Bahçeli’nin şok çıkışı ne anlama geliyor

Bahçeli, “Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın” dedi.

Bahçeli, bu cümlenin devamında ise yine sarsıcı bir öneride bulundu, “Teröristbaşı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum; bu dirayet ve kararlılığı gösterirse ‘Umut Hakkı’nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın” dedi.

TARİHİ PENCERE

Bahçeli’den 3 saat sonra kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, “Cumhur İttifakı tarihi bir pencere açtı. Açılan bu tarihi pencerenin kişisel hesaplara kurban edilmemesini istiyoruz. Hep beraber terörün olmadığı Türkiye’yi inşa edelim istiyoruz” diye konuştu.

22 EKİM MİLAT

Özal döneminde Öcalan Bekaa Vadisi’ndeyken, Celal Talabani’nin aracılığıyla bir tek yanlı ateşkes süreci başlatılmıştı. Erbakan döneminde birtakım girişimler oldu. Erdoğan, “Baldıran zehiri” içme pahasına iki kez çözüm süreci başlattı. Ama hiçbirisinde Öcalan’ın Meclis’te, DEM Parti grup toplantısında terörün bittiğini ve PKK’nın lağvedildiğini açıklaması çağrısı yapılmadı. Bu açıdan 22 Ekim tarihi bir dönüm noktası oldu. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın belirttiği gibi bu bir “milat”.

1 EKİM’DE MECLİS’TE

Ancak süreç 1 Ekim’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis açış konuşmasıyla başladı. Cumhurbaşkanı İsrail’in Gazze’den sonra savaşı Lübnan’a taşıdığını ve bölgesel bir savaş tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Türkiye’nin karayolu ile Lübnan’a iki buçuk saat mesafede olduğunu belirtip, asıl hedefin Türkiye olduğunu açıkladı.

Bu tehlike karşısında iktidar, muhalefet çekişmesini bir kenara bırakıp, Türkiye ekseni etrafında toplanma ve iç cepheyi tahkim etme çağrısı yaptı.

Erdoğan kürsüden indikten hemen sonra Devlet Bahçeli, DEM Parti sıralarına giderek ellerini sıktı. Bu sürpriz hamle siyasetin havasını bir anda değiştirdi. Bahçeli, Cumhurbaşkanı’nın iç cepheyi güçlendirme çağrısına destek vermek amacıyla bu hamleyi yaptığını açıkladı. DEM Parti’ye, “Türkiye partisi” olma çağrısı yaptı.

3 EKİM’DE NE KONUŞTULAR?

Bugün biraz tarihlerden gideceğim. Çünkü adım adım oluşturulan bir strateji söz konusu.

3 Ekim’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’yi evinde ziyaret etti. Bu tarih önemliydi. Çünkü Erdoğan- Bahçeli görüşmesinden sonra tarihi öneme haiz bir MGK toplantısı yapıldı.

MGK neden önemliydi? Hem yaklaşan savaş tehlikesi açısından hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclisi açış konuşmasında dikkat çektiği, Suriye’deki “uydu yapılanma” noktasında 3 Ekim tarihli MGK’da alınan kararlar önemliydi.

Bunların ne olduğunu ihtiyaç olduğunda sahadaki uygulamalarla göreceğiz.

BEKA SORUNU

Erdoğan’ın, uydu yapılanma dediği Suriye’deki SDG-PKK ve YPG olduğu çok net. ABD, mayıs ve haziran ayında PKK-YPG’ye özerk bir statü kazandırmak için sözde seçim yapmaya kalkıştı ama Türkiye’nin baskısı sonucunda geri adım atmak zorunda kaldılar. Ama bu hedeflerinden vazgeçmiş değiller.

Suriye topraklarında bir PKK uydu yapılanması, Türkiye açısından beka sorunu. Türkiye, bunu önlemek için ne gerekiyorsa göze almış durumda. Ancak bu zorlu süreçte iç cephemizin de güçlendirilmesi gerekiyor.

HARİTALAR KANLA ÇİZİLİRKEN

Cumhurbaşkanı Erdoğan da dünkü konuşmasında bu noktaya işaret etti.

“Ortadoğu’da haritalar kanla çizilirken, İsrail savaşı Lübnan’a taşırken iç cephemizi güçlendirmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Erdoğan ve Bahçeli’nin hamlelerinin biraz da buna dönük olduğunu düşünüyorum.

Bu notları paylaştıktan sonra tekrar Bahçeli ve Erdoğan’ın çağrılarına dönmek istiyorum. 

BAHÇELİ’YE DESTEK

Erdoğan, 12 Ekim tarihinde, Arnavutluk ve Sırbistan gezisi dönüşünde gazetecilerle yaptığı soru-cevapta Bahçeli’ye güçlü bir şekilde destek verdi. “Sayın Bahçeli’nin attığı bu adım bana göre çok çok önemli bir adımdır” dedi.

15 Ekim’de ise MHP lideri bir kez daha kürsüye çıktı ve “Türkiye’ye getirilirken, ‘Her türlü hizmete hazırım’ diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin” dedi.

UMUT HAKKI

Öcalan’ın Meclis’e getirilerek DEM Parti grubunda konuşturulması önerisi ise şok ediciydi ama Bahçeli’nin, “Umut hakkı” açılımı da bir o kadar önemliydi

Umut hakkı ne demek?

Bu sorunun yanıtı MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’dan geldi. Feti Yıldız, “Bu kavram müebbet ağır hapis cezasına mahkûm edilmiş hükümlünün bir gün salıverilmeyi beklemek hakkını ifade etmek için kullanılmaktadır” dedi.

Öcalan’ın da “Buradan tabutla çıkmak istemiyorum” dediği ifade ediliyor.

BAHÇELİ BU RİSKİ NEDEN ALDI?

MHP, Türk milliyetçiliğinin simgesi olan bir parti. Bahçeli, terörle mücadelede tavizsiz bir çizgi izlemiş bir lider. Bu çıkışın MHP’ye siyasi olarak bir yarar getirmeyeceği açık. Hatta çok büyük bir risk. Buna rağmen Bahçeli bu riski neden alıyor? Burada Bahçeli’nin siyasi bir kazanç hesabı ile hareket ettiğini söylemek mümkün değil. Çünkü siyaseten MHP’ye oy kazandırmaz. Burada tamamen ‘önce devletim sonra partim’ şiarıyla hareket ettiğini görüyoruz. Devletin menfaatine olan bir adım atıyor.

BAHÇELİ’NİN DOSYASI

Ayrıca Bahçeli bunun birkaç adım sonrasını planlamamış değil. Edindiğim bilgiye göre PKK’nın terör faaliyetlerinin başladığı 1984’teki Şemdinli ve Eruh baskınından bu yana verilen şehitlerimiz, terörün ekonomik bilançosu ve bölgesel tehditleri üzerine kapsamlı bir çalışma yaptırdığı söyleniyor. Masasında kalın bir klasör olduğu ifade ediliyor.

Yıllarca Kürt sorunu çözülecekse Türk milliyetçileri ön almalı dedik. Bahçeli şimdi bunu yapıyor. Bu bir tarihi fırsat. Ama önünde çok büyük engeller var.

Başta Kandil engel. Çünkü onlar varlıklarını teröre borçlular. Silah onların sigortası. ABD engel. Çünkü PKK’yı Ortadoğu’da kullanmak istiyor.

Ama kimin canı pahasına. Türk ve Kürt çocuklarının kanı pahasına.

DEVLET PROJESİ

Burada en önemli avantajımız ise, bunun sadece Devlet Bahçeli’nin bir projesi değil, devlet projesi olması. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü bir şekilde destek vermesi. Kürt halkının barışa olan inancı ve CHP ve DEM Parti’nin sorumluluk duygusuyla hareket etmeleri.

Ortadoğu’da sınırlar kanla çizilirken biz barış şarkıları söyleyerek kendi iç cephemizi güçlendirmek istiyoruz.

Olay bu kadar önemli.