İyi ki normalleşiyoruz

Siyaset hayatımız normalleşiyor, değil mi?

Ne güzel. Cumhurbaşkanı, ana muhalefet partisi lideriyle görüşmeye başladı. CHP’nin üç gölge bakanı, muhatapları olan üç gerçek bakanla görüşecek. Siyaset dilinde, “yalancı, alçak, namussuz, yabancı güçlerin Türkiye uzantısı, PKK’nin temsilcisi” gibi ağır sözleri (MHP lideri Devlet Bahçeli hariç) artık fazla duymuyoruz.

Ama öte yandan, geleceğimizin güvencesi çocuklarımız, tam bir molla kafasıyla hazırlanmış “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olan bir eğitim programıyla softalaştırılıyor.

Önce okullarda ÇEDES diye tam gerici bir program uygulamaya başladılar. Öğrencileri sınıfa “annenizin mezarı” diye konmuş bir makete dua etmeye zorladılar. Sonra ilk ve ortaokul öğrencilerini mezarlık temizliğine, ardından sabah namazına taşıdılar. Son olarak da tüyü, Ankara’nın Mamak ilçe milli eğitim müdürü dikti. Ahmet Fevzi Özdemir isimli müdür bey, ilçedeki tüm resmi ve özel okullara gönderdiği 29 Mayıs 2024 tarihli bir genelgeyle, ortaokullardan liselere geçmek için girilen sınavlar öncesi, “ÇEDES Yıl Sonu Kültür Şenlikleri kapsamında 1 Haziran 2024 Cumartesi günü (bugün) LGS’ye girecek öğrencilere moral ve motivasyon açısından Mamak Merkez Camisi’nde sabah namazı Kuranıkerim Tilaveti, namaz, tesbihat ve dua ile ‘Ailecek Huzurda Kıyamdayız, Gençler İçin Duadayız’ programı gerçekleştirileceğine ilişkin ilgi yazı ve ekte gönderilmiş olup öğrenci ve velilerin teşvik edilmesi hususunda bilgilerinizi rica ederim” dedi.

Öte yanda siyasetimiz normalleşirken(!) TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Sözcü yazarı Saygı Öztürk’e verdiği demeçte, getirmeyi düşündükleri “yeni”(!) anayasayı içi tamamen boş laflarla methediyor ve “ilk dört maddeye dokunmayacaklarını” söylüyor. Ama anayasanın temelini teşkil eden “laikliği” koruyan “Başlangıç” kısmına ve örneğin “Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz” diyen 24’üncü maddeye ne olacağına dair tek kelime söylemiyor. Dahası savunduğu anayasayla alakalı tek kelimelik içerik bilgisi vermiyor. Üstelik bu anayasa değişikliğine bütün partilerin destek vermesi umudunu dile getiriyor.

Bitmedi, “siyaset hayatımız normalleşirken” birçok masum insan hapishanelerde çürümeye terk ediliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına uyacağımıza ilişkin anayasa hükmü çiğnenmeye devam ediyor.

“Siyasetimiz normalleşirken” yargı örgütü, siyasetin emrinde olmaya devam ediyor. En basit örnek olarak söyleyeyim: 

Sinan Ateş cinayetinin aydınlanması alenen ve resmen engelleniyor.

“Siyaset hayatımız normalleşirken” işçi, memur, emekli, dul, yetim, çiftçi hayatını sürünmeye mecbur ediliyor.

Özetle Türkiye’de gururla sözünü edebileceğimiz “iyi” bir şey kalmamışken ve Tayyip Erdoğan Türkiye’yi bir “siyasi İslam” devletine çevirmeye devam ederken biz “Siyaset normalleşiyor” diye sevinelim isteniyor.