Memleket havası alayım diye Samsun’dayken KARAR haber sitesinde Serkan Özcan’ın X paylaşım haberini gördüm.
21 Ağustos Çarşamba günü yapılan paylaşımında “Ekonomi yönetimine dair “dedikoduların” başta döviz olmak üzere piyasaları etkilemesinin temel nedeni, son 4-5 yıllık dönemde ortaya atılan birçok benzer iddianın önce yalanlanmasının aksine sonra gerçeğe dönüşmüş olmasıdır. Hal böyleyken ortaya atılan “dedikoduları” etkisiz hale getirmenin yegane yolu, Sn.Cumhurbaşkanı’nın çıkıp açık ve kesin bir dille kadrosuna sahip çıkması ve programının güçlenmesini sağlamasıdır.”
Karar.com haberi şu şekilde vermişti: Ekonomist Serkan Özcan, Mehmet Şimşek’in istifa iddialarına ilişkin yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanı Erdoğan dedikoduları yalanlamadan piyasa sakinleşmez” diyerek hükümete çağrıda bulundu. Özcan, güven kaybının ekonomiye verdiği zarara da dikkat çekti.
Ertesi gün Nuray Babacan’ın Gazete Pencere’deki yazısına baktım… “Mehmet Şimşek’in Saray toplantısında Erdoğan’ın danışmanlarına rest çekişi…” haberi vardı
Ardından T.C Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yalanlama açıklaması geldi.
Ama o yalanlama pek etkili olmadı ve borsa Perşembe gününü de ekside kapattı. Ertesi gün (Cuma) yine olay hakkında bir çok köşe yazısı kamuoyuna sunulmuştu bile.
Ama Mehmet Şimşek daha net ve en açık şekilde açıklamasını Cuma akşamı piyasalar kapandıktan sonra yaptı.
İlk soru: Acaba Mehmet Şimşek neden Cuma akşamına kadar bekledi? Mesela neden Cuma sabahı açıklama yapmadı?
MECZUP FİKİRLER
Önce şu soruyu kendimize soralım. Piyasa neden Mehmet Şimşek’i bu kadar önemsiyor? Aslında bu sorunun cevabı yine fısıltı haberinde. Nuray Babacan’ın “Erdoğan’ın Danışmanları” diye verdiği haber herkesi tedirgin etti. Yine herkes biliyor ki, Erdoğan’ın ve hiç vazgeçmediği o danışmanlarının ekonomi fikri Türkiye’yi uçurumun kenarına getirmişti. Ve Ülkeyi bu uçurumdan Mehmet Şimşek kurtardı.
Hatta daha 2023 seçimlerine giderken Erdoğan ne diyordu: “Ben burada olduğum sürece faizler artmayacak, inmeye devam edecek.”
Bu fikir hem Erdoğan’da hem de yanından hiç ayırmadığı danışmanlarında bulunuyor. Oysa Mehmet Şimşek Erdoğan’ın bu fikrinin tam tersini uyguluyor. Erdoğan’ın seçimden önceki vaatlerini tabiri caiz ise yerle bir etti. Ve doğal olarak Erdoğan kendi fikrini değiştirmediği için danışmanlarını yeniden devreye almış olma ihtimali piyasaları bozabiliyor.
ŞİMŞEK RAHAT MI?
Fısıltıların bir kısmı Şimşek’in rahatsızlığı üzerine. Gerçekten Şimşek rahatsız mı?
Ben kendi fikrimi söyleyeyim: Erdoğan ve onunla aynı fikirdeki bu danışman kadro ile kimse reel akılla rahat şekilde çalışamaz.
Bunu şu şekilde izah edeyim: Şimşek daha önce planladığı adımları atmadı ya da atamadı. İş geldi dayandı en alt gelir gruplarına yükü yüklemeye. Oysa Şimşek daha üst kesime daha fazla gidecekti.
Benim de Şimşek’i eleştirdiğim konu burası. Gitmiyor mu yoksa gidemiyor mu? Cevap aslında yukarıda değindiğim gibi belli.
Enflasyonla mücadele için emeklinin kuruş hesabını yaparken Hazine garantili işlere milyarlarca dolar akıyor. Zaten enflasyona asıl neden olan lüks tüketim ve aşırı fiyat duyarsızlığı bu kesimlerin eseri. Ama tüm fatura fakire kesiliyor.
(Bu konuda Erdoğan’da haklı: Çünkü ağır ekonomik faturada ileri yaş grubu alt gelir grupları Erdoğan’ı hiç yalnız bırakmadı. Kuru soğan yeriz ama Reis’i yedirmeyiz sloganı tam da bunlarındı. Fakirlik artışı Erdoğan’a oy kaybettirmiyor. O nedenle Şimşek’in şımarık rantçı zenginlere dokunmasına izin verilmiyor.)
Neyse gelelim tekrar konuya.
Adalet Bakanı ve SPK olayın üstüne gideceklermiş. Sosyal paylaşımları izleyip bu ekonomik darbeye önlem alacaklarmış.
Bence ilk başlamaları gereken yer AK Parti olmalı. Çünkü kaynak sadece orası olabilir. Aile içi muhabbetlerin fısıltısı oradan gelebilir.
Ama bir de ne görüyorsunuz: Cuma akşamı piyasalar kapandıktan sonra X paylaşımında bulunan Cemal Enginyurt’u suçlamaya çalışıyorlar. Keşke azıcık akıl olsa…
***
Ekonomide başarının iki temel noktası vardır:
1-Doğru politikalar
2-Güven duyulan kadrolar
Biz burada hep 1. Maddeyi tartışıyoruz. İşte diyoruz ki, Mehmet Şimşek istediği doğru adımları tam olarak atamıyor vs vs… Peki ya 2. Madde. Yani GÜVEN UNSURU.
Erdoğan liderliğinde hiç kimse ekonomiye güven duyamaz. Çünkü yarın sabah Erdoğan’ın uyanıp ne yapacağını kim biliyor? Lütfi Elvan ve Naci Ağbal’ın sonu ne oldu?
Hatta Erdoğan’ın o akıldışı ekonomi politikalarındaki asıl ‘akıl ekibi’ hala dimdik Saray’da tam kadro yerlerini koruyorlar. Böyle bir durumda kim neye nasıl güvenecek?
***
Geçen yıl seçimden önce defalarca yazmıştım: Fatura ağır olacak
Hep beraber ödeyeceğiz. Biz istedik bunu… Biz kabul ettik. Kimse kimseyi suçlamasın.