Organize işler bunlar

İBB ve CHP İstanbul İl Başkanlığı elemanlarının bir yazıhanedeki para sayma görüntüleri konuşuluyor.

4 saat süren para sayma işlemi sırasında bir yandan kebaplar yeniyor, bir yandan da poşetlerle, çantalarla, bavullarla gelen deste deste TL'ler, eurolar hızlıca sayılıyor. Balyalar paketleniyor. Paralar masaya sığmadıkları için kuleler yapılıyor.

Sanki Organize İşler filminden bir sahne. Evet, Narcos dizisi de olabilir, sırıtmaz.

Savcılık devreye girdi.

CHP ise görüntüler sızdıktan ancak iki gün sonra, bu paraların İstanbul il binasının alımı için toplanan bağışlar olduğunu açıkladı.

O dönem il başkanı olan Canan Kaftancıoğlu sessizliğini koruyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise dün, kasası olarak bilinen Fatih Keleş'in de olduğu görüntüler için şunları söyledi:

"Seçime 20 gün kala İstanbul CHP İl Başkanlığı'nın satın alma sürecindeki bir hukuk ofisinde yapılan bir işlemin, ki benim çok değer verdiğim siyasi yol arkadaşlarım var o görüntüde, o görüntü üzerinden siyasi yaygara çıkarmaya çalışanların kötülükçü akılları var. Bu yaygara ile servis edilmesi... Bunu tabii birkaç meczubun 'Buradan Ekrem'e ne sıçratır, nasıl bir leke, iz bırakırız' anlayışıyla koca koca kanallarda bir yerinden 'Ekrem'e çamur sıçratma' çabası içinde oldular. Bunlar alıştığımız şeyler..."

Bırakın Allah aşkına...

Konu kimin sızdırdığı mı görüntülerin gerçek olup olmadığı mı?

CHP içindeki iktidar savaşının taraflarından biri yaymış işte. Sizkamuoyuna mantıklı bir izah yapın.

Bu paralar nereden geldi? Neden elden teslim edildi? Nereye gönderildi? Resmi belgeler nerede? Yasalara göre bu miktarda paranın transferinin banka üzerinden yapılması gerekiyor mu? Bir parti, yazıhanelerde mafya usulü alışveriş yapar mı?

Peki ya, CHP medyasının havaya bakarak ıslık çalmasına ne buyurulur?

Konuşma yasağı mı geldi yoksa skandal, Seçil Erzan meselesi kadar bile ilgilerini çekmiyor mu?

***

METRO

Ekrem İmamoğlu, İstanbul'a ne kadar metro yaptı?

Rakibi Murat Kurum, "Sadece 8 kilometre" diyor. Hatta adımla dagösteriyor.

İmamoğlu ise "65 kilometre metro yaptım" diyor. "Sıfırdan" diye de ekliyor.

Metro bu. Yapılsa görülmeyecek, gizlenecek bir şey değil. Yapıldığını yapılmadığını ispatlanmak kolay. İBB'nin kayıtları şeffaf.

Ama İstanbul'da sokağa çıkıp sorun, seçmenin yarısı Kurum'un, yarısı da İmamoğlu'nun doğru söylediği görüşünde.

Ya taraflar dertlerini iyi anlatamıyor ya da metro ve gerçekler seçmenin umurunda bile değil.

Umarım ilkidir.

***

DÖNER

Almanya'da yok satan Türk dönerinin fiyatı yüzde 70 oranında artınca Almanya Başbakanı Olaf Scholz devreye girmiş.

Gelen şikâyetler üzerine sosyal medya üzerinden video mesaj yayınlayan Başbakan Scholz şunları söylüyor:

"Son zamanlarda özellikle gençlerden döner fiyatına bir üst sınır getirilmesi yönünde talepler geliyor. Ancak serbest pazar ekonomisinde yaşıyoruz ve fiyatlar, arz-talebe göre belirleniyor. Aynı zamanda döner üreticilerinin üstesinden gelmeleri gereken bir maliyet fiyatları var. Yani dönerin fiyatı için bir üst tavan sınırlaması getirilmeyecek."

Almanya'yı bilmem ama Türkiye'de dönere üst tavan sınırlaması gelse iyi olacak.

Zira bizde fiyatları arz-talep dengesi belirlemiyor. Talep arttıkça zam geliyor.

***

ÜNLÜ YAZAR EYLEM TOK ÜNLÜ MÜ?

Sıkça Sebep Sonuç'a ABD'den konuk olan gazeteci Mustafa Tanyeri, son günlerin en ünlüsü Eylem Tok olayını başka bir açıdan şöyle ele alıyor:

"Her yerde bu ifade var: 'Tanınmış Yazar'. Kaçınız daha önce bu kadının bir kitabını okudunuz, el kaldırır mısınız? Ooo neredeyse hiçbiriniz okumamışsınız. Ben de öyle... Yani ortada PRyöntemleriyle oluşturulmuş bir 'sahte ünlü yazar' var. Daha da ötesi; aşağıda bu kadının bütün yayınlarda ve sosyal medya ortamlarında yayılan şu iki fotoğrafını ve kaçarken havaalanındagörüldüğü güvenlik kamerasındaki görüntüsünü yan yana koydum.

Fark edebileceğiniz gibi, kadının fotoğrafları bile sahte; photoshop harikası. Gerçek görüntüsü ile ilgisi bile yok fotoların. Ana nedense bir anda soldaki 2 foto yayıldı. 'Buğulu bakışlı, prenses yüzlü biranne' imajı bütün haber siteleri ve sosyal medyada yayılıverdi. Bu güzellikte bir kadın nasıl kötü olabilir ki? Ama bütün bu PR altyapısı da, bu kadının içindeki hamlık ve kötülüğün fark edilmesine engel olamadı. Bu işleri kim, nasıl organize ediyor sevgili dostlar, hiç üzerinde düşündünüz mü?"

Dikkate değer.