En önemli gündem maddesi emekliler başta olmak üzere dar gelirlilerin geçim sıkıntısı.
En önemli gündem maddesi hayat pahalılığı.
En önemli gündem maddesi faizlerin yüksek olması.
En önemli gündem maddesi sanayi ve tarım kesimindeki eksi büyüme.
Şimdi uzun uzun bunun nedenlerine girecek değilim. Asıl anlatmak istediğim başka bir şey. Bir süredir görüştüğüm her yetkiliye ekonomide rahatlama ne zaman hissedilecek, dar gelirli vatandaşlarımız ne zaman rahat nefes almaya başlayacak sorusunu soruyorum.
ŞİMŞEK, 2026’YI İŞARET ETTİ
Bu sorularıma birinci elden yanıt Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten geldi. Şimşek, Dünya gazetesine verdiği röportajda, “Önümüzdeki döneme dair iyimser olmak için güçlü gerekçelere sahibiz. 2026 yılı refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi.
Mehmet Şimşek güvenilir bir isim. Göreve geldiği günden bu yana en ufak bir taviz vermeden sıkı bir enflasyonla mücadele programı yürütüyor.
Mehmet Şimşek en zor dönem geride kaldı diyorsa doğrudur.
Bu programın iç ve dış şoklara karşı dayanıklılığını gösterdiğini anlatıyorsa haklıdır.
2026 yılı refahın daha çok hissedileceği yıl olacak dediyse inandığı için söylüyordur.
‘MEHMET’İ SIKIŞTIRMAYIN’
Zaten, Kabine toplantılarında ek yatırım ya da zam talebinde bulunan bakanlara Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yıl Mehmet’i sıkıştırmayın. 2026 yılı refah yılı olacak” diyormuş.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi düzelmeden seçimlerin kazanılamayacağını en iyi bilen liderlerden biri. 2024 ve 2025 yılını enflasyon ve hayat pahalılığı ile mücadele yılı ilan etmişti. Kemerler sıkıldı. 2026 ve 2027 yılını ise kalkınma ve refah yılı ilan etmesi bekleniyor.
Çünkü görüştüğüm yetkililer, “Türk ekonomisi bu yılın ikinci yarısından itibaren zorlu tümseği aşmaya başlayacak. 2026 ve 2027 yılı ise hayat pahalılığının azaldığı ve refah artışının hissedildiği bir yıl olacak” diyorlar.
KONUŞMAYI GİZLİCE KAYDETMİŞLER
CHP Kurultayı’nın birinci turu bitmiş, Özgür Özel 18 oy farkıyla Kılıçdaroğlu’nu geçmiş. Kılıçdaroğlu şokta. Telefonda Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ikinci tura katılıp katılmama konusunu konuşuyor. Ekrem İmamoğlu o sırada Kılıçdaroğlu’nun izni olmadan konuşmasını kaydediyor ya da Ekrem İmamoğlu ekibinden biri hoparlöre verilen konuşmayı gizlice kaydediyor.
Bu bir suçtur. Ama suç olmanın ötesinde ahlaksızlıktır. Kılıçdaroğlu hâlâ sizin genel başkanınız. Belki ikinci tura girip seçimi kazanacak. Ama siz FETÖ yöntemlerini kullanarak onun konuşmasını gizlice kaydediyorsunuz.
BANTLI KAMERALAR VE JAMMER
Milliyet gazetesi yazarı Zafer Şahin’in “Siz haftalardır İmamoğlu’nun beş yıldızlı otellerde gerçekleştirdiği sır görüşmelerde kameraları bantlatmasını, ‘jammer’ ile dolaşmasını ‘dinlemeye karşı önlem’ diye makulleştirmeye çalışmıyor musunuz? Şimdi biri kalkıp ‘Siz bizzat kendiniz telefon görüşmelerini kaydediyormuşsunuz?’ dese ne cevap vereceksiniz?” sorusu haklı değil mi?
Sonra şaibeli kurultay mahkemelik olunca yine FETÖ yöntemlerinden birini kullanıp bu ses kaydını yayınlatıyorsunuz.
Hem de kime? Mafya liderinin sözcüsü olan, kendi anlatımıyla Alman istihbaratının adamı olan bir operasyon elemanına.
ÖZGÜR ÖZEL’İN GÖZYAŞLARI
Manisa Ferdi Başkan’ı uğurladı. Bir belediye başkanı ancak bu kadar sevilirmiş. Gözyaşları sel oldu.
Özgür Özel ise çocukluk arkadaşının cenaze töreninde çok içten, çok samimi, çok duygusal bir konuşma yaptı. Gözyaşlarına hâkim olamadı. Ferdi Zeyrek’in acılı eşi Nurcan Hanım, Manisalıları ağlatan bir konuşma yaptı. “16 yaşından beri ellerimiz ayrılmadı” dedi. Ama ölüm ayırdı.
Bu yazıda Kemal Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel arasında cenazeye yansıyan soğukluğa, CHP içindeki kavgalara girmeyeceğim.
Ferdi Zeyrek’in acılı ailesine, CHP’lilere ve Manisalılara başsağlığı diliyorum.
Allah rahmet eylesin.
MAVİ MARMARA’DAN MADLEEN’E
Aralarında Türk aktivistlerin de bulunduğu insani yardım taşıyan Madleen gemisine İsrail uluslararası sularda operasyon yaptı. Gemi Aşdod Limanı’na çekildi. Aktivistlerin bir kısmı ülkelerine gönderildi, İsrail’in dayattığı şartları kabul etmeyenlerin ise yargılanacağı açıklandı.
İnsanlık adına yapılan her türlü girişime karşı savaş açan İsrail bu kez de şaşırtmadı.
Ama Madleen’deki 12 yürekli insan dünyanın vicdanı oldular. Bir kez daha Gazze’deki vahşete dikkat çekmeyi başarıp İsrail’in gerçek yüzünün ortaya çıkmasını sağladıkları için hepsini saygıyla selamlıyorum. Karayolu ile Tunus’tan yola çıkan “Mağrip direniş konvoyu” ise Libya sınırına ulaştı.
VİCDAN ZİNCİRİ
Gazze’deki zulmü durduracaksa vicdanlı insanların çabası durduracak. Çünkü yönetimler bir noktadan sonra sessiz kalamayacaklar. O nedenle karadan ve denizden onlarca vicdan konvoyu yola çıkıp İsrail’i bunaltmalı. Gazze’nin etrafında vicdan zinciri oluşturulmalı.
Buradan Mavi Marmara’dan Madleen’e uzanan çizgide insani yardım için mücadele edenleri saygıyla selamlarken, terörist devlet İsrail’i lanetliyorum.