Kutluyoruz...
Siyasi tarihimizde genel başkan olduktan sonra en kısa sürede yerel seçimlere giren liderlerden biri oldun...
Genel başkanlık koltuğuna oturduktan iki hafta sonra “Özgür Özel’in yürüyüşü” başlıklı yazımıza Nasrettin Hoca fıkrası ile girmiştik. Gelinen noktada anımsatmak şart...
Hoca tarlada ekin biçerken bir yolcu yaklaşmış, seslenmiş:
-Hocam, falanca köye ne kadar zamanda varırım?
Hoca adama şöyle bir bakmış, “Hele yürü” demiş.
Yolcu sorusunu tekrarlamış. Hoca aynı yanıtı vermiş. Adam, “Başındaki kavuktan utan” deyip öfkeyle yola koyulmuş. 50 metre kadar sonra Hoca, “Duuur” deyip seslenmiş:
-Bu yürüyüşle 2 saatte varırsın. Nasıl yürüyeceğini bilmeden ne kadar zamanda varacağını söyleyemezdim ki!
**
İlk seçimde nasıl yürüyeceğini gösterdin. Yüzde 25’lik cam tavanın gerçekten camdan olduğunu ortaya koydun. Şimdi tavan yüzde 40’a çıktı. Günlerdir bu başarının nedenleri yazılıyor, söyleniyor. AKP’nin yıpranmışlığı, ekonomik sıkıntılar, bütün bunlar tamam ama CHP’nin toplanma yeri olarak seçilmesinin en önemli nedeni, değişim.
Her değişim sancılıdır. Bunun sağ-sol kanatta pek çok örneği var.
Her değişimden doğan da yenidir.
Seçmen bu değişimden ülkeyi yönetmeye talip bir kadro, sorunları kullanmayı değil çözmeyi hedefleyecek bir iktidar çıkmasını istiyor. Oylar ne veresiye ne emanet... Hepsi altı okun üstüne basılmış, sorumluluk oyları.
Siyasetin doğası gereği CHP’nin toplam gücünü sen temsil ediyorsun. En akıllı insan, olabildiğince çok akıl kullanabilen insandır. CHP bu konuda zengin bir parti. Yeter ki oklar hep dışa dönük olsun, içe dönük olmasın. Bu bağlamda İmamoğlu ve Yavaş her şeyden önce senin gücün. Bu üç gücün ve devamının hedefe dönük tutulması bile Türkiye için büyük bir şans olur.
Türkiye’de her seçim kritiktir. 31 Mart gerçekten öyleydi. En kötü sonuçta bile elbet bir mücadele zemini oluşturulurdu ama elde edilen sonuçlar için şunu söylemek geliyor içimizden:
Tünelden çıkılmıştır. Bütün mesele ülkenin yeni bir tünele sokulmasına izin vermeden düzlüğe ulaşmaktır.
Bunun başlıca yolu CHP’nin kuruluş değerlerini, tam bağımsızlıkçı kimliğini pekiştirerek şimdiden ülkenin genel yönetiminde de var olduğu düşüncesiyle hareket etmesidir.
***
Seçim sonuçları, lider olduğunu kanıtlamaktan çok lider olmanı sağlayacak sahayı sana sunmasıdır.
Ülke sadece toprak bütünlüğünden ibaret değildir. İnsan bütünlüğü de önemlidir. Rousseau’nun, “Kalpleri bölerseniz ülkeyi de bölmüş olursunuz”sözü en çok bizim gibi ülkeler için geçerlidir. Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalıbunu şöyle tarif eder:
“Ülkenin rejimine en uzak kesimler bile ülke yönetiminden bir şeyler bekleyebilmeli. O zaman gerçek bütünlük sağlanır.”
Şimdi bütün kesimler senin şahsında CHP’nin ne yapacağını, nasıl bir yol haritası oluşturacağını gözlüyor.
Okuma yazmayı yeni öğrenen üç arkadaştan ikisi sökmüş, üçüncüsü zorlanıyormuş. Arkadaşları sıkıştırınca feryat etmiş:
“Bütün harfleri öğrendim...
Bir tutuşturabilsem, tamam...”
Türkiye dağınık harfler ülkesi haline geldi. Bütün harfleri bir güzel tutuşturup yazmak gerek:
“Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir!”
Bütün mesele...
Bütün harfleri kullanmak...
Bütün harfleri kullanmak...