Sürecin referansı olarak “delikanlılık”

“Çözüm süreci için artık meselenin özü şekillendi: Kim ne kadar delikanlı?” Mümtaz’er Türköne, yeni sürecin referanslarını yazdı.

Gündemi tek başına peşine takıp sürükleyen Devlet Bahçeli’nin, getirip siyasetin tam merkezine yerleştirdiği yepyeni bir ölçü bu. Ağırlığı olan işlevsel bir kavram. Yalan-dolan, dalavere, riya, ayak oyunu, entrika, komplo gibi deyimlerle çözdüğünüz siyasî manevralar için yepyeni ve oldukça ters bir kavram. Bu tür kavramlar tam zıttı ile dolaşıma girer. Beyazın zıttı siyah gibi, delikanlının tam tersi erkek fahişeler için kullanılan yaygın deyimdir. Her ikisinin de anlamı ağır, yoğun ve kestirmeden zengin çağrışımlarla yüklüdür.

Örnek vermek gerekirse, Devlet Bahçeli’nin bugünkü grup konuşmasına “kılıç hakkı”ndan dem vuranlar için kullandığı “cukka hakkı peşindeler” deyimi, tam olarak delikanlılığın tersi bir durumu ifade ediyor.

Delikanlı adam itibarı için yaşar; şöhret, sahibini esir alır. Delikanlılık bir siyasî ölçü, bir referans sistemi haline gelince, gelişmeleri belirleyen bir parametre olarak takip edilmesi gerekir. Sözü senet, uyduğu prensipler rehber kabul edilir. Peşinen dikkate alır, kayıtsız ve şartsız delikanlı adamın olaylara vereceği tepkiyi önceden keskin bir ferasetle öngörebilirsiniz.

DEM Parti heyeti ziyaretlere başladı.

Mümtaz’er Türköne yazdı: Sürecin referansı olarak “delikanlılık”

Sürecin referansı olarak “delikanlılık

Grup konuşmasında “aynı yerde duruyoruz” sözü ile Bahçeli’nin vurguladığı tavrı buydu. Bu tavrı, bir övgü veya durumu vülgarize eden bir destek olarak anlamayın. Sürecin doğal hale gelen bir güvencesi beliriyor. Bahçeli’den bu duruşuna aykırı bir tutum veya eylem bekleyebilir misiniz?

Kardeşlik vurgusu çok keskin. Gönüllerin birliğinden bahsediyor. Terörsüz bir Türkiye yüzyılı vaadediyor. “Biz kardeşlik değil, eşit ve onurlu vatandaşlık istiyoruz” diyen Kürt entelijansiyasının bile durup dikkat kesileceği sözler bunlar. Getirdiği sınırlamalar da öyle.

Çatışma çözümleri konusunda evrensel literatüre hakim uzmanlar, ısrarla “güven ortamı”nın öneminden dem vuruyorlar. Kişilerin merkezde olduğu siyasî atmosfer için delikanlılık kriterini, bir güven referansı olarak düşünün. 

Bahçeli’nin tekrarladığı vurguların peşine takılabilirsiniz.

Fırat’ın doğusu da Suriye’nin bir parçası olacak. Şam hükümeti zaten fiilen yerel güçleri istihdam edeceğini beyan etti. Birlik ve bütünlüğünü temin etmekle mükellef merkezî yönetimin, güvensizliğe ve çatışmaya yol açacak adımlar atması imkânsız. Demokrasi ve hukuk içinde kalması, etnisiteye veya mezhebe dayalı sekter bir statüko oluşturmaması şart. Suriye’nin gideceği yolda, Kürtler için bir tehlike yok. Sadece ENKS tarafındaki Kürtlerin de kendilerini güvende hissedeceği bir statüko oluşacak. Sadece Suriye’nin değil, bölgenin topyekûn geleceği Kürtlerin tutumuna bağlı. Aksi durum, belirtileri ortalığa fazlasıyla saçıldığı üzere Netanyahu adına hüküm sürecek, daha doğrusu kavga çıkartacak bir statü demek.

Varacağımız yer Kürt sorununun çözümünden, barışın tesisinden ibaret değil. Şu problemler çözüldükten sonra, birlikte barış içinde yaşamaya dayanan bir düzen değil, bir işbirliği hatta ittifak ortaya çıkacak. Sağlam bir Türk-Kürt ittifakının önünde bırakın bölgeyi, dünyada hangi engel durabilir? Fazlası var: Böyle bir ittifak bölge için barış, huzur ve refah demek.

Delikanlı siyaset

Tuzu kurulara çok basit gelebilir. Türk milletinin siyaset için koyduğu ideal ölçü artık delikanlılık oldu. Mafya dizilerindeki racon bombardımanıyla “yiğitlik” dediğimiz kadim ölçünün modern versiyonu olarak gelişti bu durum. Son 23 yılda gölgede kaldı, örselendi; ancak Bahçeli sayesinde yeniden ana akım haline geldi.

Koyduğum ölçü çok sağlam ve önemli.

CHP, terör sorununu “şehit aileleri ne der?” sorusu ile kan davası olarak görmekten vazgeçtiği an, Çözüm Süreci için bir millî mutabakat sağlanmış olacak. Dışarda, Bahçeli ile bir zamanlar aynı çeşmeden su içen Müsavat Dervişoğlu ile Ümit Özdağ kalacak. Dışardakilerle Bahçeli arasındaki münazara dönüp dolaşıp delikanlılık vasıflarında düğümlenecek.

Dervişoğlu’nun duruşunda bir delikanlı hava var, ancak hiçbir delikanlılık türü bu kadar saf ve primitif hamaseti kaldırmaz. Süreç ilerledikçe ayakları mutlaka suya değecek. “Süreci baltalayacağım” diyerek bozgunculuk rolünü peşinen üstlenen Ümit Özdağ’ın ise delikanlılık konusunda rekabet şansı hiç yok.

Kürtler bu işi en az Türkler kadar bilirler. Bahçeli’nin sürükleyici rolüne ve sabit kadem durmasına biraz da bu delikanlılık kriteriyle baktıklarını biliyorum. Verilen sözlerin tutulduğu, yalanın ve dolanın olmadığı bir süreç beklentisi içindeler. 

Eline çakı bıçağı almamış olup da kılıç hakkından bahsedenlerin bu er meydanında yeri yok.

Çözüm süreci için artık meselenin özü şekillendi: “Kim ne kadar delikanlı?”