Daha önce iki liderin görüşmesi gündeme gelmişti. Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri ilişkilerinin iyileşmesi ve Erdoğan ile Sisi görüşmesinden sonra Putin, inisiyatif alıp Esed’le görüşmenin mimarı olmak için devreye girmişti. Ama İran buna engel olmuştu.
SORUN YUMAĞI
Erdoğan-Esed görüşmesi için umutlar yeşeriyor ama Suriye’de sorunlar çok büyük. Suriye, süper güçlerin oyun alanı. Bir yandan vekalet savaşları diğer yanda Suriye’nin geleceğinde yer almak için verilen mücadele nedeniyle ülkede tam bir dehşet dengesi yaşanıyor. Ama bir yerden başlamak gerekiyor.
DEHŞET DENGESİ
Yumağın ucunu bir yerden çekmek gerekiyor. Dehşet dengesini, fırsat penceresine çevirmek gerekiyor. Esed’in önünde iki yol var. Ya dehşet dengesi devam edecek ya da hızla normalleşme süreci başlayacak. Irak bu tercihi yaptı, kazançlı çıktı. Irak’ta iç savaş değil, Kalkınma Yolu Projesi konuşuluyor.
İSRAİL TEHDİDİ
Ayrıca Esed’in çok fazla bir tercih noktası kalmadı. İsrail tehlikesi her geçen gün büyüyor. Gazze’den sonra Lübnan’a yönelen İsrail’in bir adım sonrası Suriye...
Zaten Putin’in elini çabuk tutmaya çalışmasının altında bu yatıyor. Yaklaşan İsrail tehdidi nedeniyle Suriye’nin İsrail-Hizbullah ve İran çatışması altında kontrolünden çıkmasından endişe ediyor. Ukrayna savaşı öncesinde Ermenistan’da benzer bir tehlike oluşmuştu. Fransa ve ABD’nin Ermenistan üzerindeki nüfuzunu artırması üzerine Azerbaycan ve Türkiye’nin Karabağ hamlesi Rusya’yı, Ermenistan üzerinden ikinci cephe açılması tehlikesinden kurtardı.
İSRAİL-İRAN ABLUKASI
Benzer bir tehlike Suriye’de belirmiş bulunuyor. Zaten, Golan tepelerinde İsrail işgali sürüyor. İsrail zaman zaman Suriye’deki hedefleri vuruyor. Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi ise Suriye’nin İsrail-İran ablukasına girmesininin önüne geçecek.
O nedenle Esed’in çok fazla bir zamanı kalmadı.
ULUSLARARASI KONJONKTÜR
Bu tür gelişmelerde uluslararası konjonktür çok önemli. Bu kimi zaman yaklaşan tehlikelerle kimi zaman fırsatlarla ortaya çıkar. Zamanın ruhu Türkiye-Suriye yakınlaşmasını zorunlu kılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya dönüşünde Esed’e davetini yineledi. “Biz davetimizi yapacağız. İnşallah bu davetle birlikte de Türkiye-Suriye ilişkilerini geçmişte olduğu gibi aynı noktaya getirelim istiyoruz. Davetimiz her an olabilir. Türkiye’de görüşme olması konusunda ise Sayın Putin’in yaklaşımları var. Irak başbakanının bu konuda yaklaşımları var” dedi. Erdoğan, Türkiye’ye davet etti ama Bağdat da seçeneklerden biri olarak gösteriliyor.
Suriye’de büyüyen başka bir tehlike daha söz konusu. O da ABD’nin PKK’ya odaklanmış siyaseti. ABD; Suriye sahasını Centkom’a ve Bret McGurk’a bıraktı.
TRUMP KORKUSU
McGurk, Trump’ın Suriye’den çekilme planına itiraz ettiği için bizzat Trump tarafından kovulan bir adam. Hedefi PKK’ya bir terör devleti kurdurtmak. Sınırımızda ikinci İsrail kurmanın peşinde. Biden’ın imzaladığı ilk kararname ise McGurk’u Afrika ve Ortadoğu Koordinatörü olarak atadı. Trump’ın tekrar seçilme ihtimali ortaya çıkınca McGurk’un PKK’yı sağlama alma çabaları hızlandı.
PKK’YI MONTE ETME
1- Amerikalılar, Suriye rejimine PKK’yı bünyenize alın, Suriye ordusuna dahil edin teklifini götürdü. Suriye sayıları 70-80 bin olan ve doğrudan emirleri ABD’lilerden alan yapıyı bünyelerine almaktan çekindi. “Suriyeli olmayanlar ayrılsın. Suriye vatandaşları için bu teklifini görüşebiliriz” dediler. PKK buna yanaşmadı. Bir ilerleme sağlanamadı.
2- Amerika bu kez Türkiye’ye yöneldi. Ama PKK bizim için beka meselesi. Milli Güvenlik tehdidi.
MCGURK’UN PLANI
3- McGurk bu yoklamalardan sonra asıl planına yöneldi. Önce 30 Mayıs’ta, sonra 11 Haziran’da seçimler için ilk adımı attı. Bu PKK’ya özerkliğin ilk adımıydı. Türkiye’nin kararlı tavrı karşısında geri adım atmak zorunda kaldılar.
Ama bundan vazgeçmiş değiller. Ağustos ayında tekrar deneyecekler.
McGurk, gitmeden PKK’ya bir statü kazandırmak için çabalarını sürdürüyor.
ABD, PKK’dan vazgeçmiş değil.
DEAŞ’IN YENİ GÖREVİ
Trump, “DEAŞ’ı, Obama ve Hillary Clinton kurdurdu” demişti. DEAŞ, ABD açısından o kadar kullanışlı bir aparat oldu ki, PKK’yı, DEAŞ’la mücadele gerekçesiyle Suriye’ye yerleştirdi. İran’ı DEAŞ’la dengeledi. Sonra bir de baktık ki, DEAŞ bitmiş.
Ama ne zaman DEAŞ’a ihtiyaç doğdu, yeniden dirilttiler. ABD, Afganistan’dan çekilince Irak ve Suriye’de bittiği ilan edilen DEAŞ’ı uçaklarla Afganistan’a taşıyıp, DEAŞ’ın Horasan kolunu kurdular. Bu kez DEAŞ; Rusya ve İran’a yönelik yıpratma savaşı görevini üstlendi.
KANLI SALDIRILAR
Rusya’da kanlı AVM saldırısı ve Dağıstan’daki kanlı baskın ile İran’da Kasım Süleymani anmasında yaşanan bombalı eylemlerde kullandı. DEAŞ’ın yeni misyonu Rusya ve İran’ı yıpratmak.
ABD’nin Suriye politikası PKK’yı güvence altına almaktı şimdi buna bir de DEAŞ eklendi.
SURİYE’YE YARAR
Ancak Irak örneğinde olduğu gibi normalleşme sürecine bir yerden başlamak gerekiyor. Erdoğan ile Esed bu adımı attığı taktirde yeni bir denge oluşacak. Yeni bir Suriye doğacak. Suriye’nin kendi topraklarına sahip çıkma ve Suriye’nin yeniden inşa süreci başlayacak.
Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi Türkiye’den çok Suriye’ye yarayacak.
Ondan sonrasını PKK düşünsün...
GÖNLÜMÜZÜN ŞAMPİYONU
Millilerimiz Hollanda’ya yenilerek Avrupa Şampiyonası’na veda ettiler. Ama 2026’daki Dünya Kupası öncesinde umut verdiler. Hollanda mağlubiyeti sonrasında ağlayan, üzüntüden kahrolan futbolcularımıza Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın soyunma odasında dediği bir nokta var. Erdoğan, “Siz bizim şampiyonumuzsunuz” dedi. Onlar bizim gönüllerimizin şampiyonu oldu. Hepsini tebrik ediyorum. Bize millet olduğumuzu bir kez daha hatırlattılar. Merih’e verilen cezadan sonra kenetlendik, tek yürek olduk. Futbolun sadece futbol olmadığını anladık. Milli duygularımız kabardı. Sağolun, “bizim çocuklar”...