Yeni anayasa

Asrın liderimiz ağzındaki baklayı olmasa bile aklındaki baklayı çıkardı, “Türkiye artık darbeci zihniyetin yazdığı anayasayla yürüyemez, sivil, demokratik, özgürlükçü bir anayasaya ihtiyaç var” dedi, “iktidarıyla muhalefetiyle el ele verelim, sivil anayasayı bir an önce oluşturup milletimize takdim edelim, hem yerli hem milli olsun” dedi.

Aslına bakarsanız, hukuk fakültesi mezunu olmaya gerek yok, ortalama zekaya sahip herkes kendi kendine sorup, kendisi yanıtlayabilir...

Halkı kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek suçundan yargılanan, hapis yatan ve siyaset yasağı konulan kişi, mevcut anayasaya göre, milletvekili, başbakan, cumhurbaşkanı olabilme özgürlüğüne sahip mi? Sahip.

Hatta aynı statüdeki kişi, mevcut anayasaya göre, rejimi değiştirip, parlamenter sistemi lağvedip, tek adam sistemine geçip, tek adam olabilme özgürlüğünü kullanabiliyor mu? Kullanabiliyor.

Anayasa Mahkemesi tarafından anayasaya aykırı olduğu tespit edilen ve bizzat Anayasa Mahkemesi tarafından laiklik karşıtı eylemlerin odağı ilan edilerek, hazine yardımı kesilen siyasi partinin, mevcut anayasaya göre seçimlere girip, ülkeyi yönetebilme özgürlüğü var mı? Var.

Kurucusu olduğu siyasi partiler anayasaya aykırı olduğu için anayasa mahkemesi tarafından dört defa kapatılan, kendisi de ömrü boyunca anayasaya karşı olan kişi, mevcut anayasayla, Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanı olabiliyor mu? Olabiliyor. Hatta aynı kişi, takvimde başka gün kalmamış gibi tam o güne denk getirip, Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıl dönümünde “anayasada laiklik olmamalı” diyebiliyor mu? Diyebiliyor.

Anayasa Mahkemesi tarafından anayasaya aykırı olduğu tespit edilen ve “bölücülük” suçlamasıyla bir defa değil, iki defa değil, üç defa değil, tam dört defa kapatılan siyasi partinin, aynı kadrolarla, başka başka tabelalarla tekrar tekrar açılıp, mevcut anayasaya göre hâlâ Meclis’e girebilme özgürlüğü var mı? Var.

“Büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim” diyerek yemin edip, bilahare “anayasadaki vatandaşlık tanımını değiştirelim” diyen, “Türk demeyelim” diyen milletvekili, mevcut anayasaya göre milletvekili kalmaya devam edebiliyor mu? Edebiliyor.

“Anayasaya sadakatten ayrılmayacağına” dair namusu ve şerefi üzerine yemin edip, bilahare “anayasanın değiştirilmez maddeleri değiştirilebilir” diyen milletvekili var mı? Var.

Atatürk ilkeleri üzerine şeref ve namus yemini edip, “Atatürk ilkelerini anayasadan çıkarmak lazım” diyen milletvekili var mı? Var.

Mevcut anayasaya göre... Tarikatçı milletvekili var mı, var. Bölücü terör örgütü bağlantılı milletvekili var mı, var. Köktendinci terör örgütü bağlantılı milletvekili var mı, var. Türkiye toprakları içinde “özerk eyalet” isteyen milletvekilleri var mı, var. “Türk Bayrağı denilmesin, Türkiye bayrağı denilsin” diyen milletvekili var mı, var. “Şeriat istiyoruz” diyen milletvekilleri var mı, var. “İmam nikahı resmi nikah olmalı” diyen milletvekilleri var mı, var.

Bunların yanı sıra, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma, kaçakçılık gibi suçlardan yargılanması gerekenler, mevcut anayasaya göre dokunulmaz olabiliyor mu? Olabiliyor.

Benzeri suçlardan alenen suçlananlar, yargılanmayı filan boşver, kendi kendilerine, kendileri hakkında af yasası çıkarabiliyor mu? Çıkarabiliyor.

Mevcut anayasa çerçevesinde ülkeyi yönetenler “Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyorum, Anayasa Mahkemesi’ne uymuyorum, Anayasa Mahkemesi’ne saygı da duymuyorum” diyebiliyor mu? Diyebiliyor.

Yani, mevcut anayasa çerçevesinde ülkeyi yönetenlerin anayasayı filan takmayıp, ülkeyi kafasına göre, canı nasıl istiyorsa öyle yönetebilme özgürlüğü var mı? Var.

E, bir anayasa daha nasıl özgürlükçü olabilir ki?

Peki nedir derseniz, şu...

Anayasanın 101’inci maddesinde, “yüzde 50 artı bir kişi” ibaresi var. Yani, cumhurbaşkanı seçilebilmek için “toplumun yarısından bir fazlası”nın oyunu almak gerekiyor. Özgürlükçü, sivil, demokratik, yerli ve milli anayasa yapalım diyerek süsledikleri cümleler, işte sadece bu maddeden ibaret... Çünkü, asrın liderimiz artık ne yaparsa yapsın toplumun yüzde 50’sinden oy alamayacağını biliyor, Öcalan ve açılım pazarlığıyla DEM partinin desteğini alıp, bu maddeyi değiştirip, “ilk turda en çok oy alan aday cumhurbaşkanı seçilir” haline getirmek istiyor.

“Özgürlükçü anayasayı kendim için değil, ülkemiz için istiyorum” filan diyor ama, iddia ediyorum... Yerli ve milli dedikleri anayasa değişikliği aslında sadece bir maddedir, 101’inci madde değişsin, anayasanın geriye kalanında kelimesine bile dokunmaz.