CHP tüzük kurultayına gidiyor ama kimsenin kurultaydan bir beklentisi yok. En demokratik tüzük bile yapılsa fark etmeyecek. Çünkü siyasi gidişatı tüzük değil her biri bir baş çeken siyasi aktörler arasındaki mücadele belirleyecek.
Peki bu mücadele nasıl seyredecek? Bu noktada herkesin merak ettiği, tıpkı 90'lı yıllara damgasını vuran rahmetli Erbakan'ın o çok tartışılan sözü gibi bu mücadelenin; "kanlı mı kansız mı olacak?" sorusu.
CHP içinden gelen haberler pek de "kansız" geçmeyeceğini gösteriyor. Dışarıdan birilerinin el atmasına gerek yok, hesaplaşma içeride başlamış ve kılıçlar çekilmiş durumda. Kılıçdaroğlu-Özel, Özel-İmamoğlu ve İmamoğlu-Mansur Yavaş kavgası bütün haşmetiyle başlamış ve daha da derinleşerek sürecek.
Bir anlamda Altı Masa'nın CHP içi versiyonuyla yani 4'lüsüyla karşı karşıyayız.
İlk kılıcı Kılıçdaroğlu Özel'e karşı çekti. Kılıçdaroğlu'nun, çiçeği burnunda yeni başkan Özgür Özel'i nasıl sıkıştırdığını aylardır izliyoruz. Eli ayağına dolaştığı için ne yerel seçim sonrası söylediklerine sahip çıkabildi ne de AK Parti ile kurmaya çalıştığı normalleşmeyi sürdürebildi.
Hatta öyle rezil bir hamle yaptı ki, sokak küfürbazı bir kadını CHP'nin onur konuğu yaparak seçim sonrası oluşturduğu olumlu imajı yerle bir etti.
Siyasi düzlemde yaşanan bu kavganın ikinci hamlesi de bu kez agresiflikte sınır tanımayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Saraçhane Medyasından geldi. Hedefte yine Özgür Özel ve ekibi vardı. Bunu da hiç saklamadılar. Önceki gün İmamoğlu'nun kankası Soner Yalçın'ın Odatv'sinde Hürrem Elmasçı müstear isimle (Murat Ongun olduğu söyleniyor) çok açık bir "kulis haberi" yayınladı. Yazının başlığı bile hedefi açıklamaya yetiyor:
"CHP'nin mahir ağababaları… Kurulan 'borsa' rakamları ayyuka çıktı"
Yolsuzluk konusunda "hassas" OdaTv göz yaşartıyor. İma yoluyla Özgür Özel'in kankaları Veli Ağbaba ve Ali Mahir Başarır'ın Ankara Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner'le el ele verip nasıl işler çevirdikleri anlatılıyor.
Hürrem Elmasçı, yolsuzluk konusunda öyle hassas ki, ne yapsın Çankaya'da temizlik ihalesine kirli eller karışınca dayanamamış, yazmış:
"Hüseyin Can Güner. 1993 doğumlu, henüz 31 yaşında… Seçimlerden sonra görevi devralan Hüseyin Can Güner, ayağının tozuyla öyle işlere kalkışmış ki ben hem şaşırdım hem de üzüldüm…"
Aylık 44 milyonluk adrese teslim bir ihaleden söz ediyor. Üzülmekte haklı da şaşırmasına şaşırdım. CHP belediyelerinde adam kayırma ilk defa mı yaşanıyor, hiç mi çevresine bakmıyor? Sadece İstanbul'a baksa yeter. İstanbul Büyükşehir'de milyarlık ihalelerin ya da Kadıköy veya Sarıyer'de benzer temizlik ihalelerinin aynı yöntemle nasıl verildiğini bilmeyen yok. Al birini vur ötekine. Üzülmek, şaşırmak bahane maksat rakipleri elimine etmek ve itabarsızlaştırmak. Bu konuda hakkını teslim edelim, seçtiği ikili yani "mahir ağababalar" fazlasını hakkediyor. Hangi taşı kaldırsanız altında onlar çıkıyor. Daha işin başındayız, dosya savaşları ve algı operasyonları yeni başlıyor.
Sırada kim var bilemem ama asıl bombalar ve dosyalar Mansur Yavaş adı dolaşıma girdikçe patlayacak.