Gazeteciliğe 12 Eylül’ün siyasi yasaklarının devam ettiği dönemde başladım.
Özal’ın partisi ANAP’ın genel merkezi Nene Hatun’daydı. Turgut Sunalp’in MDP’si Cinnah Caddesi’ndeki Mavi Ev’de kurulmuş ama genel merkezi olarak önünde kocaman bir horoz maketinin bulunduğu Gaziosmanpaşa’daki bir müstakil binaya yerleşmişti. Necdet Calp’in sola hitap eden Halkçı Partisi ise Küçükesat’taydı. Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş ise yasaklıydı.
Tüm bunları neden yazdım? 1980’den sonraki siyasi hayatı izledim. Birçok şeye tanıklık ettim. Ama Meral Akşener’in, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı cumhurbaşkanı yaptırmak için gösterdiği çabaya tanık olmadım.
İKİNCİ FATİH
1 2019 yerel seçimlerinde CHP’ye ittifak önerisini Meral Akşener götürdü. İYİ Parti desteği olmasa Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş seçimi kazanamazdı.
2 Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu’na sınırsız kredi açtı. ‘İkinci Fatih’ dedi, yüzünde Rabbi Yessir gördüğünü söyledi.
3 Ekrem İmamoğlu yerel mahkemede cezaya çarptırılınca Saraçhane’ye ilk koşan Akşener oldu. İmamoğlu ile birlikte otobüsün üzerine çıkarak çok güçlü bir şekilde destek verdi.
4 Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı adayı olması için 6’lı Masa’yı terk etti.�İmamoğlu ve Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olması koşuluyla masaya geri döndü.
SARAÇHANE MEDYASI
5 Masadan kalktığı andan itibaren Millet İttifakı yapıp seçimleri kazanmasına neden olduğu CHP medyası tarafından ağır hakaretlere maruz kaldı. “Saraçhane medyası ölmüş anama sövdü” dedi.
İYİ PARTİ’YE OPERASYON
6 İYİ Parti ne zaman ki seçimlere “hür ve müstakil” olarak girme kararı aldı, İYİ Parti’ye yönelik operasyon başladı. Milletvekilleri, il teşkilatları, belediye meclis üyeleri istifa etti. Akşener, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı partisini parçalamaya çalışmakla suçladı.
7Akşener, operasyon merkezi olarak Saraçhane’yi gösterdi. Bu durumu savaş ilanı olarak gördüğünü söyledi, “Savaşa varım” dedi.
Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu’nun DEM Parti ile yaptığı ittifaka tepki gösterdi. “Kefalet koyuyorsun yamuk çıkıyor kardeşim” diye İmamoğlu’na yüklendi.
8 O andan itibaren Meral Akşener, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu arasında savaş başladı. Meral Akşener, İmamoğlu ve Yavaş’ı cumhurbaşkanı adayı olmadıkları için korkaklıkla suçladı.
KARŞILIKLI İTHAMLAR
9 Mansur Yavaş ise Akşener’i tutarsız olmakla itham etti. Aynı zamanda hem kendisine hem Ekrem İmamoğlu’na cumhurbaşkanı adaylığı önerdiğini söyledi. Bildiklerini 1 Nisan’dan sonra açıklayacağını ifade etti.
AKŞENER-YAVAŞ SAVAŞI
Akşener ile Yavaş arasındaki polemik giderek sertleşti. Mansur Yavaş’ın Ankara’da İYİ Parti yöneticilerinin, milletvekillerinin istifa ederek kendisiyle çalıştıkları yönündeki sözleri Akşener’in küplere binmesine neden oldu. Akşener, “Mansur Yavaş korkusunu, korkaklığını bizim partimize operasyon çekerek bir cesaret örneği haline getirdi. Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz. Allah şahittir vallahi, billahi ben de unutmayacağım” dedi.
YALNIZ BİR GLADYATÖR
10 Geldiğimiz noktada Meral Akşener, İmamoğlu ve Yavaş’a savaş açtı. Ancak Akşener’in durumu, arenanın ortasında aslanlara karşı tek başına savaşan gladyatörü andırıyor. Akşener’in bu savaşı kazanması için İstanbul ve Ankara’daki İYİ Parti seçmenlerinin kendi adaylarına oy vermesi gerekiyor. Yok eğer Akşener’in savaşına rağmen İYİ Parti tabanı İmamoğlu ve Yavaş’ı desteklerse Akşener bu kez de kendi tabanı tarafından ihanete uğramış olur.
RUSYA’NIN 11 EYLÜL’Ü VE DEAŞ OPERASYONLARI
Amerika’nın 11 Eylül’ünün altından El-Kaide çıkmıştı. Afganistan’da Rusya’ya karşı CIA’in kurdurduğu El-Kaide, sonra döndü ABD’yi vurdu. ABD ise 11 Eylül saldırısını bahane olarak gösterip Irak ve Afganistan’ı işgal etti.
Trump, “IŞİD’i, Obama ve Hillary Clinton kurdurdu” demişti. ABD, IŞİD (DEAŞ) bahanesiyle Suriye’ye girdi. DEAŞ gerekçesini kullanarak PKK-YPG’yi besleyip, büyüttü. Eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın tanımıyla, “İngiliz anahtarı” olarak her kapıyı açmaya yarayan DEAŞ, bu kez Rusya’yı vurdu.
RUS İSTİHBARATININ ZAAFI
Bu saldırıda Rusya’nın çok büyük güvenlik ve istihbarat zaafları var. Zaten onlar olmasa bu kanlı eylem gerçekleştirilemezdi. ABD’nin 2 hafta önce yaptığı uyarıya rağmen saldırının önlenmemesi ise Rus istihbaratının iflas etmesinden başka bir anlama gelmiyor.
CIA-MOSSAD ORTAK YAPIMI
Dünyada hiçbir terör örgütü, arkasında uluslararası istihbarat servisinin desteği olmadan böylesine devasa saldırıları gerçekleştiremez. Tetiği çeken DEAŞ olabilir ama tetiği çektiren ve her türlü istihbaratı sağlayanın CIA ve Mossad olduğundan kuşkunuz olmasın. Moskova’daki saldırı tipik bir CIA-Mossad ortam yapımı gözüküyor. Burada Mossad’ın rolü üzerinde özellikle durmak istiyorum. İsrail’de iktidardaki Likut Partisi’nin yetkilisi Weitman’ın, “Rusya’ya bedel ödeteceğiz” çıkışından sonra bu saldırının yapılması ilginç.
TÜRKİYE’Yİ TEHDİT ETMİŞTİ
Hatırlarsanız İsrail iç istihbaratı Şin Bet’in Başkanı Ronen Bar Katar, Lübnan ve Türkiye’yi tehdit etmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan da, “Böyle bir şeye tevessül etmeleri halinde şunu bilmeleri gerekir ki bunun bedelini çok ama çok ağır öderler” diye uyarmıştı. Mossad’a yanıt sahada veriliyor. MİT ve İçişleri Bakanlığı’nın operasyonlarıyla Mossad’a nefes aldırılmıyor. Tespit edilen Mossad hücreleri bir bir çökertiliyor.
HAZİRANDAN BU YANA DEAŞ’A 1316 OPERASYON
Buradan tekrar Moskova saldırısına dönmek istiyorum.
Türkiye’de bir yandan Mossad’a diğer yandan DEAŞ’a yönelik üst üste operasyonlar yapılıyor. Peki bu sizi bir yere götürüyor mu?
Yapılan operasyonlarla DEAŞ hücreleri çökertiliyor. Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanlığı döneminde, 1 Haziran 2023-23 Mart 2024 tarihleri arasında DEAŞ’a yönelik 1316 operasyon düzenlenmiş, operasyonlarda 2 bin 733 kişi yakalanmış. Bunlardan 692’si tutuklanmış 529’u hakkında ise adli kontrol kararı verilmiş.
Bu operasyonlarla ayrıca örgütün eylem yapma kapasitesi de zayıflatılıyor.
SANTA MARIA KİLİSESİ’NE SALDIRI
Hatırlarsanız DEAŞ Santa Maria Kilisesi’ne saldırı düzenlemiş, bir vatandaşımızı katletmişlerdi. Silahlarının tutukluk yapması büyük bir katliamın önüne geçmişti. Polonya’nın İstanbul Başkonsolosu da saldırı sırasında kilisedeydi. Şimdi öğreniyorum ki eğer eylem yapma kapasiteleri zayıflatılmayıp, diğer DEAŞ hücreleri ile irtibata geçip suikast silahları ellerine ulaşsaydı Santa Maria Kilisesi’nde büyük bir katliama imza atacaklarmış.
Moskova’daki baskını görünce Mossad ve DEAŞ’a yönelik operasyonlar sayesinde birçok eylemin önlendiğini anlamış oldum.