CHP gerilmişti. Partide tansiyon yükselmişti. Özgür Özel, “Tartışma bitsin. Mahkemeden ne karar çıkarsa çıksın...” demişti.
Ama dava 8 Eylül’e ertelendi. Mahkemenin usul açısından bir hata yapmamak için özenli davrandığı anlaşılıyor.
GEMİ HASAR ALDI
Davanın ertelenmesiyle birlikte CHP’deki tansiyon düştü.
Ama CHP gemisi ağır hasar aldı. Şimdi hasar tespiti yapmanın ve yaraları sarmanın zamanı. Burada görev Özgür Özel’e düşüyor.
Bakalım Özgür Özel bunu başarabilecek mi?
Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sürecinde çok başarılı bir sınav vermişti. Ama mahkeme sürecinde aynı başarıyı gösteremedi.
Oysa Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik tehdit ve hakaretlere karşı çıkarken; aynı zamanda partinin birlik ve bütünlüğünü sağlayabilirdi.
Ama bunu yapmadı. Neden?
KILIÇDAROĞLU’NU TASFİYE
Çünkü Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu’nu tasfiye etmek istiyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanlış bir pozisyonda olduğunu düşünüyor.
Parti tabanı ile karşı karşıya geldiğini hesap ediyor.
Son 1 haftadır Kılıçdaroğlu linç edildi. Kılıçdaroğlu’nu itibarsızlaştırarak tasfiye etmek istiyor. O nedenle Kılıçdaroğlu ile diyalog kurmayı tercih etmedi.
Bir ölçüde de başarılı oldu.
CHP’DE HUZURSUZLUK
Hakem düdüğü çalmadan maç bitmez. Henüz hakem düdüğü çalmadı. O nedenle ‘Özgür Özel kazandı, Kılıçdaroğlu kaybetti’ şeklindeki yorumları erken buluyorum.
Davanın 8 Eylül’e ertelenmesinden sonra CHP kulislerini yokladım.
Kılıçdaroğlu kanadı mutlak butlan kararı çıkmadığı için huzursuzdu. Özgür Özelekibi ise dava reddedilmediği için mutsuzdu.
Erteleme kararı iki tarafı da memnun etmemişti. Ama zaten mahkemelerin görevi birilerini mutlu etmek değil.
Dava 8 Eylül’e ertelendi. 9 Eylül’de CHP’nin kuruluş yıldönümü. Eğer 8 Eylül’de mutlak butlan kararı çıkarsa, CHP’nin kuruluş yıldönümüne damga vuracak demektir. Tabii ret kararı çıkarsa o Özgür Özel’in zaferini ilan etmesi olur.
Mahkeme kararı ile CHP’de sular durulmadı sadece hesaplar eylül ayına ertelendi.
ÖZGÜR ÖZGÜL’E Mİ YARADI
Kırılma anları siyaseti de şekillendiriyor. Kimini kahraman yapıyor, kiminin karizmasını çiziyor. CHP’de iki kırılma yaşandı.
1. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması.
2. Şaibeli kurultay davası.
CHP’de bu sürecin Özgür Özel’e yaradığını düşünenler var.
“Ekrem İmamoğlu’nun hapse girmesi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun itibarsızlaştırma süreci Özgür Özel’e yaradı” diyorlar.
Siyaset doğru yerde doğru duruşu göstermektir.
Özgür Özel, İmamoğlu’nun tutuklanma sürecindeki liderliğini şaibeli kurultay davasında gösteremedi. CHP çok sert bir tartışmanın içine yuvarlandı. Parti bölünme tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Bu tehlike hâlâ geçmiş değil. ÖzgürÖzel, toparlayıcı ve kucaklayıcı olamadı.
KİME YARADI
Bu süreç kime yaradı derseniz. Kılıçdaroğlu’na yaramadı.
Özgür Özel’e de yaramadı.
Çünkü CHP’ye yaramadı.
Parti bölünme tehlikesi ile yüz yüze kaldı.
CHP bir sinerji yakalamıştı. Motivasyonunu kaybetti. Ayrıca maç 90 dakika. 8 Eylül’de mutlak butlan kararı çıkarsa ne olacak?
Kılıçdaroğlu ekibi mutlak butlan kararı çıkarsa Kemal Bey’in partinin başına dönmesini bekliyor, ama mahkeme çağrı heyetini göreve davet edebilir mi?
O zaman işler daha da karışacak demektir. Çağrı heyeti formülü işlerse Kılıçdaroğlu’na yaramaz.
8 EYLÜL’DE NE ÇIKAR
CHP yönetimi davanın reddedilmesi gerektiğini savunuyor ama hukukçular aynı kanaatte değil.
1. Birinci tur oylama ile ikinci tur oylama arasında 3 saat fark olması lazımdı. Divan Başkanı bu süreyi beklemeden apar topar ikinci oylamaya geçti. Bu durum Kılıçdaroğlu’nun Ekrem İmamoğlu ile yaptığı konuşmanın yayınlanan ses kaydında doğrulanıyor.
2. Bu arada Kılıçdaroğlu’nun çekildiğini yayarak delegelerin iradesi ifsad edilmiş.
3. Ayrıca delegelerin oyları parayla, yakınlarını işe alma vaadi ile teslim alınmış. Daha da önemlisi.
4. Kılıçdaroğlu 18 oy farkla kaybetmişti. Seçim sonucunu etkileyecek sayıda, örneğin 10 delegenin iradesine fesat karıştırıldığı tespit edilirse kurultay hakkında mutlak butlan kararı verilir deniliyor.
Eğer aradaki fark 100-150 olsa, iradesine fesat karıştırılan delege sayısı 10-15 olsaydı sonucu değiştirmeyeceği için dava reddedilirdi. Ancak burada iradesi satın alınan delege sayısı sonucu değiştiriyor.
İMAMOĞLU’NUN HIRSI
Ekrem İmamoğlu’nun her şeyi parayla satın alırım anlayışı; CHP’yi pavyon kapılarında delegelerin satın alındığı bir parti durumuna düşürdü.
İmamoğlu, CHP’yi parayla satın alırım dediği için Atatürk’ün partisini yaktı. Parayla cumhurbaşkanlığını satın alırım diye düşündüğü için kirli bir ihale çarkı kurdu. Ama Saraçhane’de yaptığı hesap Çağlayan Adliyesi’nde bozuldu. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı makamı satılık değil. Cumhurbaşkanlığı parayla satın alınamaz.