CHP'nin Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı Burcu Köksal'ın "Herkese kapımız açık, DEM'liler hariç" sözleri seçime 20 gün kala ana muhalefet partisi içinde kaynayan kazanları gözler önüne serdi.

28 Mayıs'ta tasfiye edilen Kemal Kılıçdaroğlu bile isyanda. DünKöksal'a kendisinin talimat verdiğini söyleyen TV programcısı FatihPortakal'a çok ağır sözlerle yükleniyordu:

"'İspatlayamam ama' diyerek ağız dolusu iftira atmak bırakgazeteciliği, insanlık değildir. Kepazeliktir! Çukurluktur!"

Evet, Kemal Bey açıklamasının sonunda Portakal'ın ismini veriyor ama sözlerinin muhatabının başkaları olduğunu da girişte açıkça işaret ediyor:

"Aziz Milletime; Toplumsal muhalefeti, herkese ve her şeye rağmen örgütlemiş, bu uğurda suikastlere, saldırılara, linç girişimlerine ve iftiralara göğüs germiş, toprağa dikilen bir fidanı büyütür gibi Millet İttifakını büyütmüş, serpilmesini gururla izlemiş Kemal Kılıçdaroğlu hiç diktiği fidana kıyar mı? Koca bir çınar gibi gölgesinde serinlediği partisinin hiç kötülüğünü ister mi? Evine ateş atar mı? Sizlerin vicdanına bırakıyorum çünkü gidecek başka yerim yok..."

Kemal Bey'in sert çıkışı hâliyle aklımıza kısa bir süre önce "Nereden maaş aldıklarını biliyorum" dediği İmamoğlu yandaşı gazetecileri getiriyor.

Portakal'ın da o gazetecilerden olduğunu mu düşünüyor?

Peki neden çıkıp medyayı yozlaştıran isimleri ifşa etmiyor?

Bu şahsi bir mesele mi Kemal Bey?

***

8 MART'I BİR DE GAZZELİ KADINLARA SORUN

Dün dünyaca 8 Mart'ı idrak ettik.

Yine eşitlik deyip cinsiyetçiliğin dibine vurduk, erkek taşladık.

"Kadının beyanı esastır" gibi, hukukun temeli olan eşitlik ilkesini ayaklar altına alan söylemleri normalmiş gibi tekrar ettik.

Samimiyetsiz klişeleri sıralayıp faturayı feodalizme keserek, "erkek işi de yapabilen kadın" haberleriyle tatmin olduk.

Elbette bu sahtelikte başı 8 Mart sabahında da Filistinli kadınları öldürmeye devam eden İsrail'in sadık destekçisi modern Batı çekti.

Evet, artık milattan öncemilattan sonra yok. Gazze'den önce-Gazze'den sonra var.

İnsanlık ideallerini deforme ederek yazdığınız ne kadar küresel masalınız varsa Gazze'de şahit olduğumuz gerçeğin eleğinden geçmek zorunda.

***

EYLEM TOK'UN DİZİSİ VAR ZATEN

Ölümlü trafik kazasına karışan 17 yaşındaki oğlunu yurtdışına kaçıran Eylem Tok isimli kadına herkes çok kızgın.

Dün de pek çok kişi, "Anayım ben, kadınım ben" diyerek eylemini savunan Tok'un empati talebini tartışıyordu. "Yakında dizisi de çekilir" diye sitem edenler çoğunluktaydı.

Beklemelerine gerek yok; çünkü çekilmişi var. İsmi de "Your Honor."

Dört dörtlük bir eser.

Dizinin kahramanı, medyamızın "ünlü yazar" diye takdim ettiği Eylem Tok gibi anne değil, hâkim bir baba. "Breaking Bad" dizisinin efsane başrol oyuncusu Bryan Lee Cranston.

Konuyu önemseyenlere, empati-sempati ayrımını görmek isteyenlere tavsiye ederim.

***

10 BİN ADIM GEYİĞİ

Sağlıklı bir yaşam için günde kaç adım atmalı sorunsalı tartışılmaya devam ediyor. Bildiğiniz üzere genel kabul 10 bin adımdı. Sonra "6 bin de yeter" dendi. Bir ara 5 bine kadar indi.

Dün gazetelerde haberdi, bilim adamlarının son kararı 10 bin adımmış

Hadi 10 bin adım geyiğini, sayaçlı saatlerini pazarlamak için geliştiren Japon firmasını anlıyorum da bilim adamları, hekimler ne yapıyor?

Farklı bünyeler için ortak bir limit belirlemek mümkün mü?

Danıştığım ciddi hekimler bunun saçmalık olduğunu, bünyenize uygun olmayan eşikleri yakalamanın sağlığınıza zarar verebileceğini söylüyorlar. Hâlihazırda aşırı yüklenme, yanlış zeminde yürüme gibi hatalar diz rahatsızlıklarını patlamış durumda.

Kaldı ki yürümek bir spor değil. Benim için en iyi dinlenme yöntemi mesela. Kafam şişmişse, vücudum yorgunsa, boğazım gıcıklanıyorsa, takıyorum kulaklığımı, açıyorum müziğimi ve canım ne kadar isterse yürüyorum. Şayet dağdaysam en güzel müzik de doğanın sessizliği oluyor.

Yürümek kendimizle baş başa kalmanın en güzel yolu. Adımınızı sayarak, limiti doldurmaya çalışarak tadını kaçırmanın, angaryaya çevirmenin ne anlamı var?

Hatırlatmaktan sıkılmayacağım; ölçmeyin bozarsınız.

CHP's Afyonkarahisar Mayor candidate Burcu Köksal's words , "Our door is open to everyone, except DEM members",revealed the boiling cauldrons within the main opposition party 20 days before the election . Even Kemal Kılıçdaroğlu, who was liquidated

on May 28, is in rebellion. He was criticizing TV presenter Fatih Portakal, who said that he gave Köksal instructions yesterday , with very harsh words: " Slandering people by saying 'I can't prove it' is not humanity, let alone journalism. It is disgrace! It is a pit!" Yes, Mr. Kemal mentions Portakal's name at the end of his statement, but he also clearly points out in the introduction that the addressee of his words is others: "To my dear Nation; He organized the social opposition despite everyone and everything, endured assassinations, attacks, lynching attempts and slanders for this cause, and buried him in the ground." Would Kemal Kılıçdaroğlu, who has grown the Nation's Alliance like a planted sapling grow and proudly watched it flourish, ever kill the sapling he planted? Would he wish harm on his party, whose shade he cools off like a huge plane tree? Would he set fire to his house? I leave it to your conscience because I have nowhere else to go..." Kemal Bey's harsh statement brings to mind the pro-Imamoglu journalists to whom he recently said, "I know where they get their salaries . " Does he think Portakal is one of those journalists? So why doesn't he come out and expose the names that corrupt the media ? Is this a personal matter, Mr. Kemal? 

***

ASK THE WOMEN OF GAZA ABOUT MARCH 8.

Yesterday, the world realized March 8. 

Again,of sexismby sayingequalityand stoned men. We repeated statements such as "Women's statement is essential", which tramples the principle of equality, which is the basis of law, as if it were normal. By listing insincere clichés and blaming feudalism, we were satisfied with the news of "women who can also do men's work". Of course, the modern West,the staunch supporter of Israel, which continued to kill Palestinian women on the morning of March 8, took the lead in thisfraud. Yes, there is no more B.C. or B.C. There is before Gazaand after Gaza. Whatever global fairy tales you write by deforming the ideals of humanityhave to be sifted by the reality we witnessed in Gaza.

***

EYLEM TOK ALREADY HAS A SERIES

. Everyone is very angry with the woman named Eylem Tok, who kidnapped her 17-year-old son, who was involved in a fatal traffic accident, abroad. 

Yesterday, many people were discussing Tok's request for empathy, who defended her action by saying "I am a mother, I am a woman." The majority of people complained that"the TV series will be shot soon"

They don't need to wait; because there is a photo taken. It's called"Your Honor." 

A perfect piece of work. 

The hero of the series is not a mother like Eylem Tok, whom our media introduces as a "famous writer", butdominating father. Bryan Lee Cranston,the legendary leading actor of the TV series "Breaking Bad". 

I recommend it to those who care about the subject and want to see the distinction between empathy and sympathy.

***

10 THOUSAND STEPS DEER

The question of how many steps should be taken per day for a healthy life continues to be discussed. As you know, the general acceptance was 10 thousand steps. Then they said, "6 thousand is enough." At one point it went down to 5 thousand. 

It was news in the newspapers yesterday, the final decision of the scientists was 10 thousand steps. Come on,

the 10 thousand steps deer andcounter clocks to market them,but what are the scientists and doctors doing? Is it possible to set a common limit

for different bodies? Serious doctors I consulted say that this isnonsensethat reaching thresholdsthat are not suitable for your bodycan harm your health. Currently,mistakes such as overloading and walking on the wrong groundhave increasedthe number of knee disorders Moreover, walking is not a sport. For methe best way to relax. If my head is swollen, my body is tired, my throat is scratchy, I put on my headphones, turn on my music and walk as much as I want. If I am on the mountain, the most beautiful music is the silence of nature. Walkingis the best wayto be alone with ourselvesWhat's the point of losing the fun and turning it into a choreby counting your stepsand trying to reach your limit I won't get tired of reminding you; Don't measure, you'll ruin it.