Şunu ifade edeyim ki, Sinan Ateş Davasında adalet yerini bulmazsa, isminde “adalet” olan iktidar partisi adalet sahasında itibarını sıfırlayacağı gibi toplumda devlete saygı da büyük kayba uğrayacak. Hatta “eninde sonunda yıkılıp gitmeye mahkum olacak.”
Bu hüküm cümlesini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını referans alarak yazdım. Elbette ki adaletin olmadığı devletlerin yıkıldığı tarihi bir gerçek ve devletimizin başı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu tarihi gerçeği her fırsatta dile getiriyor “Devletin adalet dağıttığı ölçüde güçlü olduğunu, adaletin olmadığı yerde huzurun refahın olmayacağını, adaletin olmadığı bir devletin eninde sonunda yıkılıp gitmeye mahkum olduğunu” söylüyordu.
Erdoğan yargıçlara yaptığı konuşmalarda “Bir ülkede halkın bunalmış ellerini semaya açarak adalet çığlığı atar hale gelmişse oradaki yargı sistemin sorunlu” olduğunun altını kalın kalın çiziyordu…
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde terazi kuruldu, iktidar teraziye çıktı bu sözlerinin sınavında ve bu imtihanın bütünlemesi de yok.
Sinan Ateş davası 22 yıldır ülkeyi aralıksız yöneten AK Parti iktidarının “sırat-ı müstakim” sınavıdır. En büyük adalet sınavıdır. Ve iktidar ya bu sınavı geçecek ya da geçemeyecek.
***
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’nın göbeğinde öldürülmesine ilişkin 22 sanıklı davanın dünkü duruşmasında müşteki sıfatıyla konuşan Ayşe Ateş, Sinan Ateş’in öldürülmesi talimatını verdiklerini söylediği isimleri de açıkladı.
Merhum Sinan Ateş’in öldürülmeden önce kendisine “Ayşe, İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın, Ahmet Yiğit Yıldırım ile Olcay Kılavuz’a talimat vermiş ve beni öldürmek için kapı kapı gezip kiralık katil arıyorlarmış” dediğini aktardı.
Ve devamında mahkemeye söylediği bilgilerin ifadesine eklenmesini isteyen Ayşe Ateş şöyle dedi:
“Söylediğim ekstra bilgilerin ifademe eklenmesini istiyorum. Ayrılan 17 kişilik dosyanın dosyamızla birleştirilmesini istiyorum. İsmini verdiğim kişilerin sorgulanmasını ve dosyaya dahil edilmesini, eksik ifadelerin hızlı bir şekilde dosyaya ekletilmesini istiyorum.”
Bu sözleri duyan mahkeme heyeti ne yapacak?
İlk duruşmada yaptığı gibi “bu iddianamede yazmıyor” diyerek üstünü kapatacak mı? Bunlar sadece iddia, Sinan Ateş hayatta değil, size böyle söylediğini biz nereden bilelim, ses kaydınız, kanıtınız nerede mi diyecek?
Ayşe Ateş’in verdiği bu bilgilere rağmen “ama 17 kişi dosyadan ayrı, bu isimlerin bu dosyayla ilgisi yok” mu diyecek?!
Bütün bu bilgiler ortadayken hakim, yargılamayı iddianameyle sınırlı mı tutacak? Yoksa her şeye rağmen, soruşturmayı genişletme kararı vererek iddianamedeki Sinan Ateş’in öldürülmesinin ipuçlarının üzerine mi gidecek?
Ne olacak?
Ayşe Ateş’in verdiği bu bilgilerden sonra sanıkların mahkeme salonunu tiyatroya çevirmeye çalışmalarına göz yummaya devam mı edilecek?
Bütün Türkiye’nin gözü Ankara’da Sinan Ateş davasının duruşmasında. Her ne kadar MHP’nin kurucularından Alparslan Türkeş’in AK Partili oğlu Tuğrul Türkeş Sinan Ateş’in adi bir cinayete kurban gittiğini söylese de…
Sinan Ateş adi bir cinayete kurban gitmediğini bütün ülke biliyor.
Ankara’nın göbeğinde gündüzün gözünde, 22 kişilik bir örgütlenmeyle işlenen bir cinayetin “adi cinayet” sayılamayacağını bütün kamuoyu biliyor, hukukçular belirtiyor.
AK Parti iktidarının sırat-ı müstakimi demem bu yüzden. Zor bir sınav AK Parti için…
Ayşe Ateş ile kızları Bengisu ve Banuçiçek’e, babalarının katillerinin yakalanacağına dair Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söz verdiğini açıkladı.
***
Bir yanda Ankara’nın göbeğinde öldürülen Sinan Ateş’in baba hasretiyle büyüyecek iki kızı Bengisu ve Banuçiçek ve kocası için adalet isteyen gözü yaşlı eş Ayşe Ateş… Bir yanda ise bu cinayetin aydınlanmasını etkilemesinden endişe duyulan ittifak ortaklığı.
Terazinin bir kefesinde adaletin tecelli etmesi duruyor diğer kefesinde iktidarın siyasi çıkarı.
Ve adında adalet olan bir iktidar partisinin lideri ülkenin cumhurbaşkanı…
İktidar bir tercihte bulunacak devletin bekasını da düşünerek ya “adalet yerini bulsun isterse kıyamet kopsun” diyecek ya da devletin temeli olan adaletin ihlaline göz yumacak.
CHP lideri Özgür Özel’in de söylediği gibi Sincan’da mızrak çuvala girmiyor. Ne yapılırsa yapılsın da girmeyecek. O mızrağa uygun çuvalı bulamayacaklar. Çuval büyüdükçe mızrak da büyüyecek ve paramparça etmeye devam edecek çuvalı.
Elbette Sinan Ateş dosyası hakkında bu mahkemenin vereceği kararla adalet süreci sona ermiş olmayacak, adaletin gerçekleşmesi için daha epey “kanun yolları” var.