Cumhurbaşkanı nasıl bir anayasa istiyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan Budapeşte dönüşünde uçakta “Benim tekrar seçilme ve tekrar aday olma gibi derdim yok” dedi. Ben bu sözü bir niyet beyanı olarak görmediğim için yazı konusu yapmayacağım. Yarın cumhur ittifakı olarak öyle ya da böyle bir şekilde bunun bir yolunu, bir imkanını bulurlar, Erdoğan’ da çıkar “milletime hizmetten kaçmam” diyerek memnuniyetle yeniden aday olduğunu açıklar.

Nitekim MHP lideri Devlet Bahçeli anında çıktı ve “Derdi vatan ve millet olan bir Cumhurbaşkanı’nın yolundan caymaya hakkı yoktur. Bizim nazarımızda adil ve hakkaniyetli bir hal beyanı değildir” açıklaması yaptı. (23 Mayıs)

MHP lideri Bahçeli Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasını yanlış anlamış olmalı. Zira Erdoğan “aday olmaktan vazgeçtim, caydım ben oynamıyorum artık” demiyor zaten, “aday olma, tekrar seçilme gibi bir derdim yok” diyor.

Dolayısıyla MHP liderinin endişe etmesini gerektirecek bir durum yok ortada.

Ama ben asıl AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in şu sözlerine takıldım, diyor ki: “Cumhurbaşkanımızın birikim, kapasite, liderlik birikimi devlet ve milletimiz açısından hazine değerindedir. Milletimiz ne derse o olur…”

Çelik “milletimiz ne derse o olur” derken ne demek istiyor? Çünkü durum ne olursa olsun ülkemizde bir Anayasa var, o Anayasa’ya CB sisteminde bir siyasetçinin kaç kez aday olabileceğini de AK Parti ve MHP birlikte yazdılar. Zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçti ve Erdoğan yasal olarak “aday olma” hakkını tüketmiş görünüyor. Dolayısıyla sonuçta “milletimizin karar verebilmesi” için önce Erdoğan’ın “aday” olması lazım.

Ayrıca Erdoğan’ın kendisi de “son kez” dememiş miydi 2023 seçimlerinde?!

Dolayısıyla sonuçta “milletimizin karar verebilmesi” için önce Erdoğan’ın “aday” olması lazım.

Sonuçta durum ne olursa olsun Cumhur İttifakı’nın Erdoğan’ın adaylığı ile ilgili olarak aşmaları gereken bir sorun var. Bu sorunu çözmeleri gerekiyor, sanırım Cumhur İttifakı için en kolay yol DEM Parti’nin desteği ile seçimleri öne alınmasını sağlamak. Bunu zaman gösterecek…

Ömer Çelik neden anayasadan, gerektiğinde anayasa değiştirmekten veya yeterli sayı bulunlarsa seçimlere öne alarak adaylık yolunu açmaktan bahsetmiyor? Belli ki, “milletimiz ne derse o olur” derken her ihtimali mahfuz tutuyor.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Budapeşte dönüşünde yaptığı açıklamada asıl üzerinde durulması gereken “sivil yeni anayasa” çağrısı, “yeni anayasa” çağrısını yaparken kullandığı ifade.

23 yıldır Türkiye’yi aralıksız yöneten ve Anayasa’da kaç kez değişiklik yapılmasına öncülük eden Erdoğan yine ülkemizin “sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasaya” ihtiyacının olduğunu söyleyerek “Yeni Anayasa’yı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz” dedi.

Bir siyasi parti lideri, bir ülkenin Cumhurbaşkanı “sivil bir anayasa” çağrısında bulunurken neden “kendimiz için istemiyoruz” diye vurgular?

Ama Erdoğan’ın böyle bir tarzı var. Hatırlarsanız “sistem değişikliği” çağrılarını da “şahsım için değil, ülkemiz için istiyorum”, “Başkanlık sistemi gelirse ben onu mezara götürecek değilim ki, ben faniyim sistem kalıcı” sözleriyle yapmıştı.

Erdoğan’ın var böyle bir tarzı, çok üstünde durmayalım.

Ama 23 yıldır ülkeyi aralıksız olarak yöneten Erdoğan’a şunu sormak hakkımız:

23 yıldır iktidardasınız, Anayasa’da kaç kez değişiklik yaptınız, bölük pörçük değişiklikler yapmak yerine neden bu ülkenin ihtiyacı olan “sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa” yapmadınız?

***

Her fırsatta milletini önemsediğini dillendiren Erdoğan’a kendi ifadesiyle soralım, bu ülkenin vatandaşları “sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasayı” hak etmediler mi?

Bütün yetkileri tek elde toplayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiren AK Parti, 23 yıllık devri iktidarında bu ülkeyi en azından sivil bir anayasaya kavuşturamaz mıydı? Sonuçta çok istediği hükümet sistemine geçirdi bu ülkeyi… İsteseydi sivil bir anayasaya da kavuşturabilirdi.

***

Defalarca “sivil anayasa” çağrısında bulunan Erdoğan muhalefet partilerine bir kez daha yeni anayasa çağrısında bulunuyor.

CHP lideri Özgür Özel çok haklı olarak mevcut anayasa ihlallerini hatırlatarak Erdoğan’a yeni anayasa müzakerelerine girmeyeceklerini açıkladı. CHP liderinin bu tavrını haklı buluyorum çünkü AK Parti iktidarının önce mevcut Anayasa’ya bir saygısının olması gerekiyor. Hiç değilse AK Parti mesela 2010 yılında Anayasa’da değiştirdiği maddelere saygılı davranması gerekmez mi?

Diyelim ki Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni anayasa konusunda samimi, o zaman yeni Anayasa derken nasıl bir Anayasa istediğini anlatmalıdır. Çünkü Erdoğan yeni anayasa derken hukuka saygılı bir siyasetin vurgulaması gereken temel anayasal kavramlardan hiçbirini ağzına almıyor; kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, fikir ve ifade hürriyeti…

Bu kavramları Erdoğan’ın ağzından duyan var mı? Hukukçu Adalet Bakanı Yılmaz Tunç bile bu kavramları ağzına almıyor.

Mehmet Şimşek ise bu kavramlara inandığı halde bir gün kendisinden duymadık. Şimşek’in bu kavramlara inandığını şuradan biliyorum, eski bakanlığı döneminde bu kavramları hatta “Avrupa hukuku” kavramını kuvvetle vurgulayan konuşmalar yapıyordu. Şimdi ağzına hiç almıyor.

Bu tablo karşısında “yeni sivil anayasa” diyen iktidarla ne konuşabilir? Öncelikle iktidarın bir taslak teklif etmesi gerekmiyor mu?

Nasıl bir anayasa istediğini söylesin, Anayasa’da hangi temel hükümlerin olacağını açıklasın ki, partiler, hukukçular ve halk ona göre bir tavır alsın.