Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Anadolu Ajansı aracılığı ile, vergide adaleti güçlendirmek için adımlar attıklarını, devlete 5 milyon lira ve üzerinde borcu ve cezası olanların isimlerini kamuoyu ile paylaşacaklarını “listelerde isminin yer almasını istemeyenlere eylül ayı sonuna kadar” zaman tanıdıklarını açıklamıştı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği dün Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 30 Eylül 2024 tarihinden itibaren kamuoyu, ülkemizin vergisini vermeyen ‘yüzsüzlerinin’ kimler olduğunu isim, isim öğrenecek.
Bu yeni bir uygulama değil, 2019 yılına kadar Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı resmi internet sitesinde düzenli olarak “vergi yüzsüzlerinin” listesini açıklıyordu.
2019 yılından bu yana ise açıklanmıyordu, neden açıklanmadığı da bilinmiyordu.
Mehmet Şimşek’le birlikte eski uygulamaya dönülmüş oldu.
Elbette devlet açıklasın, hangi belediyeler vergi yüzsüzü, hangi şirketler devlete borçlarını ödememiş, isim, isim, şirket, şirket ifşa edilsin, kamuoyu da “vergi yüzsüzlerinin” kimler olduğunu öğrensin. Ama ülkemizde bir de “deprem bağış yüzsüzleri” vardı…
Hani, 6 Şubat depreminin ardından iktidarın öncülüğünde “Türkiye Tek Yürek” isimli bir yardım kampanyası düzenlenmiş, bütün televizyon kanalları o yardım kampanyasını canlı olarak yayınlamışlardı.
15 Şubat gecesi gerçekten “Türkiye Tek Yürek” olmuştu, yardım kampanyasına para yağmıştı. Çocuklar kumbaradaki paralarını, emekliler üç kuruşluk emekli maaşlarını bağışladılar o gece. Kamu bankaları, kamu kurumları katıldı yardım kampanyasına. Siyasetçiler maaşlarını bağışladıklarını açıkladılar, iş adamları milyar, milyar bağış taahhüdünde bulundular.
O gece 86 milyarı kamu kesiminden, 29 milyarı şirketler ve kişilerden olmak üzere toplam 115 milyar lira toplandığı açıklanmıştı. Yani 6 milyar dolar. Deprem yaralarını kısmen de olsa sarmaya yarayacak bir paraydı.
Sonra dönemin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, yapılan canlı yayın gecesinde taahhüt edilen 115 milyar 146 milyon 528 bin liranın, 74 milyar 118 milyar 164 bin lirasının Türkiye Tek Yürek hesabına yatırıldığını açıkladı. Ortada 41 milyar liralık bir açık vardı ve bu kısmın neden yatırılmadığına dair bir bilgi de vermemişti.
Sonra AFAD girdi devreye ve 17 Mart 2023 tarihinde Fuat Oktay’ın paylaştığı bilgiyi teyit eden bir açıklama yapmış, o gece canlı yayına bağlanan bağış sözü veren bazı kişi ve kuruluşların söz verdikleri bağışları yatırmadıklarını, bu kişi ve kuruluşları tespit ettiklerini, kendileriyle iletişime geçtiklerini, verdikleri bağış sözünü yerine getirmeleri için ikna etmeye çalıştıklarını, eğer taahhütlerini yerine getirmezlerse “tek tek ifşa” edeceklerini söylemişti.
İktidarın topyekun medyası da AFAD’ın bu açıklamasını, bağış şovcularının üzerinde baskı unsuru oluşsun diye 18 Mart 2023 günü manşetlerine taşımışlardı.
Yine dönemin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay AFAD’ın bu açıklamasının ardından 10 milyar 281 milyon 836 bin liranın daha yatırıldığını açıklamıştı.
Ama hala taahhütlerini yerine getirmeyen ‘bazı kişi ve kuruluşlar’ vardı ve ödemedikleri miktar 30 milyar liraydı.
Bu arada bir parantez açalım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı “İş dünyamızdan, esnafımıza her kesimden insanımızın AFAD hesaplarına yaptıkları yardımların her kuruşu, deprem bölgesine harcanmaktadır” açıklamalarına rağmen kamuoyunda toplanan bu deprem bağışlarına yönelik soru işaretlerini gideremedi. Çünkü iktidar bu bağışları nerede, hangi şekilde kullandığı konusunda şeffaf davranmadı.
Hatta CHP’nin kampanyada toplanan bağış miktarının ve bunların kullanıldığı yerlerin araştırılması amacıyla verdiği önerge TBMM Genel Kurulu’nda AK Parti ve MHP’nin oylarıyla reddedildiğini bir kez daha hatırlamakta fayda var.
AFAD’ın “tek tek ifşa edeceğiz” açıklaması bir yılını doldurdu.
Bu bağış yüzsüzlerinin akıbetinin ne olduğunu bilmiyoruz.
30 milyar lirayı yatırmayan o havuzda kimler var, bizler bilmiyoruz. Ama elbette bu “kişi ve kuruluşların” kimler olduğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan biliyor, AFAD biliyor hatta o gece yayının yapıldığı medya kurumu da isim, isim biliyor.
Bu bağış yüzsüzlerinin akıbeti nedir?
Yatırdılar mı?
AFAD bu yüzsüz şovcuları taahhütlerini yerine getirmeleri için ikna edebildi mi? İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da taahhütlerini yerine getirmeyen bu yüzsüzleri ikna etmek için devreye girdiğini açıklamış, iletişim sürecinin devam ettiğini söylemişti. İletişim süreci nasıl sonuçlandı, uzlaşı sağlayabildiler mi?
Yoksa onlar AFAD’ı ve İçişleri Bakanını mı ikna ettiler?
Ne oldu?
Hazır iktidar vergi yüzsüzlerine el atmışken, ülkemizin asıl yüzsüzlerini de bir zahmet açıklayıversin.
Bağış yüzsüzlerinin açıklanması, vergi yüzsüzlerinin açıklanmasından daha önemli.