Belediye başkan adayı seçiminde bocalayanlar nasıl ülke yönetecekler?

CHP’nin hâli ortada. Genel Başkan Özgür Özel ama perde arkasında Ekrem İmamoğlu var. İstanbul ilçelerini Sayın İmamoğlu seçti. Bazı il ve ilçelerde aylarca kararsız kaldılar. Parti içinde birbirine girenler, istifa edenler, kavga edenler, ne ararsanız var... 

Şimdi yanlışlıkla geçen sene seçimi kazansalardı bu ülkeyi nasıl idare edeceklerdi? Hatay meselesini bile ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Lütfü Savaş’a bir varsın bir yoksun dediler. Haluk Levent’ten medet umdular. Sonra bir daha Lütfü Beyin kapısını çaldılar. 

Basit bir belediye başkan adayı seçiminde bocalayanlar sizce ülke meselesini çözebilirler mi? Bence hayır. İlçelerde bile anlaşamayıp birbirlerine laf atarak istifa edenler var. CHP sadece parti içi kavgayı seviyor. Parti içinde güç elde edenler seçim kazanmış gibi seviniyor. Ülkenin sorunlarını çözmek gibi dertleri yok. Hiçbir zaman da olmadı. 

Allah aşkına şu ana kadar herhangi bir CHP’li adayın şöyle büyük projemiz var, şöyle planlarımız var dediğini duyan var mı? Her gün medyaya malzeme veren onlar ama “niye biz konuşuluyoruz?” diyorlar. Sebepleri kendi çünkü.

Yerel seçimlerden sonra da parti içi kavga daha da hızlanır. "Kim genel başkan olacak?" kavgası başlar. Onun adamı, bunun delegesi mücadelesi muhalif medyada yer alır... 

Ekonomi için tek bir somut önerileri yok. Dış politikada söyleyecek laflarını duymadık. Millî eğitim ve hukuk alanında dediklerini işiten var mı? Hep soyut konuşmalar ve sonra seçimi niye kaybettik diye hayıflanıyorlar!.. 

Türkiye’nin en büyük sorunu muhalefet... Bir iktidarı muhalefet zorlar. Bizdeki muhaliflerin bırakın iktidarı zorlamayı kendilerine bile faydası yok. O kadar bitikler. Silkinip kendilerine gelmiyorlar. Proje üzerinde çalışmıyorlar. Sorunu söyleyip sesi biraz yükseltince insanların kendilerine oy vereceklerini sanıyorlar. Ders de almıyorlar. Belki seçim mağlubiyetleri biraz sorgulamaya iter, diyoruz ama olmuyor... 

 

 

Feyza Altun din konusunda cahil

 

Sosyal medyada zaman zaman dikkat çekmek için tuhaf çıkışlar yapar Feyza Altun. Bir ara bir akrabasının küçükken kendisine tecavüze yeltendiğini söyledi. 

Önceki aylarda fenomenlere daldı. Onlarla takıştı. Son olarak da dinî değerlere saldırdı. Altun şeriat denilince hırsızlık yaptığı için kolu kesilen cezayı anlıyor. İçki içilmesinin engellendiğini, herkesin zorla başının kapatılacağını ya da Türkiye İran olur düşüncesini anlıyor... Bazı sekülerler gibi din cahili!.. Şeriat ne, şeri hüküm ne, Asr-ı saadet ne bilmediği için atıp tutuyor. Bunu yaparken de ağzını bozup küfrediyor. 

“Türkiye laik kalacak” gibi 1990’larda Müslümanlara zulmetmek için kullanılan bir jargona sarılıyor. Çünkü cahil!.. 

İslam’a hakaret eden Feyza Altun’un tutuklanmaması isabet oldu. Ona verilecek en iyi ceza kendi saçmalıklarıyla baş başa bırakmak. Veyahut Diyanet’ten bir hoca ona “İslam nedir?” konulu bir ders versin. Belki ettiği laflar ve küfürlerden utanır!..