Meclis’teki kavgalı oturumda izlenen yola bakınca muhalefetin Can Atalay’ın ya da Osman Kavala’nın cezaevinden çıkması konusunda samimi olduğu konusundaki kuşkularım arttı.

Bu konuya tekrar değineceğim. Ama önce Meclis’ten iki tabloyu dikkatinize sunmak istiyorum.

Mahmud Abbas’ın konuştuğu Filistin konulu oturum her yönüyle tarihiydi. ABD Kongresi’nde soykırımcı katil Netanyahu ayakta alkışlanırken, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Gazze’deki şehitlerin sesi oldu. İktidarı ve muhalefetiyle Meclis’te muhteşem bir tablo vardı.

Aynı Meclis, 24 saat sonra ise tanınmaz haldeydi. Sanki bir gün önce mazlumların sesi olan Meclis gitmiş, kavgalı bir Meclis gelmişti. Meclis’te kan aktı. Meclis’in saygınlığına, mehabetine yakışmadı.

BEKLENTİ OLUŞTURDU

Anayasa Mahkemesi’nin kararından sonra muhalefet, Can Atalay Meclis’e davet edilip yemin edip milletvekilliği görevine başlayacak diye bir hava oluşturdu. Hatta Can Atalay’ın hangi gün Meclis’te yemin edeceğine dair haberler yapıldı.

Meclis’in Can Atalay konusunda olağanüstü toplanacağı 16 Ağustos günü geldi, çattı.

Önce o günün sabahına gidelim.

ABDULLAH GÜLER’İN AÇIKLAMASI

AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler basın toplantısı düzenledi. Anayasa Mahkemesi kararının muhatabının Meclis değil yargı olduğunu anlattı. Mahkûmiyet hükmü mahkemeler tarafından kaldırılmadan hiçbir işlem yapılamayacağını açıkladı.

İki yol gösterdi.

1-AYM kararına göre İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yeniden yargılama yapabilir ya da kararında ısrar edip dosyayı Yargıtay’a gönderebilir.

Bu durumda Yargıtay onama kararında ısrar edebilir. Ya da infazı durdurup yeniden yargılama kararı verebilir.

2-Ya da Adalet Bakanlığı kanun yararına bozma yoluna gidebilir.

“Meclis, Can Atalay’ı tahliye edip milletvekilliği görevine dönmesini sağlayamaz”  dedi.

AHMET ŞIK’IN SEÇİLMESİ

Abdullah Güler’in açıklamalarından sonra muhalefet cephesinde bir panik yaşandı. CHP ile DEM Parti ve TİP arasında bir trafik yaşandı. Ortak bir strateji belirlediler. Konuşmacı olarak Ahmet Şık’ın seçilmesinden görüşmelerin sabote edileceği belliydi. O da kürsüye çıktı, hakaret etti.

AK Parti milletvekillerine ‘terörist’ dedi. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Ama onun cezasını Meclis vermeliydi. O nedenle Alpay’ın kürsüdeki müdahalesi kabul edilemez. 

Meclis’teki görüntüleri izledim. Meclis tutanaklarını satır satır okudum. İlgililerle konuştum. Buradan çıkardığım sonuçları tek tek aktaracağım.

SIRASINI AHMET ŞIK’A VERDİ

Can Atalay’la ilgili oturum başlayınca DEM Parti usül hakkında tartışma açılmasını istiyor. Usül tartışması açılıyor. Bekir Bozdağ, aleyhte konuşmak üzere DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’e söz veriyor. Gülüstan Kılıç Koçyiğit, ”Söz hakkımı Ahmet Şık arkadaşıma devrediyorum” diyor. Ahmet Şık kürsüye çıkıyor.

TUTANAKLARDAN

Meclis tutanaklarından aktarıyorum:

AHMET ŞIK- Sözü hiç uzatmayacağım, bir tespitle başlayacağım. Sizde hiç utanma yok!

ABDULLAH GÜLER -Konuşma be!

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU -Sende utanma yok, sende utanma yok!

AHMET ŞIK -Zerreyi miskal utanmanız yok, haysiyetiniz yok!

ABDULLAH GÜLER- Terbiyesizlik yapma! Sende utanma yok! Sende utanma yok!

HASAN ÇİLEZ- Sende utanma yok, sende!

SALİHA SERA KADIGİL- Hasan otur yerine, gelirim oraya! Otur yerine! Artistliğin de bir sınırı var, yakarlar!

AHMET ŞIK – (AK Parti İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan’a) O salladığın parmağı kıracağız, sen bunu yaşayacaksın!

Milletvekilleri kürsüye yürüyor. Başkan oturuma ara veriyor.

SÖZ VERİLİYOR

Bekir Bozdağ, Meclis’te sükunetin sağlanması için Grup Başkanvekilleri ile toplantı yapıyor. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Ahmet Şık’ın bu üslupla konuşmaya devam edemeyeceğini söylüyor. Ali Mahir Başarır ve Gülüstan Kılıç Koçyiğit ise Ahmet Şık’la konuştuklarını, hakaret etmemesi için telkinde bulunduklarını, işin hukuki yönünü izah edeceğini, sözlerini bitirmesine izin verilmesini istiyorlar.

Bunun üzerine Meclis Başkanvekili Bozdağ, oturumu açıyor.

Ahmet Şık tekrar kürsüye çıkıyor.

Tekrar tutanaklara dönüyorum.

AHMET ŞIK- Bu ülkenin en büyük terör örgütü, hanedanlık mafyasıyla devlete çöken işte bu sıralarda oturanlar, en büyük teröristler de buradakilerdir.

Ahmet Şık hani işin hukuki zemininde kalacaktı? Tekrar söz verilince daha büyük hakaretlerde bulunuyor.

TERÖRİSTE TERÖRİST DEMEDİ

Ahmet Şık, Savcı Selim Kiraz’ı rehin aldıkları sırada DHKP-C’li teröristlerle röportaj yapmıştı. Ahmet Şık’ın röportajından yarım saat sonra teröristler Savcı Selim Kiraz’ı şehit etmişti. Ahmet Şık, Cumhuriyet gazetesindeki haberinde, teröristlere terörist diyememiş, onlardan “eylemciler” diye söz etmişti. Ama milletin vekillerine terörist diyor.

Ahmet Şık, “Bu devleti yıkmamız gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti katil bir devlettir” diyen birisi.

Can Atalay’ın çıkması için bula bula terörist sevici, devlet düşmanı Ahmet Şık’ı mı buldunuz?

MECLİS’E YAKIŞMADI

Meclis’te izlerken utandığımız görüntüler yaşandı. Meclis’e kan bulaştı. Tekrar ifade ediyorum. Meclis’teki kavganın haklı olan tarafı yok. Meclis’te DYP Siirt Milletvekili Abdurrezzak Ceylan vurulduğunda, Fevzi Şıhanlıoğlu aldığı yumruk darbeleriyle hayatını kaybettiğinde oradaydım. Kavga görüntüleri Meclis’in saygınlığına gölge düşürür. Meclis’e yakışmaz.

KAN AKITANLAR

Alpay’ın Ahmet Şık’a müdahalesi ile Ahmet Şık yere düşüyor ve kavga başlıyor. Ahmet Şık, düştüğü yerden kalktıktan sonra yumruk sallarken dirseği Gülüstan Koçyiğit’in kaşının açılmasına neden oluyor. DEM Parti Van Milletvekili Mahmut Dindar’ın vurduğu yumrukla AK Parti Konya Milletvekili Mehmet Baykan’ın dudağı patlıyor. Meclis’e hem Gülüstan Koçyiğit’in hem Mehmet Baykan’ın kanı damlıyor. 

Bu noktada tekrar baştaki soruma dönmek istiyorum.

İYİLİK Mİ YAPTINIZ

Can Atalay’ın cezaevinden çıkmasını isteyen uzlaşmacı bir dil kullanır. Muhalefetin içinde bu üslupta konuşacak tek bir milletvekili yok muydu? Bu kavganın Can Atalay’a ne faydası oldu? Bahçeli ne dedi: “Can Atalay konusu tamamıyla kapanmış.”

Peki şimdi siz Can Atalay’a iyilik mi yaptınız?

Can Atalay’ın cezaevinden çıkmasını isteyen muhalefet böyle hareket etmez. Can Atalay, Osman Kavala tahliye olursa elimizde istismar edecek konu kalmaz diye mi düşünüyorlar acaba?

Looking at the path followed in the contentious session in the Parliament, my doubts about the opposition's sincerity in releasing Can Atalay or Osman Kavala from prison increased.

I will touch upon this issue again. But first, I would like to bring to your attention two tables from the Parliament.

The session on Palestine where Mahmoud Abbas spoke was historic in every aspect. While genocidal murderer Netanyahu received a standing ovation in the US Congress, the Turkish Grand National Assembly became the voice of the martyrs in Gaza. There was a magnificent picture in the Parliament with the government and the opposition.

The same Parliament was unrecognizable 24 hours later. It was as if the Parliament, which had been the voice of the oppressed the day before, had left and a quarreling Parliament had arrived. Blood was shed in the Parliament. It did not suit the dignity and affection of the Parliament.

IT CREATED EXPECTATION

After the decision of the Constitutional Court, the opposition created an atmosphere that Can Atalay would be invited to the Parliament, take the oath and begin his duty as a member of parliament. There were even reports about the day on which Can Atalay would be sworn in to the Parliament.

August 16, the day when the Parliament will hold an extraordinary meeting regarding Can Atalay , has arrived.

First, let's go to the morning of that day.

STATEMENT OF ABDULLAH GÜLER

AK Party Group Chairman Abdullah Güler held a press conference. He explained that the addressee of the Constitutional Court decision is the judiciary, not the Parliament. He explained that no action could be taken until the conviction was annulled by the courts.

He showed two ways.

1-According to the decision of the Constitutional Court, the Istanbul 13th High Criminal Court may conduct a retrial or insist on its decision and send the file to the Supreme Court of Appeals.

In this case, the Supreme Court may insist on the approval decision. Or he may stop the execution and order a retrial.

2-Or the Ministry of Justice may seek to overturn it in the interest of the law.

“The parliament cannot release Can Atalay and ensure that he returns to his duty as a member of parliament,”   he said.

ELECTION OF AHMET ŞIK

After Abdullah Güler 's statements, there was a panic on the opposition front. There was traffic between CHP, DEM Party and TİP. They determined a common strategy. It was obvious from the election of Ahmet Şık as the speaker that the talks would be sabotaged. He also went to the podium and insulted him.

He called AK Party MPs 'terrorists'. There is nothing acceptable about this. But the Parliament should have punished him. Therefore, Alpay 's intervention at the podium is unacceptable. 

I watched the footage in the Parliament. I read the parliamentary minutes line by line. I talked to the people involved. I will convey the results I got from here one by one.

HE GAVE HIS TURN TO AHMET ŞİK

When the session on Can Atalay begins, DEM Party wants a discussion about the procedure. Procedural discussion opens. Bekir Bozdağ promises DEM Party Group Deputy Chairman Gülüstan Kılıç Koçyiğit to speak against him . Gülüstan Kılıç Koçyiğit says , " I hand over my right to speak to my friend Ahmet Şık ." Ahmet Şık comes to the podium.

FROM THE MINUTES

I quote from the parliamentary minutes:

AHMET ŞIK - I will not go into further words, I will start with an observation. You have no shame!

ABDULLAH GÜLER -Don't talk!

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU -You have no shame, you have no shame!

AHMET ŞIK -You have no shame, no dignity!

ABDULLAH GÜLER - Don't be rude! You have no shame! You have no shame!

HASAN ÇİLEZ - You have no shame, you too!

SALİHA SERA KADIGİL- Hasan, sit down, I'll come there! Sit down! There is a limit to being an artist, they burn!

AHMET ŞIK – (to AK Party İzmir Deputy Eyyüp Kadir İnan ) We will break that finger you are shaking, you will experience this!

Deputies are walking to the podium. The President adjourns the session.

IT IS PROMISED

Bekir Bozdağ is holding a meeting with the Group Deputy Chairmen to ensure calm in the Parliament. AK Party Group Chairman Abdullah Güler says that Ahmet Şık cannot continue to speak in this style. Ali Mahir Basarir and Gülüstan Kılıç Koçyiğit , on the other hand, say that they talked to Ahmet Şık , advised him not to insult him, that they will explain the legal aspect of the matter, and that they want him to be allowed to finish his words.

Thereupon, Deputy Speaker of the Parliament Bozdağ opens the session.

Ahmet Şık comes to the podium again.

I'm going back to the minutes again.

AHMET ŞIK - The biggest terrorist organization of this country, the people who collapsed the state with the dynasty mafia, are the ones sitting in these rows, and the biggest terrorists are the people here.

How would Ahmet Şık remain on the legal grounds of the matter? When the promise is made again, he makes greater insults.

HE DID NOT SAY TERRORIST TERRORIST

Ahmet Şık had interviewed DHKP-C terrorists when they took Prosecutor Selim Kiraz hostage. Half an hour after Ahmet Şık 's interview, terrorists martyred Prosecutor Selim Kiraz . Ahmet Şık , in his news in Cumhuriyet newspaper, could not call the terrorists terrorists and referred to them as "activists". But he calls the nation's representatives terrorists.

Ahmet Şık said, “We need to destroy this state. Someone who says, "The Republic of Turkey is a murderer state."

Did you find terrorist lover and state enemy Ahmet Şık to get Can Atalay out ?

IT DID NOT SUIT THE ASSEMBLY

There were scenes in the Parliament that made us ashamed to watch. There was blood in the Parliament. I'll say it again. There is no right side in the fight in the Parliament. I was there when DYP Siirt Deputy Abdurrezzak Ceylan was shot in the Parliament and Fevzi Şıhanlıoğlu lost his life due to the punches he received. Images of fights cast a shadow over the dignity of the Parliament. It does not suit the Parliament.

THOSE WHO SHED BLOOD

With Alpay 's intervention against Ahmet Şık, Ahmet Şık falls to the ground and the fight begins. While Ahmet Şık gets up from where he fell and shakes his fist, his elbow causes Gülüştan Koçyiğit 's eyebrow to open. AK Party Konya Deputy Mehmet Baykan 's lip bursts when DEM Party Van Deputy Mahmut Dindar punched him . The blood of both Gülüstan Koçyiğit and Mehmet Baykan is dripping into the Parliament . 

At this point, I would like to return to my initial question.

DID YOU DO A KIND?

He uses a conciliatory language, asking Can Atalay to be released from prison. Wasn't there a single MP among the opposition who would speak in this style? What benefit did this fight have for Can Atalay ? What Bahçeli said: “ The Can Atalay issue is completely closed. ” So, did you do a favor to Can Atalay

now ?

The opposition that wants Can Atalay to be released from prison does not act like this. Do they think that if Can Atalay and Osman Kavala are released, we will have nothing left to exploit?