‘Muhalefeti dönüştürme görevimizi de adım adım yerine...’

“Türkiye Yüzyılı’nı inşa ederken muhalefeti dönüştürme görevimizi de adım adım yerine getirmekten kaçınmayacağız. Bunu da hep olduğu gibi siyasetin er meydanında yapacağız.”

AKP’nin şubat ayındaki 8. olağan kongresindeki uzun konuşmasında böyle diyordu.

Adım adım uygulanan bu stratejiyi haber veriyordu.

Yorumlarsak: CHP’yi dönüştürme, yani AKP’ye benzetme, etkisizleştirme, iktidara alternatif olma vb. stratejisi...

Belediyelere yönelik operasyonlarla başladı bu dönüştürme.

Arkasından CHP’ye yöneldi.

***

Bazı kullanışlılar CHP kongresinin iptalini istediler. Bu isteklerinin nereye varacağını bilerek ve isteyerek. İktidarın belki de teşvikiyle atılan bu adımın kendilerine CHP’de kaybettikleri iktidarın yolunu açabileceğini planlıyorlardı...

Anımsayalım: Başkan seçiminde ilk turda Özgür Özel 682, Kılıçdaroğlu 664 oy aldı. İkinci turda ise bu fark şöyle oldu: 812’ye 536. Ve Özel’in de parti yönetimine anahtar listesi seçildi. (4-5 Kasım 2023) YSK mazbatalarını verdi.

İKİ OLAY ARASINDAKİ RABITA

Lütfü Savaş adındaki zat, 15 ay sonra, 13 Şubat 2025’te kurultayda para karşılığı oy kullanıldığı iddiasıyla, kongrenin iptali için dava açıyor.

Her şey bitmiş mazbatalar verilmiş, aradan 1.5 yıl geçmiş. YSK seçimleri onaylamış...

Evet CHP’ye örümcek ağı örme operasyonu böyle başlıyor ve bunun arkasında ise kurultayda seçimi kaybedenlerin olduğu ve iktidardan da destek aldıklarını anlamak için zekâya gerek yok.

Dikkat edin, cumhurbaşkanının 20 Şubat 2025’te “Muhalefeti dönüştüreceğiz” açıklamasıyla Savaş’ın kongrenin iptali istediği 13 Şubat’taki başvurusu arasındaki paralellik, pek çok şey anlatıyor olabilir. İptal isteğinden yaklaşık 1 hafta sonra.

Dönüştürme başlıyor tabii ki.

KONGRE İPTALİ

Hemen CHP kongresini “yapılmamış” sayarak kongre iptal etmek ve partiyi eski yönetime (K. Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarına) teslim etme süreci ciddi olarak konuşulmaya başlanıyor. Arkadaşları zaten kongrede ayrı bir liste çıkarmışlar, Kemal Bey’i aday göstermişler ama kaybetmişlerdi.

Yönetim partiyi bu badireden kurtarmak için olağanüstü kongresini yapıyor: Nisan 2025. Kongre yönetime tam destek veriyor. Fakat eski delegelerle yapıldığı ve bu kongrenin de yok hükmünde sayılacağı iddiaları sökün etti.

Bu gelişmelere paralel olarak CHP ilk kongresinin de hile karıştırıldığı gerekçesiyle iptali için açılan dava geçen hafta, aranıp taranıp bulunan bir asliye hukuk mahkemesince karara bağlandı. Özgür Çelik ve arkadaşları görevden alındı. Ve partinin başlattığı kongre seçimleri süreci de durduruldu.

Sonrası bildiğimiz olaylar.

YSK’nin seçim sürecini durduramazsın kararı üzerine CHP bir atak yaptı ve delegelerin talebiyle 21 Eylül’de olağanüstü kongre kararı aldı.

Böylece 15 Eylül’de Ankara’da bir asliye hukuk mahkemesinin vereceği mutlak butlan gibi kararın uygulamasını boşa çıkardı.

KÜÇÜĞÜ VE BÜYÜĞÜ

Dün küçük kayyum, İstanbul’da cahil cesareti ile elinde iktidarın mahkemesinin kararı ve yanında-önünde her türlü polis gücüyle CHP İstanbul İl Yönetimi’ne yaptığı baskından eli boş döndü.

Şimdi 15 Eylül’de Ankara’da verilebilecek karar üzerine çeşitli spekülasyon ortalıkta kol geziyor. 15 Eylül’den önce (veya tam vaktinde) parti yönetimine tedbir kararı konması ve Özel’in yönetimden uzaklaştırılmasından tutun, büyük kayyuma oyun alanı açılmasına kadar... İstanbul CHP’ye yönelik şiddet konusunda sessiz ve sedasız. Sanki Ay’da yaşıyor.

NEREYE KADAR

İktidar eğer bu yolda giderse, yargıyı siyasi operasyon aracı olarak kullanmayı sürdürürse, Türkiye anayasasız ve yasasız, kuralsız, keyfi olarak tek partili tek adam rejimine doğru sürüklenecek demektir.

CHP doğru hukuki adımlar atıyor.

İktidarın ise böyle bir zorunluluğu yok. Her türlü araç elinde.

Şimdiye kadarki amansızca operasyonlarını sürdürmesi, 15 Eylül’de de bu kararlılığına devam edeceği olasılığını güçlü tutuyor.

Ülkeye rahat yok. Her şey iktidarı bırakmamak için mubah.

Nereye kadar peki?