CHP neden çözemiyor?

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde henüz öğrenciydim (1988-1992)… O günlerde sokaklarda çöp yığınları ve musluklardan da tıs sesi geliyordu. Ne çöp toplanıyordu ne de su akıyordu.

Belediye işçileri greve gitmişti.

Kahvehaneye gittiğimde bazı müdavim müşterilerin belediye çalışanı olduklarını öğrendim. Ama ne gündüz ne de gece kahvehaneden ayrılmıyorlardı. Grev bittiğinde de o belediye işçileri kahvehanede oturmaya, oynamaya devam ediyorlardı.

Meğerse işçiler kendi yerlerine taşeron işçi kullanıyormuş. Aldıkları maaşın küçük bir kısmını vererek yerlerine başka işçi çalıştırıyorlarmış.

Eee öğrenciyim ya; her şeyi okulda öğrenecek değildim. Bakın kahvehanede nasıl bir iktisat öğrenimi görmüştüm.

Bu yazdığımdan hemen şunu çıkarabilirler: Siz yüksek ücrete karşı mısınız? (Böyle düşünüyorsanız devamını okumayın)

Sonra Recep Tayyip Erdoğan geldi…. Taşeron işçi kullanan asıl işçileri çıkartıp taşeron işçilere çöpleri toplattı ve de muslukları açtırdı. İstanbul adeta nefes aldı.

***

Şimdi bir başka veri paylaşacağım.

2007 yılında kamu personel sayısı 2.927.187 kişi. Toplam nüfusun %4,14’ü kadar kamu personel sayımız vardı.

2025 yılı Mart ayı itibari ile kamu personel sayımız 5.243.896 kişiye yükselmiş. Toplam nüfusun %6,12’si kadar kamu personel sayımız var.

Bir soru: 2007 yılına göre kamu hizmet kalitesi bu derece arttı mı?

Oysa elektronik işlemlerin artışı ile kamu personel sayısında reel bir artış olmamalıydı. Hatta şu kuralı söyleyeyim: Kamu personel sayısı sadece ulusal GSYH gelirine bakarak değil, nüfusa orantılı da olmak üzere belirlenmelidir.

2007 yılında kamu harcamalarının yüzde 21,3’ü kamu personel maaşlarına giderken bu oran 2024 yılında yüzde 24,74’e yükseldi.

Kamu personel yönetimi Merkezi Yönetim’de böyle iken Yerel Yönetimler de nasılmış? Belediyeler (BİT’ler dahil) 337.714 kişiden 828.385 kişiye yükselmiş. Asıl feci durum burada.

İstanbul üzerinden örnek vereyim: Üsküdar İlçesinde 512.981 kişi yaşıyor. İlçe Belediyesi’nin ise 2.379 kişilik kadrosu görülüyor.

Soralım kendimize: Bu kadar şişkin kadro ile yeniden ilçe mi kuruyoruz? Olması gereken kadronun iki katı kadro var.

Şişli’de öyle, Beşiktaş’ta öyle, İzmir’de öyle, Ankara’da öyle… Kısaca AK Partilisi ve CHP’lisi farketmiyor; hepsi öyle.

IMF bize 2001 yılında kota koymuştu. Biliyordu bu siyasilerin kendi emelleri uğruna kadroları verimsiz dolduracaklarını… Kotaları yırttık attık.

Merkezi Yönetim olsun Yerel Yönetim olsun kadro doldurarak hizmet edeceklerini sanıyorlar.

Rahmetli Babam yine rahmetli Adnan Kahveci ile bir konuşmasını anlatmıştı. Kendisine Adnan Kahveci şunu söylemiş: “Süleyman ben bu CHP’li (o zaman SHP vardı) belediyeleri anlamıyorum. Bütçelerini aşırı kadrolaşarak 2-3 bin kişiye harcıyorlar. Oysa bütçelerini hizmete harcasalar çok daha oy alırlar”.

Bugün Türkiye tam da bu sorunu yaşıyor.

Kamuya kapağı atma zihniyeti hala zirvede. 5-10 kişilik kadroya 1-2 milyon kişi başvuruyor. Çünkü kamuda ücretler yüksek ve iş garantisi var.

SGK kayıtlarına göre 2025-Mart ayında özel sektörde 14.353.515 kişinin ortalama brüt maaşı 46.959 lira. Oysa kamuda çalışan (işçi) 1.932.902 kişinin ortalama brüt aylığı 65.106 lira. Özel sektörde işçi olacağına kamuda işçi olmanın farkı yüzde 38,6…

Bakın burada özel sektör dediğinizde bunun içinde pilotu, mühendisi hepsi var. Oysa kamu dediğimiz bu sayı sadece işçi (4/A’lılar) kesimini kapsıyor. Eğer aynı işe orantılarsanız durum çok daha vahim.

Bir başka veri ile devam edelim: Bugün 15-34 yaş grubunda 6,7 milyon gencimiz ne eğitimde ne de istihdamda; yani ev genci.

İş olsa hemen çalışırım diyenlerin sayısı ise 2 yıl içinde 2,8 milyon kişiden 5,2 milyon kişiye yükselmiş. TUIK dar tanımlı işsiz sayısını 3 milyon kişi olarak açıklıyor ama geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 32,2 ile rekora çıkmış durumda.

İşsizliği azaltmanın yolu boş işlere eleman almakla mı sağlanır yoksa kaynakları verimli kullanarak ülkede genel bir kalkınma yolu ile mi sağlanır?

Sorunun cevabını bazı anketlerden ortalama vererek iletelim: Kime oy verirsiniz dediklerinde Ak Parti yüzde 28-30 bandında dolaşırken CHP’nin oy oranı yüzde 33-35 bandında. Ama kim sorunlarınızı çözer diye sorduğunuzda bu oranlar çok sert şekilde terse dönüyor. CHP’nin sorun çözme beklentisi yüzde 16’lara kadar düşüyor.

Demek ki sorunlara yaklaşımda değişim henüz yakalanabilmiş değil. İzmir buna bir örnek olarak izlenebilir.

Profesör olacağınıza belediye’de işçi olun daha karlı. Hem de o kadar kafa yormamış olurdunuz.