CHP il binasıyla ilgili skandal görüntülerin ikinci versiyonu soru işaretlerini daha da artırdı. Bu kez çantalarla gelen TL değil euro. Doğrusu CHP'ye euro desteği veren iş insanlarını(!) çok merak ettim. Ama daha çok merak ettiğim, CHP'yle ilgili bir işte olmaması gereken bir kişinin orada ortaya çıkması.

O kişi Tuncay Yılmaz.

Peki kim bu Yılmaz?

Burada bir düzeltme yapmak gerekiyor; kamuoyunda bilinenin aksine zaman zaman ben de yazdım; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun asıl sır küpü ve "kasası" denilen kişi Tuncay Yılmaz'dır. Fatih Keleş de önemli biridir ama onun daha çok "ihalelerden" sorumlu olduğu söyleniyor. İBB'den ihale alan bütün işadamları bu ayrımı iyi bilir.

Yılmaz, İmamoğlu'nun Beylikdüzü döneminden itibaren bütün özel işlerinde var olan bir isim. İmamoğlu'nun kendisine ait olan SSB Gayrimenkul şirketinin yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda Fatih Keleş'le birlikte İBB Spor Kulübü'nün mali işlerinden sorumlu. Para yine ondan soruluyor.

Peki CHP'nin İstanbul il binasının alınmasıyla nasıl bir ilgisi var?

Eurolar topladığı için olabilir mi? Bu ekibin önemli bir ismi daha var: Ertan Yıldız... İmamoğlu'nun hemşerisi olan Yıldız, danışman sıfatı taşısa da İBB yönetiminin en etkili ismi. Grubun çok geniş bir medya ve reklam ayağı olduğu da biliniyor. Siyasi ayağında ise iki isim öne çıkıyor: Gökhan Zeybek ve Özgür Karabat. Kamuoyu Karabat'ı, İETT otobüslerinin bakım ihalesini mali müşavirliğini yaptığı şirkete aldırdığı için yakından tanıyor. Sonra getirildiği görev çok daha manidar; CHP'nin mali işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı.

Görüldüğü gibi ekibin en sevdiği şey "para" ve parasal ilişkiler...

İstanbul, yaklaşık 5 yıldır İmamoğlu'nun oluşturduğu bu "konsey"tarafından yönetiliyor.

Bu arada şunun da altını çizelim: Son dönemde Fatih Keleş'in siyasetle arasına mesafe koyduğu, bir yere aday olmadığı ve Trabzon'a gidip uzaklaştığı da konuşuluyor. Acaba "çantalar dolusu para skandalı"nın patlayacağını hissettiği için mi?

GÜRSEL TEKİN KONUŞUR MU?

Bilemem ama işin bu boyutunu İmamoğlu dâhil avukatın şantajından söz eden birçok CHP'li biliyormuş zaten. Olayı en iyi bilenin de Gürsel Tekin olduğu, ilk görüntülerin ona gittiği ve onun da konuyu İmamoğlu'na açtığı siyaset kulislerinde konuşuluyor. Tekin konuşursa hem olayın tehdit boyutu hem de CHP gibi 100 yıllık bir partinin bu tür parasal ilişkilere ne karşılığı girdiği gerçeği daha net ortaya çıkmış olur.

Bu önemli, çünkü CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, "bir bölümiş insanının" iktidardan "korktuğu" için paraları elden verdiğini söylüyor. Bu da açık açık kayıtdışı para alındığının itirafı.

Şu sorunun şimdi tam zamanı: Peki o işadamları mı korktu yoksa onlardan para alan siyasetçiler mi korktuğu için o isimler saklandı?

İBB Başkan adayı İmamoğlu bunlara cevap vereceğine yine"polemik" yapıyor.

Neyse ki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açtı ve ifadeler alınmaya başladı. Olayın göbeğinde yer alan Tuncay Yılmaz, Fatih Keleş ve Ertan Yıldız'ın yakın geçmişleri biraz araştırılırsa, sadece kayıtdışı para skandalı açığa çıkmaz, CHP siyasetini esir alan "algı imparatorluğu" da yerle bir olur...

The second version of the scandalous images about the CHP provincial building increased the question marks even more. This time, what comes with the bags is not TL but euro. Frankly, I was very curious about the business people (!) who gave euro support to CHP. But what I'm more curious about is the appearance of a person who should not be in a CHP-related job.

That person is Tuncay Yılmaz.

So who is this Yilmaz?

A correction needs to be made here; Contrary to what is known to the public, I also wrote from time to time; The real treasure chest and "safe" of Istanbul Metropolitan Municipality President Ekrem İmamoğlu is Tuncay Yılmaz. Fatih Keleş is also an important person, but it is said that he is mostly responsible for "tenders". All businessmen who receive tenders from IMM know this distinction well.

Yılmaz is a name that has been present in all of İmamoğlu's private affairs since his Beylikdüzü period. He is a board member of İmamoğlu's own company, SSB Real Estate, and is also responsible for the financial affairs of the IBB Sports Club, together with Fatih Keleş. The money is asked from him again.

So what does CHP have to do with the acquisition of the Istanbul provincial building?

Could it be because he collects euros? There is another important name in this team: Ertan Yıldız... Yıldız, a fellow countryman of İmamoğlu, is the most influential name of the IMM administration, even though he has the title of consultant. It is also known that the group has a very wide media and advertising base. On the political side, two names stand out: Gökhan Zeybek and Özgür Karabat. The public knows Karabat closely because he had the maintenance tender for IETT buses awarded to the company for which he was the financial advisor. The task he was later assigned to is much more meaningful; Deputy chairman of CHP in charge of financial affairs.

As you can see, the team's favorite thing is "money" and financial relationships...

Istanbul has been governed by this "council" formed by İmamoğlu for about 5 years.

By the way, let us underline this: Recently, it has been rumored that Fatih Keleş has distanced himself from politics, that he is not a candidate for a place and that he went to Trabzon and moved away. Is it because he felt that the "bags of money scandal" was about to explode?

DOES GÜRSEL TEKIN SPEAK?

I don't know, but many CHP members, including İmamoğlu, who talked about the lawyer's blackmail, already knew this dimension. It is said in the political backstage that the person who knows the incident best is Gürsel Tekin, that the first images went to him and that he brought the issue to İmamoğlu. If Tekin speaks, both the threat dimension of the incident and the reality of why a 100-year-old party like CHP enters into such financial relations will be more clearly revealed.

This is important because CHP Istanbul Provincial Chairman Özgür Çelik says that "some people" gave the money away because they were "afraid" of the government. This is an open admission that money was received unregistered.

Now is the time to ask this question: So, were those businessmen afraid, or were those names hidden because the politicians who took money from them were afraid?

IMM Presidential candidate İmamoğlu is making a "polemic" again instead of answering these.

Fortunately, the Istanbul Chief Public Prosecutor's Office opened an investigation and statements began to be taken. If the recent pasts of Tuncay Yılmaz, Fatih Keleş and Ertan Yıldız, who are at the heart of the incident, are investigated a little, not only the unregistered money scandal will be revealed, but also the "empire of perception" that has captured CHP politics will be destroyed...