Yeni çözüm süreci mi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’ye destek verdi. DEM’e terörle arasına mesafe koyması çağrısı yaptı. “Bir elinde silah tutarak siyaset yapılmaz. Sırtını dağa yaslayan terör siyasetine asla ve asla yer yoktur” uyarısında bulundu.

BEKLENTİ OLUŞTU

Cumhur İttifakı’nın iki lideri Erdoğan ve Bahçeli’den güçlü mesajlar gelince bir anda Ankara’da yeniden bir çözüm süreci mi başlıyor beklentisi oluştu.

Çözüm sürecinde yaşanan deneyimler ışığında söylüyorum, eski çözüm sürecinin bir benzeri yaşanmaz. Çünkü PKK ve onun siyasi uzantıları çözüm sürecini sabote etti. 

Peki yeni durumu nasıl okumak gerekiyor?

TÜRKİYE ETRAFINDA

Cumhurbaşkanı Erdoğan savaşın bölgemize yayılması, İsrail saldırganlığının Türkiye’yi hedef alması karşısındaki tehlikelere dikkat çekip iç cepheyi tahkim etmek gerektiğini söylemişti. Bölgesel savaş tehlikesinin sınırlarımıza dayandığı bir dönemde iktidar, muhalefet çekişmesinin bir yana bırakılması ve “Türkiye” etrafında toplanılması çağrısı yapmıştı. Başka Türkiye yok. Devlet Bahçeli de Cumhurbaşkanı’nın konuşmasına destek vermek için bu adımı attığını söylemişti.

Şimdilik bildiğimiz bu adımların iç barışımıza ve Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik bir çabanın ürünü olduğu yönünde.

İMRALI’YI ADRES GÖSTERDİLER

DEM Partililer ise bu durum karşısında ne yaptı? Adres olarak İmralı’yı gösterdi. Böylece kendilerini baştan ilk adımdan itibaren muhatap olmaktan çıkardı. Öcalan adres gösterilerek bu iş olmaz.

Yeni bir çözüm süreci yok. Ama Erdoğan ve Bahçeli’nin başlattığı bu sürecin nereye gideceğini görmek için beklemek gerekiyor.

OLGUNLAŞSIN

Çünkü bu süreç ne MHP’nin ne de AK Parti’nin yetkili kurullarında konuşulmuş değil. İki lider, Türkiye’nin bekası için inisiyatif geliştirdiler. Bundan sonrası için DEM Parti’nin ne yapacağını görmek gerekiyor. O nedenle diyorum ki bu işin biraz olgunlaşmasını beklemek gerekiyor. Erken yapılan yorumlar isabetli olmaz.

ÖZGÜR ÖZEL NEREYE KOŞUYOR

Özgür Özel ile Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay arasında ilişki olduğuna dair ahlaksız komplo ters tepti.

Kanser tedavisi gören Gülşah Durbay’a atılan iftira vicdanları yaraladı, kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Bunun üzerine CHP’de ‘faturayı kim ödeyecek’ telaşı başladı. Şimdi operasyon içinde operasyon çekiliyor.

GÖZLER KILIÇDAROĞLU EKİBİNDE

Birinci zanlı olarak Kılıçdaroğlu ekibi öne çıktı. Özgür Özel, Kılıçdaroğlu’nu arayıp sitem etti. Haberi yazan Ebru Küçükaydın, Tolgahan Erdoğan ve Gökhan Özbek’i işaret ederek “Sizin çevrenizden üç kişi bu itibarsızlaştırma operasyonunda rol aldı. Bunlar hakkında dava açacağım” dediği ortaya çıkmıştı.

Özgür Özel’le ilgili haberi yazan ve yayanlar şimdi faturayı başka yerlere kesmenin çabası içine girdiler.

HABERİN HİKÂYESİ

Daha önce bu haberin hikâyesini anlatmıştım. Son 1 aydır Ankara kulislerine yayılıyordu. Hatta iktidara yakın medya organlarında yer alması için özel bir çaba gösteriliyordu. Böylece hem iktidara mal edilecek hem de Özgür Özel tasfiye edilecekti. Bu strateji tutmayınca bu kez CHP Muratpaşa teşkilatına üye olan Ebru Küçükaydın patlattı. Ama yayanlar sosyal medyada etkili olan ve Kılıçdaroğlu’na yakın isimler.

KILIÇDAROĞLU İÇİN

Deniz Baykal kaset operasyonuyla tasfiye edildi, yerine Kemal Kılıçdaroğlu getirildi. Muharrem İnce cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’nun karşısına aday oldu. Üretilmiş görüntüler üzerinden cumhurbaşkanı adaylığından çekilmek zorunda bırakıldı, bu iş Kılıçdaroğlu’na yaradı. Hal böyle olunca Özgür Özel’le ilgili iddiaların da Kılıçdaroğlu’nun yeniden CHP Genel Başkanı olması için ortaya atıldığı iddia edildi. “Yaptıkları yapacaklarının teminatı” olduğu için bu elbise Kılıçdaroğlu’na uydu. Ama kazın ayağı öyle değil. Kılıçdaroğlu’nun etrafındaki bazı isimler sosyal medyadan bunu yaydı ama operasyon merkezi farklı. Zaten Kılıçdaroğlu ne çekecekse etrafındaki bu isimlerden çekecek.

İMAMOĞLU’NA YARADI

Bu iş Özgür Özel’i yıprattı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun itibarını sarstı. Peki bu olay kime yaradı? Eski MİT’çi Mahir Kaynak’ın bu tür çetrefilli işleri çözmek için bir formülü vardı. “Kime yaradı?” derdi. Bu olay tartışmasız bir şekilde Ekrem İmamoğlu’na...

Özgür Özel yıprandı. Kemal Kılıçdaroğlu zan altında kaldı. Böylece Ekrem İmamoğlu bir taşla iki kuş vurmuş oldu. Saraçhane medyası faturayı Kemal Kılıçdaroğlu’na keserken, İmamoğlu sütten çıkmış ak kaşık gibi işin içinden sıyrıldı. Oysa buna “Kurtla yiyip çobanla ağlamak” derler.

CHP’YE ZARAR VERİYOR

Olan CHP’ye oluyor.

CHP’nin birinci parti olarak çıktığı 31 Mart yerel seçimlerinin üzerinden yedi ay geçti. 1977 seçimlerinden 47 yıl sonra seçimlerde birinci çıkan CHP’nin ne yapması gerekiyordu? Gümbür gümbür iktidara yürümesi gerekiyordu. Peki CHP ne yapıyor?

DÖRT EKSEN OLUŞTU

CHP’de dört eksen oluştu.

1. Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu, Özgür Özel ve Mansur Yavaş ekseni.

2. Cumhurbaşkanı adaylığı tartışması çok erken başladı. Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş rekabeti su yüzüne çıktı.

3. Paralel genel merkez oluşturan Kemal Kılıçdaroğlu etkin bir parti içi muhalefet yapıyor.

4. Özgür Özel partiyi kucaklayıcı bir profil çizemedi.

ÖZGÜR ÖZEL AMAN DİKKAT

Özgür Özel aman dikkat. Ayağının altındaki halı çekiliyor.

Etkin bir muhalefet yapması gerekirken, CHP müthiş bir iç hesaplaşmaya doğru gidiyor.

Yerel seçimlerde tarihi bir başarıyı yakalayan Özgür Özel, bu gidişle bir fiyasko yaşayabilir. Benden uyarması.

O nedenle diyorum ki Özgür Özel nereye koşuyor?

NAMIK TAN KİMİN SESİ

Mavi Vatan için “Masal” diyen, “Türkiye, İsrail’in hedefinde değil” diye konuşan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “Sahipleri İsrail’in tasmasını eline almalı” çıkışına Netanyahu’dan önce “Hezeyan” diye yanıt veren bir CHP’li var. Adı Namık Tan. Eski Büyükelçi. Namık Tan, Dışişleri’ndeyken Abdullah Gül’ün prensiydi. İsrail Büyükelçiliği yapmıştı. Anlaşılan o ki Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi değil İsrail’in Türkiye Büyükelçisi gibi çalışmış.