Amerikalıların Ankara çıkarmasının şifreleri

SURİYE’DE YENİ SAYFA

Suriye’de BAAS Rejimi’nin sona ermesiyle yeni bir sayfa açıldı. Bu sayfanın açılmasındaki rolü nedeniyle dünyanın gözü Türkiye’ye döndü. Amerika Birleşik Devletleri deyim yerindeyse Ankara’ya çıkarma yaptı. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ve Ortadoğu politikasının önemli aktörlerinden Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşar Vekili John Bass Ankara’da temaslarda bulundular. Bass’ın, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz ile yaptığı görüşmeler önemliydi. Ancak şüphesiz en dikkat çeken iki görüşme Blinken’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilmesi ve Dışişleri Bakanı Fidan’la baş başa yaptığı görüşmeydi.

ABD VE TÜRKİYE HANGİ BAŞLIKLARDA UZLAŞTI?

Ankara, Suriye’de açılan yeni sayfa ile geçici hükümet konusunda ve bundan sonra izlenmesi gereken yol haritası konusunda prensiplerini en başından belirledi. Bu prensipler Amerikalılarla yapılan görüşmelerde de paylaşıldı. Bu prensipler konusunda iki ülke arasında görüş birliği oluştuğunu belirtip; şöyle sıralayabiliriz:

- Suriye Devleti’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği korunmalı.

- Suriye Devleti azınlıklar, farklı etnik yapılar dahil tüm halkı açısından kapsayıcı olmalı.

- Suriye Devleti teröre bulaşmamalı, topraklarında terör örgütlerini barındırmamalı.

- Suriye Devleti kimyasal silah kullanmamalı ve bu silahların denetimi sağlanmalı.

- Suriye Devleti komşularıyla iyi ilişkiler kurmalı ve topraklarından komşularına yönelik tehdit oluşmasına müsaade etmemeli.

Bu başlıklar konusunda Türkiye ve ABD arasında bir sıkıntı olmadığının altını çizelim.

AMERİKA’NIN GİZLENMEYEN ŞAŞKINLIĞI

Ancak şunu da ekleyelim, ABD heyetindeki şaşkınlık Ankara’daki yetkililer tarafından verdikleri mesajlar üzerinden de net bir şekilde gözlemlendi. Bu konudaki izlenimlerimi şöyle paylaşabilirim;

- “Türkiye böyle bir stratejiyi nasıl oluşturdu ve sahaya nasıl yansıttı?

- Dünyanın önemli aktörleri Suriye sahasındayken bu nasıl hayata geçirildi?

- SMO ve HTŞ hareket ederken, Rusya ve İran nasıl müdahale etmedi?

- Oluşturulan hatlar nasıl tutuldu?”

TERÖR ÖRGÜTLERİ SORUNU

Gelelim iki ülke arasındaki en ikircikli konuya yani Suriye’deki PKK/PYD/YPG ve DEAŞ terör örgütlerine. Görüşmelere Ankara’nın sahaya net bir şekilde hâkim olduğunu ve gerektiğinde her türlü müdahaleyi yapabileceğini bilerek ve bunu da bildiğini hissettirerek giren Amerikalılara Ankara tarafından verilen mesajlar netti:

- Ankara’nın politikası net, terör örgütlerine son vermek ve terörü kaynağında kurutmak. Bu politikadan taviz verilmesi söz konusu değil.

- Türkiye DEAŞ ile kararlı bir şekilde mücadele etti, gerektiği zaman yine eder. DEAŞ’ın da güçlenmesine izin vermez.

- Bilinmesi gereken Suriye’de PKK ve türevleri de DEAŞ da artık olmayacak, olmamalı. Bunu yapacak olan da öncelikle Suriye hükümeti ve halkı.

- PKK/PYD/YPG yabancı paralı savaşçıları bünyesinde bulunduruyor. Suriye dışı kadroları gereken hukuki işlemlerin yapılması için kendi ülkelerine yani İran, Irak ve Avrupa’ya gönderilmeli.

- Suriye’deki her Kürt, terör örgütü mensubu değil. Terör örgütü olmayan Kürtlerin hakları korunmalı.

- DEAŞ’ın da özellikle hapishanelerde ve El-Hol kampında bulunan militanları ve ailelerinin çoğunluğunu Almanya, Fransa, Hollanda ve İngiltere gibi ülkelerin vatandaşları oluşturuyor. Uluslararası hukuk gereği bu militanlar ve aileleri de ait oldukları ülkeler tarafından teslim alınmak zorunda.

TERSİNE DÖNEN TEKLİF YANİ PARADİGMANIN DEĞİŞTİĞİ AN

Görüşmelerde bu konuda Ankara bir talepte bulunmadı. Politikasını, hukuktan doğan haklarını ve yerine getirilmesi gerekenleri anlattı. Suriye sahası konusunda bilgisini, neyin, nasıl ve ne zaman olması gerektiğini net biçimde hissettirdi. Yani Ankara bu sefer “Terörü ya birlikte temizleyelim ya da biz kendimiz temizleriz” ifadesini kullanmadı. Sahadaki gerçekler artık bu cümlenin ve teklifin çok ötesine geçtiğini zaten gösteriyor. Ancak bu kez Amerikalılar; “Koordinasyon içinde olalım ve beraber çalışalım” ifadesini kullandılar.

YENİ YÖNETİM VE ABD AÇISINDAN ASIL ZOR DURUM...

Akıllara gelen soru; yeni yönetim gelecek, peki bu konuşulanlar ne olacak? Trump yönetimi ile mevcut yönetim arasında bilinenden daha fazla bir koordinasyon olduğunu söyleyebiliriz. Bu bazı diyaloglara da “Trump da böyle düşünüyor” ifadesinin Amerikalılar tarafından kullanılmasıyla yansıdı. ABD sahadaki gerçeklerin farkında. Terör örgütlerinin tasfiyesi kendileri (ABD) açısından aslında sorun; bunun nasıl anlatılacağı da. Kısacası önümüzdeki süreçte ABD politika değişikliğini de anlatmanın yollarını arıyor olacak.

YAPTIRIMLAR MESELESİ

ABD yönetimi, Rusya’nın uluslararası finans sistemini kullanmasını engellemek amacıyla Gazprombank’a yaptırım uygulamıştı. Ayrıca Gazprombank’ın yanı sıra 50’den fazla uluslararası bağlantılı Rus bankasının, 40’ı aşkın Rus menkul kıymetler kayıt kuruluşu ve 15 Rus finans yetkilisi de yaptırım listesine eklenmişti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, kararın Türkiye’yi de etkileyeceğini ve muafiyet istediklerini söylemişti. Türkiye’nin şu anki önceliği bu yaptırım listesinden çıkmak. Görüşmelerde bu konu Türkiye tarafından gündeme getirildi. Gerekli başvuruların yapıldığı belirtildi. Amerikalılar da başvurulardan haberleri olduğunu, konuyu bildiklerini belirterek bir çalışma yürüttüklerini söylediler.

SURİYE GEÇİCİ HÜKÜMETİNE VERİLEN MESAJLAR

Türkiye-ABD hattında bu görüşmeler yapılırken, Ankara Suriye sahasını da takip altında tutuyor. Geçici hükümet başta olmak üzere Suriyeli meşru muhataplara da mesajlar verildi.

1) Toplumun tüm kesimlerine karşı kapsayıcı olunması.

2) Terör örgütleriyle asla ilişki kurulmaması.

3) Toprak bütünlüğü ve üniter yapının sağlanması.

4) Suriye’yi yönetme yapı ve kapasitesinin ortaya konulması.

5) Komşularla iyi ilişkilerin tesis edilmesi.

6) Kitle imha silahlarına yönelmemesi ve denetimi.

GERİ DÖNÜŞLER

Yeni dönemin başlaması ile Türkiye başta olmak üzere başka ülkelerde bulunan mültecilerin dönüşleri gözlemleniyor. Artışın sağlanması için Ankara’nın öngördüğü süreci ve önceliklerini ise şöyle sıralayabiliriz:

1- Gönüllü geri dönüş

2- Onurlu geri dönüş

3- Güvenli geri dönüş

4- Düzenli geri dönüş

Tüm bu maddelerin özünü ise Suriye’de birlik, istikrar, huzur ve kalkınmanın oluşturduğunu da söyleyelim.

BİTİRİRKEN...

Suriye sahasında tüm dünyanın gözleri önünde çok önemli adım adan Türkiye, sahaya yönelik hassasiyet ve dikkatini de sürdürmeye devam edecek.

- Yeni dönemde durumu kendi lehine çevirmek isteyen eski dönemin vekalet savaşını sürdürenlere karşı dikkatli olunacak, tedbirler alınacak.

- Türkiye’nin terör örgütleri ile doğrudan ya da bir başka ülke üzerinden müzakere etmesi söz konusu değil.

- Türkiye gerektiğinde terörü kaynağında kurutma politikasını sürdürecek.

- Ancak terörle mücadelede öncelik Suriye hükümetinde. Buna rağmen Ankara gerektiği zaman her türlü adımı kararlılıkla atacak.