Herkesin birbirine silah çektiği o ünlü film sahnesini hatırlarsanız; adı “Meksika Açmazı”dır. Uluslararası ilişkilerde de kullanılan bu terim, içinden çıkılmaz, yüksek gerilimli durumu anlatır. İşte Suriye bugün içindeki sayısız aktörün Meksika Açmazı’na ve bir de “Dehşet Dengesi” ne ev sahipliği yapıyor. Dehşet Dengesi ise şu demek, aktörler alanlarını doldurdu ve dondurdu. Mevcut durumun yani statükonun bozulması şu an kimsenin lehine değil. Bu aktörlerden biri dengeyi değiştirmeye kalkarsa, Meksika Açmazı’nda biri tetiği çekebilir ve ortalık ateş çemberine dönebilir. Bu girişi yapma nedenim; PKK/PYD terör örgütünün 11 Haziran’da yapmayı planladığı sözde yerel seçimlerle nelere sebep olabileceğini anlatmak.
TERÖR ÖRGÜTÜ NEYİN PEŞİNDE?
PKK/PYD Terör örgütü Suriye’de tansiyonu yükseltecek bir sözde seçime hazırlanıyor. Ancak arkasına bakıp, derinine inince tabloyu çok net göreceksiniz:
ADAY, SEÇMEN, SEÇİLEN TERÖR ÖRGÜTÜNÜN KONTROLÜNDE
- Geçen aralık ayında terör örgütü sözde toplumsal sözleşme belgesi açıkladı. İçinde demokrasi süslemeleri yer alan belge mevcut Suriye Devleti’nin anayasasına aykırı.
1- Belge Suriye Demokratik Cumhuriyeti diye bir devlete referans veriyor. Oysa devletin gerçek adı bu değil, Suriye Arap Cumhuriyeti. Kısacası olmayan bir devlete referans veren bir belge.
2- Yine belge ile idari yapılanma kurmayı planlıyorlar. Oysa idari yapılanma Suriye Arap Cumhuriyeti anayasasında yok, yani anayasaya aykırı. Üstelik kanton tanımlamaları ile haritalanma işlemi de değiştirilmek isteniyor.
3- Belge kimin oy kullanacağını da belirliyor. 18 yaşından büyük herkes oy kullanacak. Ancak seçmen kartı şart. Seçmen kartı alabilmek için ise koşul 5 sene oturum şartı. Yani Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgede bu şartı yerine getiremeyen Arap nüfus oy kullanamıyor. Bir diğer şart ise PYD ordusunda rol alma. Kısacası seçmeni kendi örgüt tabanından belirliyor.
4- Sözde seçimde aday olabilmek için sözde yüksek seçim konseyinin onayı gerekiyor. 16 kişiden oluşan sözden konseyin başında yine bir kadın ve erkekten oluşan eş başkanlık sistemi var. Bu iki eşbaşkanın özelliği ise terör örgütü PYD kökenli olmaları. Aday olabilmek için işte bu seçim komitesinin onayı lazım. Yani kimin aday olacağına da yine terör örgütü karar veriyor.
5- Sözde seçim olsa bile, seçilenler bağımsız hareket edemeyecek. 7 kantondaki belediye başkanlarını Belediyeler Birliği’ne bağlayan belgeye göre, bu yapının başında da terör örgütü PYD’nin belirlediği eş başkanları bulunuyor.
Kısacası 7 kanton, 40 şehir ve 104 beldedeki seçimler terör örgütünün bildiğimiz KCK yapılanmasının aynısını getiriyor.
NEDEN ERTELEDİLER?
O bölge karışık, Arap aşiretleri, Barzani taraftarları ile terör örgütü arasında çatışmalar var. Kürtlerin tamamı da terör örgütünün yanında değil. Ancak örgüt bir oyun daha oynadı. Suriye’nin Geleceği Partisi adında PYD güdümlü Arap çoğunluğu tarafından idare edilen bir parti oluşturdu. Bunun yapılanması yetişmediği için de 30 Mayıs sözde seçimlerini 11 Haziran’a erteledi.
MEKSİKA AÇMAZINDA NE OLUR?
En iyi senaryo, statükonun bozulmamasını isteyen tüm aktörlerin devreye girmesi ile seçimlerin ertelenmesi. Zaten yerelde ortalık karışık. Burada 2014’den beri örgütü elleriyle besleyen, büyüten, silahlandıran, eğiten ABD’nin tavrı çok önemli.
AMERİKA ALANDA NE YAPACAK?
- ABD Dışişleri Bakanlığı resmi söyleminde seçim sürecini desteklemediğini söyledi.
- Amerikalılar “Konunun zamanlama, kapsam açısından arkasında değiliz” diyor.
- ABD aynı zamanda bu ileri adımdan rahatsız, çünkü örgüte “Senin yaptığın işin karşılığı 20 ama sen fazlasını istiyorsun, 40 isteme” mesajını verdi. Çünkü şu an terör örgütünün bu adımı, ABD’nin kurduğu oyuna uymuyor. Bu sözde seçim, ABD’nin terör örgütüne açtığı alanın bir tık ötesinde.
- Amerika açısından ciddi bir sorun da var, PKK ve PYD terör örgütü kendi gündemini dayatmaya çalışıyor. ABD açısından kötü senaryo eğitip, donattığı terör örgütünü başkasına özellikle de İran’a kaptırmak. Daha kötüsü ise bir soru; terör örgütü ya ABD üslerini hedef alırsa? Amerika o yüzden olaya soğukkanlı yaklaştığını anlatıyor.
- Amerika bir yandan da Şam ile arka kapıdan diyalog arayışında. Amaçları ise PYD ile Şam’ı yakınlaştırmak.
TÜRKİYE’NİN TÜM AKTÖRLERE İLETTİĞİ O MESAJ
Türkiye önce kantonlarla özerk yerel yönetim, sonra da terör devleti oluşumuna sonuna kadar karşı. Bu seçimler olursa, seçimlerin meşruiyetini tanımayacağını tüm aktörlere bildirmiş durumda. Dahası aynı tutumu Amerika’dan da bekliyor.
- ABD ile Türkiye konuyu Mayıs ayında başlattığı stratejik, diplomatik, bürokratik düzeyde yürüttüğü müzakerelerle götürüyor.
- Türkiye bölgedeki aşiretlerle temas halinde.
- Türkiye bakış açısını net biçimde muhataplarına iletti. Başta ABD olmak üzere beklenti, seçimlerin meşruiyetinin kabul edilmemesi. Uluslararası hukuk ve toplumsal dinamik de bunu gerektiriyor.
- Ankara’ya göre Türkiye açısından kabul edilemez bir durumu kimse istemez, istememeli çünkü olası sonuç bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından birçok kez dile getirildi; “Gereken yapılır”.
- Olur da gerginlik artarsa, terör örgütü Türkiye’ye karşı tansiyonu yükseltirse tüm planlar hazır. Terör örgütü karşılığını misliyle alır.
AMERİKA ÇEKİLİR Mİ YA DA ÖRGÜTÜ BIRAKIR MI?
- Şimdilik ABD varlığı önemli bir maliyet üretmediği için ve CENTCOM etkisiyle bölgede. Ancak şartlar değişirse, siyaset değişirse, ABD açısından maliyet artarsa arkasına bakmadan gidebilir.
- Trump başkan olursa ne yapar sorusuna gelince... Trump iş insanlığından gelen alışkanlıkla adeta parça başı iş yapmaya alışık. Bu nedenle başından beri taktik amaçlı, geçici olarak tanımlanan bu ilişki bir anda parça başına dönüp, sonra da çekilmeye yol açabilir.
- Türkiye her ihtimale göre hazırlık yapıyor. Eğer ABD çekilirse, içeride Türkiye’nin bir rolü de olmayabilir. Hesaplaşma Suriye içindeki güçler tarafından yapılabilir.
ŞAM- ANKARA ARASI DİPLOMATİK TEMAS YOK
- Şimdilik Şam-Ankara arası diplomatik temas yok. İhtiyaç olursa istihbarat örgütlerince yürütülüyor. Ancak diplomatik aşama seviyesine gelinmedi.
- Diğer yandan Mayıs ayı sonunda BAAS kongresi, 15 Temmuz’da seçimler var. Bu arada sözde özerk yönetim ile Şam arasında ara bulma gibi durumun tartışıldığı anlaşılıyor. Genel seçimlerde kontenjan tanıma gibi olasılıkların masada olduğu söyleniyor.
- Burada da Amerikan etkisini görüyoruz. Bölgedeki gelişmelerde de etkili. Amerikalılar Filistin meselesinde sıkıştı. İran hem Filistin üzerinde hem de Suriye’de alan açtı. Amerika’nın temel amacı ise İsrail ve Suudi Arabistan’ı bir araya getirerek, Hamas’ı devre dışı bırakmak. Bunun için de Şam rejimine, “İran’dan uzaklaş, bu kampa gel, PYD’ye de az yumuşak davran” şeklinde bir çağrı yapıyor değerlendirmesi yanlış olmayacaktır.
PKK TASFİYESİNE KARŞILIK PYD’YE GÖZ YUMULACAĞI SPEKÜLASYONU
İşte bu spekülasyon bir süredir Ankara koridorlarında konuşuluyor, yani PKK tasfiye edilirse Ankara PYD’ye göz yumar. Peki doğru mu?
- Böyle bir pazarlık yok. Bunlar komplo teorisi.
- Türkiye daha önce ABD’ye ‘Müttefik olarak Kandil’i yok et, terör örgütü listesindeki isimleri teslim et’ dedi. Ancak ABD bunu yapmadı.
- PYD PKK ayrışamaz çünkü asıl yönetici kadro ortak. PYD içinde PKK’lı olmayan yok. ABD’de de bunu adı gibi biliyor aslında.
ÖRGÜT PARA DERDİNDE
Türkiye’nin operasyonlarının örgüte verdiği zararı anlamak için Batı’ya kullandığı dile bakmak gerekiyor. Terör örgütü “En az 10 yıl geri gittik” diyerek Batı’dan destek almaya çalışıyor.
BİTİRİRKEN…
Sonuç derseniz, aktörler dehşet dengesi bozulmasın diyerek; seçimleri erteletebilirler. Aksi halde tüm aktörler Türkiye’nin meşruiyetini tanımayacağını ve gereken her adımı atacağını, terör devletinin alt yapısına müsaade etmeyeceğini biliyorlar.