Adı önce tüyleri diken diken etti, gittiği şehirlerde olaylar çıktı, tribünlerden PKK dışarı diye bağrılıp hakaret edildi.
Ama yine başarı her zaman en ikna edici şey oldu. İkinci Lig’in kırmızı grubunda Amedspor ligin bitimine iki hafta kala üç puanla önde.
İkinci sıradaki Kastamonu’dan alınan galibiyet sonrası farkı altıya çıkaran ve bu hafta kendi sahasında şampiyonluğu kutlamak isteyen Diyarbakırlıların hevesleri dün 2-0 kaybettikleri Iğdır maçıyla kursaklarında kaldı.
Bütün biletlerin tükendiği, karaborsa yüzünden bilet sahiplerinin bile içeri giremediği hınç hınç dolu stattan ise medyada en çok o fotoğraf dolaştı.
Tribünde beyaz tülbentleriyle dua eden bir grup Kürt teyze.
50 ve üstü yaşlardaki teyzelerin sempatik pozu bütün gün sosyal medyada ve internet sitelerinde döndü.
Onların sadece Amedspor tutkunu beyaz tülbentli Kürt teyzeler olmadığını bilenler adlarını da yazdı: Barış Anneleri.
Barış Anneleri, PKK saflarında çatışmalarda çocuklarını kaybetmiş annelerin kurduğu bir inisiyatif.
İlk olarak 1999’da barış için Ankara’ya yapmak istedikleri ama yapamadıkları ziyaretle adlarını duyurmuşlardı.
25 yıldır bir sivil inisayitif olarak aktifler.
Pek hoşlanmadığım ama meseleyi daha makul bir zeminde anlatmakta faydalı olduğu için kullanacağım Kürt siyasal hareketi çizgisinde eylemlerin, mitinglerin hepsinde varlar.
Genelde daha trajik, siyasi, ciddi meselelerle ilgili eylemlerde görmeye alışık olduğumuz Barış Anneleri bu kez maçtaydı.
Gülüyorlardı, dua ediyorlardı, bu kez siyasi sloganlara değil, takımı destekleyen sportif sloganlara eşlik ediyorlardı.
O fotoğraf aslında Kürt meselesinde Türkiye’de yaşanan doğal normalleşmenin de bir fotoğrafı.
Evet, normal olmayan çok şey var. Azalsa da süren çatışmalar, hapiste olan insanlar, kayyım tehlikesi…
Ama hayat devame diyor ve şehirli hayat herkesi daha az ideolojik, daha az öfkeli yapıyor. Öyle ki Diyarbakır’da bugün Amedspor en büyük Kürt markası haline gelmiş durumda.
DEM Parti’nim seçimlerde yaratamadığı heyecanı Amedspor yaratıyor. DEM Partili başkanlar değil, Amedsporlu futbolcular konuşuluyor. PKK’nın büyük bir müjde olarak açıkladığı drone düşürme teknolojisi haberi değil, Kastamonuspor galibiyeti insanları heyecanladırıyor.
Amedspor Kürtlerin başarı, temsiliyet ihtiyacına tekabül ediyor.
Bunun değerini anlamayanlar ise sanal tartışmalarla seçimlere gölge düşürecek kayyım girişimlerine şimdiden başlamış görünüyor.
Sanal dünyada gündem semboller üzerinden giden, gerçekler algı arasındaki makasın kapandığı bayraklar, fotoğraflarla tartışmalar, kayım isteyenler, gerçekte yaşanan ise şampiyonluk isteyen bir şehir.
Kayyımların geri dönmesi şehirlerdeki hayatın bu doğal normalleşmesini bozacak bir hançer olacaktır.
Bir devletin esas görevi insanların huzurunu sağlamaktır. Huzur kaçıran devlet olmamalı.
Tabii ki suçlar takip edilmeli, ergence ideolojik tavırlara tepki gösterilmeli ama demokratik meşruiyet askıya almak için bahaneler aranacak kadar basit bir detaay değildir.
Kayyımların yarattığı esas tahribat psikolojik oldu. İnsanlar kendi kararlarını bu kadar kolay çöpe atılmasına, başka şehirlere verilen kendini yönetme hakkının ellerinden bu kadar kolay alınmasına kızdılar, bu ağırlarına gitti.
Yoksa DEM’li başkanlar süper yetenekli, şehirlerini harika temsil eden insanlar olmadı pek.
Bu hissi tekrar Kürtlere vermek büyük bir hata olacaktır.
Ankara’da bunu isteyenler olduğu günlerdir süren haberlerdne anlaşılıyor.
Yapmayın. Bırakın da yıllarca korku ve güvenlik krizleri içinde kalmış şehirler şampiyonluk kutlaması yapsın
İzin verin hayat, ideolojik aşırılıkları yumuşatsın.
Akıllı bir devlet bundan başka ne ister ki!