Önümüzdeki 31 Mart yerel seçimleri, genel veya yerel önceki hiçbir seçime benzemeyecek görünüyor. Büyük, orta veya küçük her parti için yeni derslerle dolu bir seçim olacak.
Seçmen büyük partilere mi yönelecek yoksa küçük partileri büyütmeyi mi tercih mi edecek, göreceğiz.
Bu noktada esas merak edilen, mayıs seçimlerinde ağır yenilgi alan CHP ve Millet İttifakı partilerine oy veren seçmenin nasıl bir tavır alacağı... Onların vereceği karar bu seçimlerin kaderini belirleyecek.
Peki onlar neye göre karar verecek?
Birçok parametre sayılabilir ama ilk sırada partilerine bakacakları tahmin ediliyor. Orada manzara hiç de iç açıcı değil.
DARMADUMAN OLDULAR
Tek tek bakıldığında her partide derin tartışmalar, istifalar var ve durmak bilmiyor.
Alın CHP'yi... CHP'de neredeyse bir dönemin kadroları tamamen silinip süpürüldü. Birçok tanınan aktör istifa etti. Şükrü Genç gibi sevilen, seçim kazanan isimler bile bağımsız aday oldu. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Özel'den oluşan "üç merkezli" yapıya bakıldığında ise CHP ha dağıldı dağılacak görünüyor.
İyi Parti'nin durumu CHP'den de beter. Hem kendi içinde birbirlerine düştüler hem de CHP'nin operasyonuyla sürekli kan kaybettiler.
HDP/DEM cephesinde de durum farklı değil. Önce iki eşbaşkanları görevi bırakmak zorunda kaldı. Sonra tıpkı CHP gibi parti içinde Öcalancılar, Kandilciler ve Demirtaşçılar denilen üç grubun çatışması var ve hâlâ sürüyor, sandığa nasıl yansıyacağını da göreceğiz.
Millet İttifakı'nda yer alan Saadet, DEVA ve Gelecek partilerinin esamisi bile okunmuyor.
Tablo Millet İttifakı'nın dağıldığını hatta darmaduman olduğunu gösteriyor. Bu biliniyor, bilinmeyen ise bu partilere oy veren seçmen ittifakının dağılıp dağılmadığı.
SEÇMEN BEKLEMEDE
İşte burada hesaba katılmayan bir tablo var. Bunu da CHP'yle ilgili anketlerde görüyoruz. İttifaktaki bazı partiler oy kaybetse de CHP hâlâ yerini koruyor. Önceki gün Optimar Araştırma'nın şubat anketini yayınladım. O ankette CHP'nin oy oranı bunca kavga ve gürültüye rağmen hâlâ yüzde 25 civarında. Aşağıda gösterenler de var ama tablo çok değişmiş değil.
Ne Kılıçdaroğlu'nun hançerlenmesi, ne Tunç Soyer ve Alper Taşdelen gibi onlarca "önemli" ismin aday gösterilmemesi, ne Gürsel Tekin'in meydan okuması ne de Şükrü Genç'in istifası seçmeni etkilememiş.
Herhalde CHP seçmeni güçlü bir işaret bekliyor. Özgür Özel-Ekrem İmamoğlu ikilisini Kılıçdaroğlu ekibini tasfiye konusunda pervasız yapan da bu işaretin gelmemesi.
Çünkü onlar da biliyor; CHP seçmenini rakibinden nefret noktasına Kılıçdaroğlu ve onu sorgulamayan ekip taşıdı. Seçmen ayrıca o ekibin kendisini dün FETÖ'ye karşı çıkmamaya, "FETÖ partiyi ele geçirdi" diyen Yılmaz Ateş gibi CHP'liler tasfiye edilirken susmaya, "Her evden bir oy HDP'ye verilsin" denildiğinde "Ne oluyor?" dememeye alıştırdığını da biliyor.
Dahası, CHP'yi dün veya bugün yöneten siyasetçilerin hiçbirinin diğerinden farklı bir siyaset üretmediğini, hepsinin "CHP şemsiyesi" altına sığındığını ve onu kullandığını da biliyor. Kendisi de öyle olduğu için susuyor. Kimse tablonun değişmesini istemiyor, isyan ve istifa edenler bile.
Bugün onlar bile, "tıpış tıpış" gidip "çürümüş" dedikleri İmamoğlu'na oy verecek veya isteyecek.
Tıpkı İstanbul Sarıyer'de istifa edip bağımsız aday olan Şükrü Genç gibi: "İstanbul'da Ekrem Başkan'a oy istiyoruz. Biz kimseye ihanet etmedik."
CHP'deki bu sorgulamayan, yeni siyaset aramayan ruh hâli, siyasetsizliğin daha da derinleşeceğini gösteriyor. Bu da siyasetsizlikten beslenenlerin elini güçlendiriyor.