CHP’nin adayı kim olacak?

Ak Parti ve arkasındaki kitle kendi sınavını kaybetti. Bu kayıp seçimi kaybetmesinden çok daha önemli. Ak Partililer işi gücü bırakıp ruhumuzu nasıl, nerede kaybettik? Biz neden böyle olduk? Gele gele buraya mı gelecektik? Neden bizimle yolsuzluk ayyuka çıktı? Neden bizim devrimizde dinle ahlakın arası açıldı? Neden bizim ‘adalet’imiz nalıncı keseri gibi? Ne bu kibir, ne bu pişkinlik, ne bu küçük dağları ben yarattım halleri? Gibi soruların cevabını arasa, bunları tartışsa ve hangi cevabı bulacaksa o cevabın gereğini yapsa yeridir. Başka bir şey yapmasına lüzum yok.

Var mı öyle bir ihtimal? Görüyor muyuz öyle bir alamet?

Hayır, görmüyoruz. Hep sorunların etrafını dolaşıyorlar.

CHP’yi tartışmak ve tartıştırmak daha cazip. Bunu da çok güzel başarıyorlar.

Kim Cumhurbaşkanı adayı olacak? İmamoğlu mu? Yavaş mı? Özel mi?

Bunları tartışırken, fareli köyün kavalcısı gibi, CHP’lileri de peşlerine takıyorlar.

Enflasyonu nasıl tarif edersin? Çok da kitabi olmasın. Dümdüz olsun. Doğru olsun.

Şöyle tarif ederim: Devletin vatandaşın cebine alenen elini sokup parasını çalması.

Konuşuyor mu kimse?

Hak ettiği kadar değil.

Yolsuzluğu, adaleti, adam kayırmayı, ihaleleri kenarından tırtıklamayı, arazilere çökmeyi de kimse sorun etmiyor.

Kimse sorun etmiyorsa yoktur sorun?

Belki de siyasetçi zümresi muhalif olsun iktidarda olsun sorunu bizzat yaşamadığı için tarif de edemiyor. Malum, tok açın halinden anlamaz.

Tamam o zaman, CHP bile CHP’yi tartışmaktan kendini alamıyorsa biz de CHP’yi tartışalım.

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?

Birinci seçenek İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu.

“Değişim” lafını ilk o telaffuz etti. İlk o öncülük etti.

Başardı da.

Ayrıca, tipik, uzaktan bakınca CHP’li olduğu hemen anlaşılan bir siyasetçi değil. Sinameki biri de değil.

Türkiye ortalamasına çok yakın.

Herkesle iletişim kurabilen, her hücuma cevabı olan, polemikten kaçmayan, üstüne üstüne gidebilen bir siyasetçi.

Ak Partiyi İstanbul’da iki defa yendi.

Hem de bakanlarıyla beraber.

Yani olabilir.

Ya ABB Başkanı Mansur Yavaş? O olmaz mı?

Sessiz, polemiksiz, çatışmasız, kendine has siyasi tarzıyla Ankara’da Ak Parti’yi ikiye katladı.

Demek ki bir şey biliyor.

O da tipik CHP’li değil. Siyasete MHP’yle başlamış.

Ahaliyle haşır neşir olma konusundaki puanı İmamoğlu’na nispetle düşük. Polemiklere mesafeli. Ama bazen taşı gediğine koyuyor.

Kazanabilir mi?

Şimdiye kadar kazandı, şimdiden sonra niye kazanamasın?

Peki, İmamoğlu’nun karşısına rakip olarak çıkar mı?

Kazanma şansı varsa niye çıkmasın?

Siyasetçiler makamı önemserler. Cumhurbaşkanlığı makamına oturma ihtimali varsa bunu niye değerlendirmesin?

Peki, CHP İmamoğlu’nu aday gösterirse kendi başına aday olmaya kalkışır mı?

Yapar hesabını ve kazanma ihtimali görürse kalkışır. Görmezse kalkışmaz.

Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan İmamoğlu’na siyaset yasağı getirilmesini uygun görürse yedekte, hazır ve nazır niye bulunmasın?

Bulunabilir.

CHP lideri Özgür Özel olmaz mı?

Şu anda kolları böyle bir için sıvamış görünmüyor.

CHP’yi birinci parti yapan genel başkan oldu. Şimdi de CHP’yi iktidar yapan genel başkan olmak istediğini söylüyor.

Ama rüzgâr eser, fırtına çıkar, kar yağar, yollar kapanır, top döner dolaşır Özgür Bey’in önüne gelir.

Siyasette böyle bir şeyin vaki olamayacağını hiç kimse garanti edemez.

Bir de şu anda dışarıda duran… CHP’nin dışarısında değil, Cumhurbaşkanı adaylığının dışarısında… Kılıçdaroğlu var.

Siyasete ilgisi devam ediyor. Heyecanı da... Ara sıra tartışmaları dahil oluyor, bundan sonra da olur.

Yeniden adaylık ister mi?

Zayıf ihtimal.

Ama adayın kim olacağını belirleme süreçlerine tesir etmek ister.

Şöyle diyelim mi?

Günü geldiğinde bu muhtemel adayların hiçbiri aday olabilmek için gerekli siyasi hamleleri yapmaktan geri durmaz.

En kalenderleri Kemal Bey’di. O bile duramadı.

Halbuki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aday olup olamayacağı daha önemli bir mesele.

Ama CHP Ak Parti’nin bu sorununu çözmüş gibi davranıyor.

Sonuç: İşlerin bu safhasında Ak Parti CHP’yi tartıştırmayı başarıyor.

CHP Ak Parti’yi tartıştırmayı başaramıyor.