Aslında O'nu, kritik anlardaki duruşuna bizzat tanık olmuştuk. Dün de bizi şaşırtmadı. 2010'daki anayasa değişikliği paketinin parti kapatmayı güçleştiren maddesi TBMM Genel Kurulu'nda reddedilmişti. Meclis'in bahçesinde milletvekilleriyle sohbet ederken ilk haber geldi. Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, oylama sonucunu kendisine gösterdiğinde etrafı bir anda milletvekilleri ile sarıldı. Moraller bozuktu. O, "Tüm arkadaşlar genel kurula dönsün. Paketin kalan maddelerine sahip çıkın" dedi, telaşı hızla yatıştırdı. 7 Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti tek başına iktidar gücünü kaybettiğinde de milletin iradesine saygı temelinde yine aynı kararlılık ve inançla dimdik durmuştu.
17 Nisan 2024, saat 12.15, AK Parti Grup Toplantısı... Heyecanlı gözler O'na kilitlenmişti. Seçim yorgunu ama umduğu sonuçları alamamış kadrolar liderin ne diyeceğini merakla bekliyordu. Konuşması tam manasıyla bir liderlik dersiydi. Ne abartılı tepki ne de hayalcilik söz konusu idi. Her cümle titizlikle seçilmiş, yerli yerine oturtulmuştu.
Hitabında, 4 ana noktaya odaklandı...
1- "Demokrasimizin bir sandık sınavından daha başarıyla çıkmasını sağladık" diyerek seçmenin takdirini olduğu gibi kabul edip saygın bir konuma yerleştirdi.
2- "Yerel iktidar-Merkezi iktidar" ayrımı yapan ve yerel özerkliği çağrıştıracak girişimlerde bulunanlara keskin şekilde set çekti. "81 ilimizde tek bir iktidar vardır, o da 14-28 Mayıs seçimleriyle milletin ülkeyi yönetme vazifesi verdiği Cumhurbaşkanı ve kabinesidir" dedi!
3- "Milletimiz, bizden kapsamlı, samimi ve cesur bir özeleştiri yapmamızı istemiştir. Karşımızdaki tablo tevile gerek duymayacak kadar nettir" tespiti ile siyasal gerçekçilik örneği sergiledi. Teşkilatlarına, kabinesine, parti yetki kurullarına sahip çıktı. "Bakılmadık, incelenmedik, üstü açılmadık hiçbir noktabırakmadan, muhasebe ve murakabe sürecimizi neticelendireceğiz" sözü verdi. "Beyler, bayanlar! Şunu herkesgörsün ve bilsin: Biz bitti demeden hiçbir şey bitmez!" çıkışı ile karamsarlık dalgasını dağıttı. Hatta bir adım ileri giderek "AKParti'yi, eleştiri ya da özeleştiri maskesi altında hırpalamaya kalkışanlara asla müsaade etmeyiz. Milletimiz dışında hiç kimsenin yönlendirmesine ihtiyacımız yok. Buradan muhalefete de ekmek çıkmaz" ifadeleriyle belirsizlik kanallarını tümüyle tıkamış oldu.
4- Ve işin insani, vicdani ve duygusal boyutu. Filistin Davası ve Gazze! İşte bu noktadaki insafsız, izansız ithamlara içerlediğini belli etti. "Bunu söylemeye gerek duymazdım ama mecbur kaldım"diyerek kimsenin inkâr edemeyeceği o hususun altını çizdi: "Hiç kimse ne şahsımın ne de bu kutlu kadronun Filistin hassasiyetinisorgulayacak kalibrede değildir. Bizim hayatımız Filistin mücadelesiyle geçmiş, Filistin davasıyla anlam bulmuştur. Unutmayın! 12 Eylül darbesi, Konya'daki Kudüs mitinginin ardından geldi. Unutmayın! 28 Şubat darbesi, Sincan'daki Kudüs Gecesi'nin ardından geldi. Unutmayın! MİT'e yapılan operasyon, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ihaneti, siyonizmin uşağı, vatan haini FETÖ tarafından, Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldı! Bundan 15 yıl önce hiç kimse cesaret edemezken, Davos'ta katillerin yüzüne açık yüreklikle 'One minute' dedik!"
Özetle..
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 14-28 Mayıs 2023 ve 31 Mart 2024 seçimlerinin içeriğini, fırsat ve risklerini iyi analiz etmiş. Belli ki çok aceleci davranmayacak! Ama partisini, teşkilatlarını, kabinesini, Meclis grup yönetimini yenileyecek, takoz bürokrasiye ise neşter vuracak. Böylece yeni bir seçim zaferine ve Türkiye Yüzyılı Vizyonu'na uygun yürüyüşünü sürdürecek.