Mevzu zaten Gazze değildi de…

Nisan’da ülkesinin Şam’daki konsolosluğunu vurarak iki Devrim Komutanını öldüren İsrail’e misilleme yapacağını duyuran, 2 Nisan tarihinden bu yana da “saldırdım ha saldırıyorum” açıklamaları yapan Tahran’ın, nihayet 13 Nisan gecesi İsrail’e yüzlerce füze ve İHA’larla hava saldırısı başlattığı duyuruldu.

İran İsrail’e 13 gün gecikmeyle misilleme yapıyordu ama “Gerçek Vaat”adını verdiği harekat bir hayli ciddi görünüyordu. 170 SİHA, 30 seyir füzesi, 110 balistik füzeyi İsrail’in üzerine salmıştı…

İran’ın ilk kendi topraklarından saldırması bütün dünyanın yüreklerini ağzına getirdi ama 7 Ekim 2023 tarihinden Gazze’de çoluk çocuk, yaşlı, genç, hasta demeden soykırım yapan, Gazze’nin üzerine yağmur gibi bombalar yağdıran İsrail’in üzerine yüzlerce füzenin düşecek olması yürekleri bir nebze olsun soğutacaktı. 

7 Ekim’den bu yana 15 bine yakın çocuk, İsrail ordusunun Gazze Şeridine yaptığı saldırılarda hayatını kaybetti. 30 bin çocuk yetersiz beslenme ve sıvı kaybı nedeniyle hayatını kaybetti. 

Gazze hükümetinin yaptığı açıklamaya göre Gazze’de 17 bin çocuk anne babasından biri veya her ikisinden yoksun bir şekilde yaşıyor. Nasıl bir insan türü böylesi bir katliam yapabilir? Hitler’i aratan bir vahşilik değil de nedir bu? 

Dolayısıyla İran’ın İsrail’e misillemesi, Gazze’de olanlara yürekleri yanan dünyadaki bütün insanlar Gazze’nin misillemesi gibi de okudu. 

Ama zaten “Gerçek Vaat” başlıklı misillemenin bir tiyatrodan ibaret olduğu İran’ın füzeleri daha Tel Aviv semalarına ulaşmadan ortaya çıktı. İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, İsrail’e düzenledikleri operasyonun başarıyla tamamlandığını, devamına yönelik bir planlarının olmadığını açıkladı. 

***

İran devlet televizyonuna konuşan Muhammed Bakıri’nin tam sözleri şöyle:

“Operasyon başarıyla tamamlandı. Biz bu operasyonu tam bir sonuç olarak görüyoruz ve operasyonun devamına yönelik bir düşüncemiz yok.”

Dünya tarihinde böylesi bir misilleme örneği yoktur sanırım. 

Dünyamız böyle bir misillemeyi de görmüş oldu! Artık dünya tarihinde misilleme yapacak ülkenin misilleme yapacağı ülkeye “gerekli önlemlerini alma, misillemeyi havada karşılayıp zararsız hale getirmesi için gerekli hazırlıklarını yapma” imkanı verdiği bir misilleme örneği var. 

Nitekim İran füzeleri gönderdi, İsrail Amerika’nın aktif desteğiyle daha kendi semalarına ulaşmadan havada tuttu füzeleri… Ufak tefek hasar, zayiat olmuş, o kadarcık olur. 

Suç İran’ın değil ya… 

12 gündür hazırlığınızı yapın misillemeye geliyorum dedi. Füzeleri saldıktan sonra devamını düşünmüyoruz merak etmeyin de dedi… 

İsrail de becerikli olup tamamını havada tutabilseymiş… 

Sonuç ne oldu?

***

İran, katil Netanyahu’ya, deyim yerindeyse, babasının yapmayacağı iyiliği yaptı. Hem ülkesinde hem dünyada yalnızlaşmaya başlayan Netanyahu’yu artık dostları gönül rahatlığı ile savunmaya başladılar.

Netanyahu ülkesinde sarsılmaya başlayan iktidarını yeniden toparlama şansına kavuştu. 

Gazze Şeridi’ni dünyanın gözünün içine baka baka rahat rahat bombalamaya devam etme imkanına kavuştu. 

İran’da yönetim, başta Dini Lider Hamaney ve Cumhurbaşkanı Reisi, yaptığı tiyatro ile kendi halkının nezdinde İsrail’e saldıran ülke itibarını kazandı. Sokaklarda zafer gösterileri yapılıyor!

Netanyahu’ya can simidi olması, CHP Milletvekili Namık Tan’ın tespitiyle “Netanyahu’yu destekledikleri için kendi kamuoylarında ağır eleştirilere maruz kalan Batılı liderlerin” rahatlaması İran’a ne kazandırdı şimdilik bilmiyoruz. Bunu da zaman gösterecektir.

Türkiye’nin sağduyu ile hareket etmesi, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın öne atılmaması, ne İsrail’i olumlayan ne de İran’ı 12 gün sonra yaptığı misillemede haklı gösteren bir açıklama yapmaması, sakinlikle gelişmelerin izlenmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öne atılmadan mevzunun Dışişleri üzerinden yürütülmesine izin vermesi takdire şayandır. 

Nitekim heyecana gerek yok. İki ülke cumartesi gecesi kendi aralarında bir tiyatro oynadılar ve gösterilerini bitirdiler. Olan yine Gazze’ye oldu.