesef şehitlerimiz geldiği zaman bile Cumhurbaşkanı’nı aramazdı. Son zamanlarda cenazede bile selamlaşmıyorlardı.

SAĞLIKLI DİYALOG

O açıdan Özgür Özel’in yaklaşımı sağlıklı. İktidar ile muhalefetin el ele verip yapacağı çok işler var. Örneğin yeni anayasa ve Başkanlık sisteminde yapılacak düzenlemeler gibi.

İLK MADDE

Özgür Özel, Cumhurbaşkanı ile görüşmeye giderken gündem başlıklarını partisinin değişik kademeleri ile yapacağı görüşmeler sonucunda belirleyeceğini açıkladı.

Özgür Özel’in görüşeceği konu başlıkları henüz belirlenmedi ama CHP kulislerinde Gezi’den dolayı hapis cezasına çarptırılanların durumunun ilk gündem maddesi olacağı söyleniyor. Bu konuda bir esneme sağlanırsa Başkanlık sisteminde yapılacak düzenlemelere destek verebilecekleri ifade ediliyor.

Bize düşen süreçleri takip edip, kulisleri aktarmak.

FETÖ, ERDOĞAN’I DİNLEMEYE NE ZAMAN BAŞLADI

Cumhurbaşkanı’nın grup konuşmasını izlerken bir nokta dikkatimi çekti. Seçim döneminde Gazze ve Filistin üzerinden yürütülen asılsız kampanya Erdoğan’ı yaralamış. Ömrünü Filistin davasına adamış, en zor zamanlarda Filistin’in yanında yer almış Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Filistin üzerinden vurulmaya çalışılması gönül ve duygu dünyasında fırtınaların esmesine yol açmış.

ERDOĞAN VE ERBAKAN

Bu dünya yüzünde iki kişiye Filistin konusunda haksızlık edilemez. Biri Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğeri merhum Erbakan.

Kaderde bunu da görmek varmış.

Erdoğan’ın Filistin’le ilgili sözlerini sıcağı sıcağına değerlendirmek yerine bugüne bırakmamın bir nedeni var.

DARBELERDE İSRAİL PARMAĞI

Erdoğan, darbelerin arkasındaki İsrail parmağına ilişkin olarak şimdiye kadar üzerinde pek durulmayan bir noktaya dikkat çekti.

Önce Erdoğan’ın sözleri: “Unutmayın! 12 Eylül darbesi, Konya’daki Kudüs mitinginin ardından geldi. Unutmayın! 28 Şubat darbesi, Sincan’daki Kudüs Gecesi’nin ardından geldi. Unutmayın! MİT’e yapılan operasyon, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ihaneti, siyonizmin uşağı, vatan haini FETÖ tarafından, bizim Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldı. Bakınız, biz bundan 15 yıl önce hiç kimse cesaret edemezken, Davos’ta katillerin yüzüne açık yüreklikle ‘One minute’ dedik.”

EFKAN ALA’NIN TESPİTİ

FETÖ’nün iktidara yönelik 17-25 Aralık darbe girişiminin ilk günleriydi. 17-25 Aralık’ta birileri sütre gerisinde saklanırken, Başbakanlık Müsteşarı ve İçişleri Bakanı olarak çok cesur bir mücadele veren Efkan Ala’ya FETÖ’nün Erdoğanve ailesi başta olmak üzere AK Parti ileri gelenlerini yasadışı dinlemeye, iktidara karşı mücadeleye ne zaman başladığını sormuştum.

Geriye doğru inceleme yaptık, yasa dışı dinlemelere Başbakanımız İsviçre’de  İsrail’e ‘One Minute’ çektikten sonra başladıklarını tespit ettik” demişti.

DİNLEME CİHAZI BULUNMUŞTU

Başbakanlık konutunda ve Erdoğan’ın Subayevleri’ndeki konutunun çalışma ofisinde dinleme cihazları olan böcekler bulunmuştu.

‘One Minute’ olayından sonra Türkiye’de yayınlara bağlanan birileri, “AK Parti’yi bilemeyiz ama Erdoğan bitmiştir” diye yorum yapmışlardı. ‘One Minute’den sonra Yahudi lobisinin Erdoğan’ı devirmek üzere harekete geçtiği haberleri alınıyordu.

Erbakan’ın Konya’da İsrail’e karşı yaptığı Kudüs Mitingi 12 Eylül darbesinin gerekçeleri arasında gösterilmişti. Erbakan, Kudüs Mitingi’nin bedelini cezaevine girerek ödedi.

ERBAKAN’IN OĞLU

Erdoğan’a ise başta ‘One Minute’ olmak üzere İsrail’e karşı Filistin davasına verdiği desteğin bedelini darbe girişimleriyle ödetmek istediler ama başarılı olamadılar.

Ben Erdoğan’ın, Filistin davasına destek verdiği için başına gelenlerden ziyade, merhum Erbakan’ın oğlu tarafından Mossad’ın sızdırdığı belgelerle itham  edilmeye daha çok üzüldüğünü düşünüyorum.