Yazar Erol Mütercimler’in Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in istifanın eşiğinden döndürüldüğüne yönelik iddiası Beştepe’den iki koldan süratli bir şekilde tekzip edildi. Hızlıca devreye giren Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi “piyasalara tedirginlik ve güvensizlik oluşturmaya yönelik kasıtlı bir şekilde dolaşıma sokulan dezenformatif” bir haber olduğunu söyleyerek, ekonomi çevrelerine itibar etmeyiniz mesajı verdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, vergi politikaları nedeniyle istifa etmek istediği iddiasını “zenginlere vergi affı hiçbir aşamada gündeme gelmedi. Sayın Cumhurbaşkanımızın vergi affı paketi hususunda tercihleri tam aksine net bir şekilde geniş kesimlerinden yana, çok kazanandan çok almayı öngören bir yaklaşım yönünde olmuştur” sözleriyle tekzip etti.
Maliye Bakanı Şimşek de Beştepe’den gelen bu iki açıklamayı sosyal medya hesabından paylaştı ama ötesinde bir şey söylemedi.
***
Kamuoyunda da Beştepe’den yapılan tekzipler Şimşek’in paylaşmasına rağmen ‘ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ misali karşılık bulmadı.
Bunda elbette Mehmet Şimşek’in bugüne kadar esaslı bir ekonomi politikası ortaya koyamamasının, bir yıldan fazladır ekonomi koltuğunda oturmasına rağmen hala ekonomide işlerin pek de rayında gitmemesi, Şimşek’in istediği kararları alamıyor olmasının etkisi var.
İşte, Şimşek bir çok konuşmasında “yapısal reformlar” diye vurguladığı halde böyle bir teşebbüsü olmadı, hatta bu reformların adını bile koymadı.
***
AK Parti içindeki kaynaklar da istifa ettiği ama ikna edildiği yönündeki iddiaların doğruyu yansıtmadığını ama bir rahatsızlık olduğunu, ufak çaplı bir gerilim yaşandığını teyit ediyorlar.
Nitekim dün Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan Mehmet Şimşek’in istifa noktasına geldiği haberlerinin, Beştepe’de gerilimli geçen bir toplantıdan kaynakladığı şeklindeki kulis bilgisini paylaştı. Ankara kulislerine hâkim iyi bir gazeteci olan Nuray Babacan “Beştepe’deki gerilimli toplantıya” dair aktardığı bilgiler özetle şöyle:
“Beştepe’de TBMM’nin 1 Ekim’de açılmasından sonra gündeme alınması planlanan ikinci ekonomi paketinin görüşülmesi için bir toplantı planlanıyor. Bu ekonomi toplantısına Maliye Bakanının çalışmaktan çok hoşlanmadığı Cumhurbaşkanının ekonomi danışmaları da katılıyor ve Mehmet Şimşek’in uyguladığı ekonomi politikalarını eleştirmeye başlıyorlar. Mehmet Şimşek’te anlatacaklarını anlatmış, eleştirilere yanıt vermek yerine “Ben söyleyeceklerimi söyledim, siz kendi aranızda değerlendirin” diyerek toplantıdan ayrılmış.”
Hadise bu.
AK Parti içindeki kaynaklarım da bu bilgiyi bu şekilde teyit ediyorlar.
Soru şu: Olmayacak bir hadise mi bu?
Hatırlarsanız 11 Mart 2015 tarihinde Beştepe’de gerçekleşen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ile görüşme medyada “ekonomi zirvesi bir saat geç başladı” başlığı ile haberleşmişti.
Hadise şuydu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ali Babacan ve Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’yı brifing almak için Beştepe’ye davet etmişti. Babacan ve Başçı toplantının yapılacağı odaya alındıklarında karşılarında sevmediği, ciddiye almadığı iki danışmanı gördüler.
Toplantıya Erdoğan gelmeyecekti, Babacan ve Başçı ekonomi brifingini bu ‘iki danışmana’ vereceklerdi, kendisi de bilahare toplantıya katılacaktı, talimat böyleydi.
Bunun üzerine Ali Babacan bu iki danışmana yapacağı bir sunum olmadığı haberinin iletilmesini istedi. Tam gitmek üzereyken Erdoğan’dan haber geldi: “Beklesin ben geliyorum.”
Ankara kulislerine iddia olarak yansımıştı bu haber.
Beştepe yaptığı açıklamada “brifingin çok olumlu geçtiğini, toplantının 2 saat sürdüğünü, Ali Babacan’ın toplantıdan sonra bir yarım saat daha Beştepe’de kaldığını, resmi programda saat 16.45’te öngörülen kabulün, Erdoğan’ın programının sarkması nedeniyle 18.00’de başladığını” bildirmişti.
2015 yılında yaşanan hadise bugün pekala tekrar yaşanabilir.
***
Hazine ve Maliye Bakanlığı dün Nuray Babacan’ın haberini “Gazetecinin kendi hayal dünyasının ürünü” diyerek tekzip etti ama AK Partili üst düzey kaynaklar bu hadiseyi tekzip etmiyorlar.
Evet Mehmet Şimşek’in istifa haberi doğru değil, ama Beştepe’deki “gerilimli toplantı” doğru olduğunu söylüyorlar.
Ekonomi yönetimine ve ekonomi politikasının işleyişine yakından vakıf olan aynı zamanda Ankara’da siyaset mahfillerine epeyce yakın bir ismin söyledikleri şöyle:“Mehmet Şimşek doğru yolda gidiyor. Şimşek’in yönetiminde yürütülen ekonomi politikası şimdiye kadar amacına uygun olarak seyretti, gelişti ve devam ediyor. Hele de bölgede güvenlik konusu bu kadar ön plana çıkmışken, jeopolitik riskler bu kadar artmışken Türkiye’nin başka bir maceraya kalkışmasını beklemek ancak Erdoğan’ı hiç tanımayanların yapacağı bir değerlendirme olur. Ne Erdoğan Mehmet Şimşek’ten vazgeçebilir ne de Mehmet Şimşek istifa eder… En azından şimdilik… (konuşurken üç noktaları özellikle söyledi) Geçmiş dönemin kalıntısı olan kuruldan ve artık eski gücünü kaybettiği aşikar olan danışmalar arada bir böyle toplantılara katılıyorlar. Bu danışmanlar o toplantıda Mehmet Şimşek’i yakalamışken sıkıştırmak istemiş olabilirler. Ayrıca “ben söyleyeceğimi söyledim, siz kendi aranızda değerlendirin” diyerek toplantıdan ayrılması Mehmet Şimşek’in gücünü gösterir. Bildiğim kadarıyla o toplantıda Erdoğan da yoktu.”
“En azından şimdilik” sözü çok şey söylüyor aslında… Nitekim iktidar kaynakları da istifa haberinin doğru olmadığını, Mehmet Şimşek’in ekonomiyi kurtarmaya çalıştığını ama elinin kolunun bağlı olduğunu yapmak istediklerini rahat bir şekilde yapamadığını, bundan dolayı da mutlu olmadığını söylüyorlar.
Şimşek’in mutlu olmamasında da bir anormallik yok. Aksi olsa tuhaf olurdu. Bir yıldan fazla oldu Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna oturalı. Ama ekonomide işler rayında gitmiyor. Çünkü istediği adımları rahatça atamıyor. Hala esaslı bir ekonomi programı açıklayamadı. Yapısal reformlardan bahsediyor ama ne olduğunu tam olarak açıklayamıyor. Yolsuzluğun ve verimsizliğin temelini oluşturan sorunun asıl kaynaklarından olan Kamu İhale Kanununda değişiklik yapamadı.
Enflasyonu düşüremedi.
Yabancı yatırımcıyı hala getiremedi.
Ekonominin düzelmesi için Türkiye’nin hukuk devleti rayına oturması gerekiyor. İktidar hukukun üstünlüğünü tesis etmeden, temel hak ve hürriyetler alanında adımlar atmadan ekonominin düzelmesi mümkün değil. Bunu en iyi Mehmet Şimşek biliyor. Ama bir yıldır hiç hukuk dediğini, hukuka referans yaptığını duymadım.
Özetle gerçek şu; Mehmet Şimşek istifa etmedi ama yetkilerine müdahalelerden, konulan kısıtlamalardan tedirgin.