Geçtiğimiz hafta parlamentoda yumrukların konuştuğu, kanın aktığı ve kelimenin tam anlamıyla kabadayı görüntülerinin sergilendiği anlar, siyasi tarihimizin utanç sayfaları arasında yerini aldı.
Bilindiği gibi Hatay milletvekili Can Atalay’ın parlamentoya dönüşü ile ilgili görüşmeler sırasında TİP milletvekili Ahmet Şık konuşurken AK Parti milletvekili Alpay Özalan yumruklu saldırıda bulunmuş, olayın büyümesi üzerine bazı vekiller yaralanmış ve Meclis’te kan akmıştı.
Parlamentolar her şeyin özgürce konuşulduğu, tartışıldığı demokrasi mekanlarıdır. Zaman zaman ateşli tartışmalar, hatta sataşmalar olur ama asla kaba kuvvete başvurulmaz. Özellikle medeni toplumlarda siyasi mücadeleler fikir ve bilgiyle yapılır, galibiyet ya da mağlubiyetler, bilginin ve fikrin galibiyeti ya da mağlubiyeti üzerinden tarif edilir.
Ama ne yazık ki bizim gibi ’demokrasi rüştü’nü henüz kazanamamış ülkelerde tayin edici olan, kaba kuvvet oluyor. Parlamentoda kanın da aktığı son olay, bu konuda ibret verici bir örnektir. Ahmet Şık’ın konuşması nezaket sınırlarını aşan bir konuşmadır, bu tavrı kabul etmek elbette mümkün değil. Ama bunun karşılığı, magandalık tarihini bile utandıracak bir hoyratlıkla milletvekiline yumruklu saldırıda bulunmak değildir.
İnanıyorum ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TİP Milletvekilinin konuşmasına öfkelenmiştir, ama AK Parti’yi fikirlere tahammülü olmayan, meseleleri kaba kuvvetle çözmeye çalışan bir parti olarak gösteren, daha da önemlisi Türkiye’yi üçüncü sınıf ülkeler ligine layık gören Alpay Özalan’ın bu küfürlü ve yumruklu gösterisinden de rahatsız olmuştur.
Eğer AK Parti bu küfürbaz ve kavgacı vekil konusunda tedbir almazsa, zaten 31 Mart seçimlerinde yaralı hale gelen görüntüsü ve millet nezdinde giderek eriyen itibarı daha da tamir edilmez hale gelebilir.
Hemen hatırlatalım, kafası her bozulduğunda vekillere küfürle ve yumrukla saldıran Alpay Özalan’ın, milletin meclisinde AK Parti’ye reva gördüğü bu ‘kavgacı’ üslup milleti fena halde rahatsız etmiş bulunuyor, AK Parti de bu durumdan kesinlikle rahatsız olmalıdır.
Çünkü muhalifleri fikirle değil, yumrukla susturma cihadının faturası eninde-sonunda AK Parti’ye kesilecektir. Günün sonunda, ekonomik krizin altında ezilen geniş toplum kesimlerinde “Biz ekmek derdindeyiz, AK Partili vekil parlamentoda vekil döverek galibiyet arıyor” kanaati oluşursa kimse şaşırmasın…
Doğrusu, 2011 yılına kadar Türkiye’de ekonomi, demokrasi ve hukuk alanında önemli başarıların altına imza atan AK Parti gibi bir iktidar partisinin, tarihi küfür, kavga ve kabadayılıklarla dolu bir milletvekilinin ahlaki zaaflarına teslim olması kabul edilebilir değil. Ama ne hikmetse, şu ana kadar cumhurbaşkanı dahil, hiçbir AK Partili yöneticiden tek kelimelik makuliyet açıklaması gelmiş değil.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi olmadan da gereğini yapmış” diyerek Alpay’ı övmesini anlamak mümkün, zira onların demokratik(!) üslubuyla çelişen bir durum yok. Ama AK Parti’nin, kendisini toplum nezdinde böylesine küçük düşüren bir üsluba nasıl tahammül eder, gerçekten anlaşılabilir gibi değil.
Peki şimdi ne yapmamız gerekiyor, hep birlikte oturup meclisimizdeki bu maganda görüntüleriyle övünelim mi?
Maalesef Türkiye’nin geldiği nokta burası…
Parlamentoda bir vekilin boğazı sıkılıp yumruk atılıyor ama iktidar cenahından bir tek itiraz sesi yükselmiyor.
Ankara’nın göbeğinde güpegündüz Ülkü Ocakları eski genel başkanı Sinan Ateş katlediliyor ama yargı millet vicdanını rahatlatacak adımlar atamıyor.
Anayasa Mahkemesi, seçilmiş Milletvekili Can Atalay’la ilgili iki kez ‘hak ihlali’ kararı veriyor ama buna rağmen hak gaspı devam ediyor. Daha da vahimi millet iradesi yok sayılıyor. AİHM’nin Türkiye ile ilgili verdiği ‘hak ihlalleri’ni çoktan unuttuk bile…
Sosyal medya yasakları sıradan bir vaka haline geldiği için yeniden hatırlatmaya bile ihtiyaç duyulmuyor artık…
Hakkaniyetle bakan ve ülkesini seven herkesin bu vahim tabloya itiraz etmesi gerekir.
Çünkü bu kaba kuvvet görüntüleri ve hukuksuzluk, ekonomik krizle boğuşan Türkiye’ye fayda değil, zarar getirmektedir.
Çünkü Meclis’te demokrasiye atılan bu yumruk, aylardır Türk ekonomisini tamir etmeye çalışan Mehmet Şimşek’e atılan bir yumruktur aynı zamanda…