İstanbul’un ilçeleri, Ankara Çankaya’da aday olacak isim, diğer iller derken CHP’de yine tartışma çıktı. Memnuniyet anketlerine bakacağız diyen Özgür Özel bazı yerlerde önde çıkan adaylara bakmadı bile. Listeyi tamamen kafalarına göre yaptılar.
Mantıklı bir açıklama da yapmadılar. İstanbul ve ilçelerinin tamamen Ekrem Beyin kontrolünde olduğu belliydi. Dün nitekim İstanbul ve tanıtımını Sayın İmamoğlu yaptı. Diğer yerlerde Veli Ağababa, Özgür Özel ağırlığı hissedildi.
Her zaman olduğu gibi CHP’de karışıklıklar çıktı. Hatay’da Haluk Levent’e sarıldılar. Levent siyasete girmeyeceğini açıkladı. Yılların siyasetçisi Gürsel Tekin partiden istifa etti. Bu bile tek başına CHP’de işlerin yolunda olmadığının işareti. “Efendim şurayı verdiler de, beğenmedi, ondan oldu” ile açıklanacak bir şey değil...
Öte yandan CHP İzmir ve Avcılar’da tepkiler oldu. Aday gösterilmeyenler eleştiri getirmeye devam ediyor. Belki de haklılar. Tüm bunların sandığa yansıması nasıl olacak acaba?
Neticede önemli olan amblem. CHP seçmeni kendi logosunu gördü mü, ona oy verir. Kendi partisinden caymaz... Alevi vatandaşlar da gene ambleme bakar. Geçmişte de CHP’den ayrılanlar başka parti kurdular ama sonuca etki etmedi. Hepsi unutuldu gitti...
Şimdi de öyle olacak. Ancak CHP’de yıllardır değişmeyen bir şey var. Kurultaylar, iç karışıklıklar, kavgalar, onun bunun adamı gibi enerji tüketen işlerle uğraşıyorlar.
Ülkede o kadar sorun var ama CHP’nin bunlara bir önerisi yok. Yerel seçimlerde ne yapacaklar belli değil. Şehirleri kalkındırmak ya da proje gibi dertleri hiç olmadı. Dün istifa eden Gürsel Tekin’in CHP’yi tarif eden bazı sözleri anlamlı. Ne diyor Sayın Tekin:
“Ne yazık ki geçen zamanda CHP çağdaş uygarlığı hedefleyen, Türkiye’de iktidar olma ve halka hizmet etme amacına sahip Atatürkçü ve sosyal demokrat bir parti kimliğinden uzaklaştırılmış. Hiçbir objektif şart, liyakat ve ehliyetin olmadığı, parti içi hemşehricilik, gruplaşma, ekipleşme ilişkileri ile makam ve mevkilerin dağıtıldığı, partiye emek veren, partinin iktidar olması için çalışan insanların dışlandığı, Türkiye’de iktidar mücadelesi yerine parti içi iktidar mücadelesinin yeğ tutulduğu, parti hukukunun ve partimiz emekçilerinin haklarının yok sayıldığı, Genel Merkezin kendi açıkladığı kural ve talimatlara bile uymadığı, parti hukukuna ve açıklamalarına güvenerek emek sarf eden insanların emeklerinin gasbedildiği, ideoloji, ilke veya düşünce ile oluşan yoldaşlık ruhu yerine ahbap-çavuş, eş-dost, akraba ilişkilerinin her düzeyde belirleyici olduğu bir yapı hâline dönüşmüştür... Partinin her makamında görev alma onuruna erişmiş, her zaman sokakta, halkın içerisinde Türkiye’de iktidar olmak için çalışmış benim için ortaya çıkan bu tablo acı ve üzüntü vericidir..."
Bunları en etkili CHP’lilerden biri söylüyor. Bence herkesin kulağına küpe olmalı.