İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Roma gezisini izleyen gazeteciler arasındaydım.

İmamoğlu’nun seçim etkisini gözlemleyebileceğimiz ilk dış gezisi bu.

Perşembe gecesi Roma’da kaldığımız otelde yemekten sonra bizlerle sohbet etti.

Bu uzun sohbetin ayrıntılarını dün okudunuz tahmin ediyorum.

GEZİNİN ÖZETİ: İMAMOĞLU-ÖZEL ÇATIŞMASI UMANLARA KÖTÜ HABER

Ben özetini söyleyeyim:

CHP’de bir Özgür Özel-Ekrem-İmamoğlu sürtüşmesinden medet umanlar herhalde pek aradıklarını bulamayacak.

Çünkü İmamoğlu “Genel başkanımız” dediği Özgür Özel’in iktidarla ilişkileri sürdürme ve normalleşme yolundaki girişimlerini “Tam desteklediğini” hatta bu konuda “Israr edilmesi” gerektiğini çok net bir ifade ile söyledi.

KENDİNE GÜVENEN BİR

SAKİN GÜÇ PROFİLİ

Seçimde elde edilen sonuç İmamoğlu’nun zaten bildiğimiz özgüvenini sanki daha da arttırmış.

Çok rahat.

Bu ülkede artık iki iktidar var. Biri merkezi iktidar, öteki yerel iktidar anlayışına gelmiş.

Ama bu iki iktidarın kavga etmesi değil, ülkeyi daha iyi bir yere götürmek için birlikte çalışması gerektiğini savunuyor.

Tam anlamıyla bir “Sakin güç” duygusu veriyor çevresine.

Ağzından çıkan her cümlenin kesinlikle arkasında olduğu duygusu da buna dahil.

İstanbul’un işlerinin çözülmesi için bakanlara 20’ye yakın mektup yazmış.

KÜLLİYE A 330'U İLE

SARAÇHANE B 737'Sİ FARKI

Seçimde kazanılan zaferin ilk etkisini onunla birlikte gelen gazetecilerde görüyorsunuz.

Türkiye’de gazeteciler ikiye ayrılır.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Airbus 330 veya Boeing 747’sine girebilenler ve giremeyenler.

31 Mart’tan sonra öyle görünüyor ki, üçüncü bir gazeteci tipi de ortaya çıkıyor.

Saraçhane Boeing 737’sine binenler.

İki uçak arasındaki ilk fark, A 330’un “Cumhurbaşkanlığı uçağı” olması.

İmamoğlu’nun önceki gün Roma’ya geldiği uçak ise Türk Hava Yolları’nın bir charter uçuşu.

İMAMOĞLU VE EŞİ İKİLİ KOLTUKTA

GAZETECİLER ÜÇLÜ KOLTUKTA

Bu defa ben de bir B 737-800 gazetecisiyim.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Boeing 737 uçağı ile Roma’ya giden gazeteciler arasındaydım.

Uçakta business, ekonomi farkı yok.

İmamoğlu ve eşi Dilek Kaya İmamoğlu önde, daha geniş iki koltuklu bölümdeydi.

Biz gazeteciler ise arka tarafta üç koltuklu bölümdeydik.

A 330'DA SADECE İKTİDAR YANLISI MEDYA B 737 KARIŞIK

İkinci ve çok  önemli fark şu:

Cumhurbaşkanı'nın A 330 ve B 747 uçaklarına binebilen gazeteciler çok farklı bir profile sahip.

Cumhurbaşkanı’nın İletişim Başkanlığı uçağa kabul edilen gazetecileri klasik medyadan seçiyor.

Yani tirajları bir iki bini geçmeyen gazetelerin mensupları bile davet ediliyor.

Veya iktidar medyası denilen televizyon kanallarının temsilcilerini alıyor.

B 737’de ise durum tamamen farklı.

Çoğu Ruşen Çakır, Nevşin Mengü gibi Youtube yayıncıları. (Fatih Altaylı'nın yurt dışı yayın yasağı olduğu için gelmesi mümkün olmamış)  ve internet haber sitesi mensubu  bir grup gazeteci var uçakta.

Ancak AA, IHA, Türkiye Gazetesi, Hürriyet, Milliyet ve Posta gibi gazetelerden spor yazarları da davet edilmiş.

Yani iktidara yakın medyayı dışlayan bir akreditasyon sistemi uygulanmamış.

BAĞIMSIZ GAZETECİLER HER TÜRLÜ

SORUYU ÇOK AÇIKÇA SORDULAR

Hemen bir gözlemimi aktarayım.

Buradaki gazeteciler akşam İmamoğlu ile yapılan sohbette konularına çok hakim olduklarını gösteren çok önemli ve ilginç soruları hiç çekinmeden sordular.

Bu da iki uçak arasındaki önemli bir farktı.

SARAÇHANE B 737'SİNDEKİ

36 GAZETECİNİN TAM LİSTESİ

Uçaktaki 36 gazetecinin tam listesine bakarsanız anlattığım farkı daha iyi görebilirsiniz.

İsmail Saymaz, Sözcü;

Alişer Delek, Sözcü TV Genel Müdürü;

Barış Pehlivan, Cumhuriyet;

Kürşad Oğuz, Halk TV;

Nevşin Mengü, YouTube yayıncısı ve Now TV programcısı;

Gülşah İnce, Gazeteci;

Ertuğrul Özkök, Gazeteci;

Ayhan Dursun, Gazeteci;

Can Özçelik, Gazeteci;

Yavuz Oğhan, Gazete Pencere;

Erkut Öztürk, Tivibu;

İsmail Er, Hürriyet;

Murat Ağca, Sports TV;

Ali Emre Dedeoğlu, NTV Spor;

Mustafa KARAGÖL, İHA;

Uğur Demirkırdı, DHA;

İlhan Uzundurukan, Sports TV;

Mehmet Fatih Duman, AA;

Mehmet Ayan, HaberTürk;

Elvan Arat, Now TV Spor;

Bağış Erten, Eurosport

Attila Gökçe, Milliyet;

İbrahim Seten, 343;

Faik Gürses, Posta;

Şükran Albayrak, Tivibu;

Ercan Yıldız, Türkiye;

Banu Yelkovan, Sspor – Nutspor;

İbrahim Varlı, Birgün;

Merve Toy, YouTuber; Onnik Azinyan, Tele1;

Oğuz Koloğlu, KRT;

Burcu Biçer, Açık Radyo;

Cüneyt Muharremoğlu, 10Haber;

Ruşen Çakır, Medyascope;

Müge İplikçi, Yazar;

Erkut Tekin, CTGN Türk;

Yakır Mizrahi, Bein.

CUMHURBAKANLIĞI İLETİŞİM BAŞKANLIĞI DA

ARTIK A 330 KADROSUNA YENİDEN BAKMALI

İBB Başkanı İmamoğlu, burada her sohbetinde merkezi hükümetle iyi ve yapıcı işbirliğinin gereğine dikkati çekti.

Türkiye'de merkezi iktidar ile yerel iktidar arasında böyle iyi bir normalleşme adımı atılmaya başlanmışsa, Cumhurbaşkanı'nın gazeteci akreditasyon stratejisini bu yeni duruma uygun bir biçimde gözden geçirmesi gerginliklerin daha da azaltılmasına yol açabilir.

Cumhurbaşkanı akreditasyonu biraz gevşetirse, o gazetecilerin kendisine düşman olmadıklarını bizzat kendisi gözlemleyebilir.

Bu arada İmamoğlu'nun iletişim ekibi de Sabah grubundan ve TRT'den  gazetecileri listeye alırsa, 31 Mart anlayışı çok rahat açıkça görülecektir.

İMZANIN ATILDIĞI SALONDA KENDİMİ

VISCONTI'NİN LEOPAR FİLMİNDE HESSETTİM

İmamoğlu ve İBB uzun süreden beri Avrupa Oyunlarını İstanbul’a getirmek için çaba harcıyordu.

Sonunda bunun ilk adımı atıldı.

Böylece Olimpiyatlara giden en önemli spor buluşmalarından biri İstanbul’da yapılacak.

Siz buna Avrupa Olimpiyatları da diyebilirsiniz.

Ben size bu tarihi imzanın atıldığı bina ve tarihi mekanı, böyle tarihi bir imza için açan Roma Belediye Başkanı ile ilgili bazı bilgiler vereyim.

İmza töreni Roma’nın en tarihi bölgesinde bulunan Sala della Promometeca’da yapıldı.

Bu salon, Roma’da Belediye Başkanının oturduğu yer.

Şehrin tarihi kalıntılarının ve ünlü Collesium’un bulunduğu geniş alana bakıyor.

Bu bölgeyi bu taraftan ve yukardan ilk defa görüyorum.

Çok etkileyici.

Salon tam bir Visconti filmi dekoru gibi.

Kendimi Leopard filminde hissettim.

BOSSA NOVACI

BİR LORD MAYOR

Bazen bir belediye başkanı sadece bir belediye başkanı değildir.

Oturdukları koltukları ve temsil ettikleri şey, herhangi bir belediye başkanı sınırlarını çok aşar.

Artık kim ne derse desin İmamoğlu’nun Türk siyasetinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesini aşan bir anlamı ve yeri var.

İmamoğlu’na Avrupa Oyunları imza töreni için bu salonu tahsis eden Roma Belediye Başkanı Roberto Gualtieri de öyle.

İtalya’da belediye başkanları “Mayor” olarak anılıyor.

Ama Roma Belediye başkanının farklı bir statüsü var.

Çünkü Roma şehrinin statüsü farklı.

Onun ünvanı “Lord Mayor.”

Gualteri İtalyan siyasetinde farklı ve önemli bir yere sahip.

İlginç bir kariyeri var.

1966 yılında Roma’da doğmuş.

Yani 58 yaşında.

Sapienze Üniversitesi’nde Edebiyat ve Filoloji okumuş.

Tarih alanında doktora yapmış.

Komünist Partisinden gelenlerin kurduğu Demokratik Partinin kurucuları arasında.

Bugün siz nesiniz diye sorulduğunda “Keynesçi bir sol demokratım” cevabını veriyor.

En çarpıcı özelliklerinden biri yarı profesyonel bir Bossa Nova müzisyeni olması.

Brezilyalı şarkıcı Rosalia de Souza ile birlikte yaptığı plakları var.

68 MAYIS LİDERİNİN DOSTU

GRAMSCİ VAKFININ BAŞKANI

Siyasi kariyerine gelince…

Bir kere eski bir Hazine ve Ekonomi bakanı.

Avrupa Parlamentosunda milletvekiliyken çok önemli bir yere sahipti.

Komünist Partisi’nden gelen sol demokrat bir partinin başkan adayı olarak seçildi.

İtalyan komünist hareketinin en büyük düşünürlerinden biri olan Gramsci’nin adına kurulan Gramsci Vakfının uzun yıllar direktörlüğünü yaptı.

Avrupa Parlamentosunda çok önemli görevler aldı.

Bu arada Fransa’da 1968 Mayıs olaylarının liderlerinden Daniel Cohn Bendit’le aynı komisyonlarda birlikte çalıştı.

İtalya siyasette aşırı sağa yönelirken, o 2021’de Roma belediye başkanlığına aday oldu.

Ve öyle bir konjonktürde hem de oyların yüzde 60.2’sini alarak başkan seçildi.

Bu anlaşma Roma’da, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın AB tam üyelik müzakereleri için attığı imzadan sonra Türkiye’nin ve İtalya’nın seçilmiş iki temsilcisi arasındaki bu seviyedeki ilk imzaydı.

ESKİ ROMA İLE YENİ ROMA

BAŞKANI NE KONUŞTU

İmamoğlu dün sabah işte bu belediye başkanı ile buluştu.

Biri bugün Eski Roma İmparatorluğu'nun başkentinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük şehrinin başkanı.

Öteki Eski Roma İmparatorluğu'nun ve Yeni İtalya'nın başkentinin seçilmiş başkanları.

Tabi ki iki şehri birbirine bağlayan bu tarihi geçmişi nasıl bugün birbirine bağlayacaklarını konuştular.

Roma Belediye başkanı 1988'de bir arabayla eski Yugoslavya toprakları üzerinden İstanbul'a gelmiş.

“Benden önceki başkan karşı olduğu için Olimpiyatları Paris'e kaptırdık. Ben Olimpiyatçıyım o nedenle İstanbul'un adaylığını destekliyorum” demiş.

EKREM İMAMOĞLU'NUN CHE

GUEVARA'LI KALEM ÇANTASI

Akşam yemekten sonra otelin terasında sohbet ederken bir şey öğreniyorum.

Ekrem İmamoğlu kalem meraklısıymış.

Ve Hürriyet'in ünlü kültür yazarı Doğan Hızlan gibi kalemlerini yanında taşırmış.

En ilginci de bu kalemleri taşımak için kullandığı çanta.

Üzerinde Che Guevara deseni vardı.

Gramsci’ci Roma Başkanı ve Che kalem çantalı İstanbul Belediye Başkanı…

Avrupa’da yerel iktidarlar renkleniyor.

Bu çok güzel bir şey.

YUNANLI OLİMPİYAT BAŞKANI

BEŞİKTAŞ BAŞKANINA NE DEDİ

İmza töreninden önce kaldığımız otelde bir ara İmamoğlu ile sohbet ediyoruz.

Biraz sonra Beşiktaş Kulübü Başkanı ve Olimpiyat Komitesi üyesi Hasan Arat bize katılıyor.

Hasan Arat ilginç bir başkan.

Ligi ikinci bitiren Fenerbahçe’de yüzler asıkken, Beşiktaş Kulübü başkanı hep neşeli.

Biraz sonra Avrupa Olimpiyat Komitesi Başkanı Sypiros Capralos bize katılıyor.

O da Arat gibi neşeli. Kyrov Avrupa Oyunları sırasında dostlukları oluşmuş.

Arat’a, “Başkan senin kulübün durumu üzüyor bizi” diye takılıyor.

Capralos koyu, hatta fanatik bir Olimpiakos taraftarı.

Tabii o Beşiktaş Kulübü Başkanına bu sözleri söylerken, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin Başkan Yardımcısı Ali Kiremitçioğlu da, yüzünde hafif alaycı bir gülümseme ile izliyordu.

Kiremitçioğlu koyu bir Galatasaray taraftarıdır.

BAŞKAN FINAL FOUR'DA FİNALİ

BİZ VE OLIMPIYAKOS OYNAR

Konuyu başka bir tarafa çekmek için bir Fenerbahçeli olarak ben devreye giriyorum ve Final Four’la ilgili tahminimi söylüyorum.

“Biz Panatiakos’u yenip finale kalırız. Siz de Real Madrid’i yenersiniz ve finali bizle siz oynarsınız.”

Tabii son tahminimi de ekliyorum.

“Biz bu yıl Real Madrid’i epey yendik. Neticede Final Four’da kupayı biz alırız.”

“O kadar iddialı olma” diyor.

YAPAY ZEKAYA GÖRE İMAMOĞLU

HANGİ TAKIMI DESTEKLİYOR

Hasan Arat son günlerde cep telefonundaki AI (yapay zeka) uygulamalarına takmış.

Oradan çeşitli maharetlerini gösteriyor.

Bir ara AI uygulamasına “Ekrem İmamoğlu hangi takımı tutuyor” diye soruyor ve sonra İmamoğlu’na uzatıp sesli olarak dinletiyor.

Tam işitemedim ama galiba uygulamadan “Trabzon” gibi bir cevap geliyor.

İmamoğlu “Ben Trabzonluyum onu demek istiyor” diyor.

Ben kendi payıma onun içinde bir Fenerbahçelilik yattığına inanıyorum.

Ama o hangi takımı tuttuğunu söylemiyor orada.

İMAMOĞLU TÖRENE KATILMAYAN

BÜYÜKELÇİYE SİTEM ETTİ Mİ

Önceden yayınlanan programda, Türkiye’nin Roma Büyükelçisi Ömer Gücük’ün imza törenine katılıp katılmayacağı belli olmadığı için o konu biraz üstü örtülü geçiştirilmişti.

Büyükelçi böylesine önemli bir imza törenine gelmedi.

Ankara’dan mı talimat geldi, kendi inisiyatifini mi kullandı bilmiyorum.

Ama gelmemesini ben kendi payıma yadırgadım.

İmamoğlu ilginç bir karakter.

Böyle şeylerden hiç alınmıyor.

İmza töreninden sonra Türkiye’nin Roma temsilciliğine gidip Büyükelçiyi ziyaret etti.

Akşam ziyarette büyükelçinin gelmemesi konusunun açılıp açılmadığını sorduk.

“O konuya girilmedi. Büyükelçi sanat konuları ile ilgili. Daha çok sanat konularını konuştuk” dedi.

Ben büyükelçinin bu imza töreninde bulunmak istediğini tahmin ediyorum.

Ama talimat Ankara’dan gitmediyse ve büyükelçi kendi inisiyatifi ile gelmediyse bu da bende büyük düşkırıklığı yaratırdı.

I was among the journalists who followed Istanbul Metropolitan Municipality Mayor Ekrem İmamoğlu's trip to Rome.

This is İmamoğlu's first foreign trip where we can observe his election impact.

He chatted with us after dinner at the hotel where we stayed in Rome on Thursday night.

I guess you read the details of this long conversation yesterday.

SUMMARY OF THE TRIP: İMAMOĞLU-ÖZEL CONFLICT IS BAD NEWS FOR HOPEERS

Let me give you the summary:

Those hoping for help from an Özgür Özel-Ekrem-İmamoğlu conflict in the CHP will probably not find what they are looking for.

Because İmamoğlu stated very clearly that he "fully supports" the attempts of Özgür Özel, whom he calls "our chairman", to maintain and normalize relations with the government, and even said that he should "insist" on this issue.

A CONFIDENT

QUIET POWER PROFILE

The result obtained in the election seems to have increased İmamoğlu's self-confidence, which we already know.

Very comfortable.

There are now two governments in this country. One has come to the understanding of central power, the other to local power.

But he argues that these two governments should not fight, but work together to take the country to a better place.

It literally gives a feeling of "calm power" to those around it.

This includes the feeling that he absolutely stands behind every sentence that comes out of his mouth.

He wrote nearly 20 letters to the ministers to solve Istanbul's affairs.

COMPLEX A WITH 330

THE DIFFERENCE OF SARAÇHANE B 737

You see the first impact of the election victory in the journalists who came with it.

Journalists in Turkey are divided into two.

Those who could enter President Tayyip Erdoğan's Airbus 330 or Boeing 747 and those who could not.

After March 31, it seems that a third type of journalist is emerging.

Those boarding the Saraçhane Boeing 737.

The first difference between the two aircraft is that the A 330 is the "Presidential plane".

The plane that İmamoğlu came to Rome the other day is a charter flight of Turkish Airlines.

İMAMOĞLU AND HIS WIFE ARE IN A SEAT SEAT

JOURNALISTS ON THE TRIPLE SEAT

This time I am also a B 737-800 journalist.

I was among the journalists who went to Rome on Istanbul Metropolitan Municipality Mayor Ekrem İmamoğlu's Boeing 737 plane.

There is no difference between business and economy on the plane.

İmamoğlu and his wife Dilek Kaya İmamoğlu were in the front, in the larger two-seat section.

We journalists were in the three-seat section at the back.

ONLY PRO-RULE MEDIA IN A 330 B 737 MIXED

The second and very important difference is this:

Journalists who can board the President's A 330 and B 747 planes have a very different profile.

The President's Directorate of Communications selects the journalists accepted to the plane from the classical media.

In other words, even members of newspapers whose circulation does not exceed one or two thousand are invited.

Or he recruits representatives of television channels called the ruling media.

The situation is completely different in the B 737.

Most of them are YouTube broadcasters such as Ruşen Çakır and Nevşin Mengü. (Fatih Altaylı was not able to come because he had a broadcast ban abroad) and a group of journalists from an online news website are on the plane.

However, sports writers from newspapers such as AA, IHA, Türkiye Newspaper, Hürriyet, Milliyet and Posta were also invited.

In other words, an accreditation system that excludes media close to the government has not been implemented.

INDEPENDENT JOURNALISTS OF ALL KINDS

THEY ASKED THE QUESTION VERY CLEARLY

Let me just share an observation.

In the conversation with İmamoğlu in the evening, the journalists here asked very important and interesting questions without hesitation, showing that they are very knowledgeable about their subject.

This was another important difference between the two aircraft.

IN SARAÇHANE B 737

COMPLETE LIST OF 36 JOURNALISTS

If you look at the full list of 36 journalists on the plane, you can better see the difference I'm describing.

İsmail Saymaz, Sözcü;

Alişer Delek, Sözcü TV General Manager;

Barış Pehlivan, Cumhuriyet;

Kürşad Oğuz, Halk TV;

Nevşin Mengü, YouTube broadcaster and Now TV programmer;

Gülşah İnce, Journalist;

Ertuğrul Özkök, Journalist;

Ayhan Dursun, Journalist;

Can Özçelik, Journalist;

Yavuz Oğhan, Newspaper Window;

Erkut Öztürk, Tivibu;

İsmail Er, Hürriyet;

Murat Ağca, Sports TV;

Ali Emre Dedeoğlu, NTV Spor;

Mustafa KARAGÖL, İHA;

Uğur Demirkırdı, DHA;

İlhan Uzundurukan, Sports TV;

Mehmet Fatih Duman, AA;

Mehmet Ayan, HaberTürk;

Elvan Arat, Now TV Sports;

Bagis Erten, Eurosport

Attila Gökçe, Milliyet;

İbrahim Seten, 343;

Faik Gürses, Posta;

Şükran Albayrak, Tivibu;

Ercan Yıldız, Türkiye;

Banu Yelkovan, Sspor – Nutspor;

İbrahim Varlı, Birgün;

Merve Toy, YouTuber; Onnik Azinyan, Tele1;

Oğuz Koloğlu, KRT;

Burcu Biçer, Açık Radyo;

Cüneyt Muharremoğlu, 10Haber;

Ruşen Çakır, Medyascope;

Müge İplikçi, Writer;

Erkut Tekin, CTGN Türk;

Yakir Mizrahi, Bein.

MINISTRY OF THE REPUBLIC OF TURKEY, DIRECTORATE OF COMMUNICATIONS

NOW WE SHOULD LOOK AT THE A 330 SQUAD AGAIN

IMM President İmamoğlu drew attention to the need for good and constructive cooperation with the central government in every conversation here.

If such a good normalization step has begun to be taken between the central government and the local government in Turkey, the President's review of the journalist accreditation strategy in accordance with this new situation may lead to further reduction of tensions.

If the President relaxes the accreditation a little, he can personally observe that those journalists are not enemies of him.

Meanwhile, if İmamoğlu's communication team includes journalists from the Sabah group and TRT, the understanding of March 31 will be clearly seen.

I FOUND MYSELF IN THE ROOM WHERE THE SIGNING WAS TAKEN.

I FELT IN VISCONTI'S LEOPARD MOVIE

İmamoğlu and Istanbul Metropolitan Municipality have been making efforts to bring the European Games to Istanbul for a long time.

Finally, the first step has been taken.

Thus, one of the most important sports meetings leading up to the Olympics will be held in Istanbul.

You can also call it the European Olympics.

Let me give you some information about the building where this historical signature was made and the Mayor of Rome who opened the historical place for such a historical signature.

The signing ceremony was held in Sala della Promometeca, located in the most historical part of Rome.

This hall is where the Mayor of Rome sits.

It overlooks the large area where the historical ruins of the city and the famous Coliseum are located.

This is the first time I see this area from this side and from above.

Very impressive.

The living room looks like a setting for a Visconti movie.

I felt like I was in the movie Leopard.

BOSSA NOVACI

A LORD MAYOR

Sometimes a mayor isn't just a mayor.

The seats they sit in and what they represent far exceed the limits of any one mayor.

No matter what anyone says, İmamoğlu has a meaning and place in Turkish politics that goes beyond the Istanbul Metropolitan Municipality.

So is Rome Mayor Roberto Gualtieri, who allocated this hall to İmamoğlu for the European Games signing ceremony.

In Italy, mayors are called "Mayor".

But the mayor of Rome has a different status.

Because the status of the city of Rome is different.

His title is “Lord Mayor.”

Gualteri has a different and important place in Italian politics.

He has an interesting career.

He was born in Rome in 1966.

So he is 58 years old.

He studied Literature and Philology at Sapienze University.

He has a doctorate in history.

He is among the founders of the Democratic Party, founded by those coming from the Communist Party.

When asked what he is today, he answers: "I am a Keynesian left democrat."

One of his most striking features is that he is a semi-professional Bossa Nova musician.

He has records made with Brazilian singer Rosalia de Souza.

FRIEND OF THE MAY 68 LEADER

PRESIDENT OF THE GRAMSCI FOUNDATION

As for his political career...

First of all, he is a former Minister of Treasury and Economy.

He had a very important place when he was a member of the European Parliament.

He was chosen as the presidential candidate of a left democratic party from the Communist Party.

He was the director of the Gramsci Foundation, established in the name of Gramsci, one of the greatest thinkers of the Italian communist movement, for many years.

He took on very important positions in the European Parliament.

Meanwhile, Daniel Cohn, one of the leaders of the May 1968 events in France, worked with Bendit on the same commissions.

He is running for mayor of Rome in 2021 as Italy moves towards the far right in politics.

And in such a conjuncture, he was elected president by receiving 60.2 percent of the votes.

This agreement was the first signature at this level between two elected representatives of Turkey and Italy after the signature signed by then Prime Minister Tayyip Erdoğan for EU full membership negotiations in Rome.

OLD ROME AND NEW ROME

WHAT DID THE PRESIDENT TALK ABOUT?

İmamoğlu met with this mayor yesterday morning.

One of them is today the president of the largest city of the Republic of Turkey, in the capital of the Ancient Roman Empire.

The other Elected presidents of the Old Roman Empire and the capital of New Italy.

Of course, they talked about how to connect this historical past that connects the two cities today.

The Mayor of Rome came to Istanbul in 1988 via the former Yugoslavia in a car.

“We lost the Olympics to Paris because the president before me was against it. "I am an Olympian, so I support Istanbul's candidacy," he said.

EKREM İMAMOĞLU'S CHE

GUEVARA PEN BAG

While chatting on the hotel terrace after dinner, I learn something.

Ekrem İmamoğlu was a pen enthusiast.

And he carried his pens with him, just like Hürriyet's famous culture writer Doğan Hızlan.

The most interesting thing is the bag he uses to carry these pens.

It had a Che Guevara pattern on it.

The Gramscian President of Rome and the Mayor of Istanbul with a Che pencil bag…

Local governments in Europe are becoming more colorful.

This is a very beautiful thing.

GREEK OLYMPIC PRESIDENT

WHAT DID HE SAY TO THE PRESIDENT OF BEŞİKTAŞ?

We chat with İmamoğlu at the hotel where we stayed before the signing ceremony.

A little later, Beşiktaş Club President and Olympic Committee member Hasan Arat joins us.

Hasan Arat is an interesting president.

While the faces of Fenerbahçe, which finished second in the league, are grim, the president of Beşiktaş Club is always cheerful.

European Olympic Committee President Sypiros Capralos joins us shortly.

He is also cheerful like Arat. They became friends with Kyrov during the European Games.

He teases Arat, "President, the situation in your club makes us sad."

Capralos is a devout, even fanatic Olympiacos supporter.

Of course, while he was saying these words to the Beşiktaş Club President, the Vice President of the Turkish National Olympic Committee, Ali Kiremitçioğlu, was watching with a slightly sarcastic smile on his face.

Kiremitçioğlu is a devoted Galatasaray supporter.

THE PRESIDENT IS IN THE FINAL FOUR

WE AND THE OLYMPIANS PLAY

To move the issue to another side, I, as a Fenerbahçe supporter, step in and give my prediction about the Final Four.

“We will beat Panatiakos and make it to the final. "You too can beat Real Madrid and play the final with us."

Of course, I also add my final prediction.

“We beat Real Madrid a lot this year. After all, we will win the cup in the Final Four.”

“Don't be so assertive,” he says.

IMAMOGLU ACCORDING TO ARTIFICIAL INTELLIGENCE

WHICH TEAM DOES IT SUPPORT?

Hasan Arat has been obsessed with AI (artificial intelligence) applications on his mobile phone lately.

From there he shows off his various skills.

At one point, he asks the AI ​​application, "Which team does Ekrem İmamoğlu support?" and then he hands it to İmamoğlu and makes him listen to it out loud.

I couldn't hear it clearly, but I think an answer like "Trabzon" comes from the application.

İmamoğlu says, "He means that I am from Trabzon."

For my part, I believe that there is a Fenerbahce personality in him.

But he doesn't say which team he supports there.

İmamoğlu did not attend the ceremony

DID HE REPRISE THE AMBASSADOR?

In the previously broadcast program, since it was not clear whether Turkey's Ambassador to Rome, Ömer Güçlük, would attend the signing ceremony, this issue was glossed over.

The ambassador did not come to such an important signing ceremony.

I don't know whether he received instructions from Ankara or whether he used his own initiative.

But for my part, I found it odd that he didn't come.

İmamoğlu is an interesting character.

I'm not offended by such things at all.

After the signing ceremony, he went to Turkey's representation in Rome and visited the Ambassador.

We asked whether the issue of the ambassador's absence was brought up during the evening visit.

“That subject was not addressed. The ambassador is interested in art matters. "We talked mostly about art issues," he said.

I guess that the ambassador wants to attend this signing ceremony.

But if the instructions did not come from Ankara and the ambassador did not come on his own initiative, this would be a great disappointment for me.