Cumhurbaşkanı Erdoğan 31 Mart yerel seçim sürecinde, yani daha sekiz ay önce “Benim için bu bir final. Yasanın verdiği yetkiyle bu seçim son seçimim ama buradan çıkacak netice benden sonra gelecek kardeşlerim için bir emanetin devri olacak” diyerek partisinin adayını desteklemelerini, 31 Mart’ın Türkiye için bir dönüm noktasını olduğunun altını çizerek tabanından sandıkları patlatmalarını istemişti. (8 Mart 2024)
Hatırlarsanız Erdoğan’ın bu sözleri çok konuşulmuştu. Kendisi aday değildi ama kendisi adaymış gibi propaganda yapmış, mevzuyu duygusala bağlamıştı.
Erdoğan 8 Mart tarihinde ilk kez “final” mesajı vermedi, üç kez seçmenden “final seçimim” diyerek oy istedi.
Güç zehrini bir defa içen, bir kez tadan bir siyasi liderin bundan vazgeçmesi mümkün değildir.
İktidar koltuğu kolay kolay bırakılacak bir mevki değil.
Kaldı ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, son beş yıldır ülkeyi bütün yetkileri tek elde toplayarak, CB sisteminin mimarlarından Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un tanımıyla “istediği kararı istediği şekilde veren tek kişilik hükümet” sistemiyle yönetiyor.
Böylesi muazzam bir güçten vazgeçmek “bu kadar yeter artık” demek kolay mı?
“Benden sonra gelecek kardeşlerim için emanetin devri olacak” demek söylem olarak mümkün ama bunu gerçekleşmesi için adım atılması o kadar kolay değil.
Siz bir de buna 22 yıllık iktidar olma alışkanlığını ekleyin… Böylesi alışkanlıklardan, güçle böylesine özdeşleşmekten vazgeçmek o kadar da kolay değil.
İşte tam olarak bu yüzden seçimlere daha dört yıl olduğu halde Erdoğan’ın gündemindeki en önemli maddeyi bir sonraki dönemde de iktidarda kalmasını, iktidarını devam ettirmesini sağlayacak olan “adaylık” meselesi oluşturuyor.
***
Anayasa’ya göre Erdoğan 2028 yılında tekrar cumhurbaşkanlığına aday olamaz çünkü Anayasa’nın 101’inci maddesinin 2’inci fıkrasına göre “Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla 2 defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.”
Yine Anayasa’ya göre Erdoğan bir şarta üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olabilir, o yart da Anayasa’nın 116’ıncı maddesinde şöyle ifade edilmektedir: “Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerinin yenilenmesine karar verilmesi halinde Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.”
Yani 360 milletvekili erken seçim kararı alırsa Erdoğan CB sistemi içinde üçüncü defa aday olabilir.
Ülkeyi uçurumun kenarına getiren, hukukun üstünlüğü ilkesini alaşağı eden, kuvvetler ayrılığı ilkesini hasır altı edilmesini sağlayan CB hükümet sisteminin mimarlarından olan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum günlerdir verdiği röportajlarda Anayasa’ya göre Erdoğan’ın son bir kez daha aday olabileceğini söylüyor.
Diyor ki:
Anayasaya göre cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir. Buna karar verme yetkisi TBMM’dedir. 360 milletvekili seçimlerin yenilenmesi kararı alırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan bir defa daha, yani son kez aday olabilir.”
Bu sözlerinde bir şey yok…
Evet Anayasa’ya göre böyle bir seçenek var, CB sistemini yazarken böyle bir maddeyi eklemişler, düzenlemişler… Ta o zaman, yani 2017’de hesaplamışlar, belli.
***
AK Parti, MHP, YRP, HÜDA-PAR hatta DSP hiç firesiz birleşmiş olsalar bile seçimlerin yenilenmesini sağlayacak sayıya ulaşamıyorlar. Sayıları 324’te kalıyor.
Hatta sayı tam olarak bu bile değil, çünkü Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan Erdoğan’ın artık aday olmaması gerektiğini, emekliye ayrılmasının daha doğru olduğunu, Erdoğan’ın öyle Bahçeli’nin ifade ettiği gibi Türkiye için tek seçenek olmadığını söylüyor.
Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yeniden aday gösterebilmesi için herhangi bir arıza durumuna karşı önlemle birlikte 45 milletvekilinin daha desteğini almaları gerekiyor.
CHP, İYİ Parti, DEM, DEVA, Gelecek Partisi Erdoğan’ın bir kez daha aday olmasının yolunu açmak için seçimlerinin yenilenmesine destek verir mi?
CHP 2028 seçimlerine birkaç ay kala yapılacak bir erken seçim kararının Erdoğan’ın “siyasi ömrünü uzatmak” anlamına geleceğini söyleyerek, böyle bir takvime destek vermeyeceklerini, bir buçuk yıl içinde gerçekleşecek bir erken seçim takvimine ise destek vereceklerini ifade ediyor.
Ama Mehmet Uçum hem Erdoğan yeniden aday olsun hem de süresini tamnmlasın istiyor, erken seçimin 2027 yılının son yarısında yapılmasını öneriyor! Hem de öyle üst perdeden tam bir iktidar kibri içerisinde konuşuyor, Erdoğan’ın yeniden aday olmasını tartışanları “cahillikle” suçluyor...
Evet var öyle bir imkan ama muhalefetin desteği olmadan seçimlerin yenilenmesi mümkün değil. Ki bu maddeyi muhtemelen Mehmet Uçum’un kendisi de yazmış olabilir!
Haklı, Anayasa’daki bu istisnai hak Erdoğan’a özgü bir durum değil. İki dönem cumhurbaşkanlığı yapacak herkes için erken seçim şartıyla Anayasa’da bu hukuksal istisna var. Ama muhalefetin desteği olmadan bu istisnai durumun gerçekleşmesi mümkün değil.
***
İYİ Parti lideri Musavat Dervişoğlu CHP kadar da avans vermiyor, “Bütün siyasi partiler tarafından Erdoğan’ın öncelikle bir daha aday olamayacağı hatırlatılsın. Anayasanın kendisine iki defa cumhurbaşkanı olabilir hakkı tanıdığı Erdoğan 22 yıldır bu ülkeyi yönetiyor. Anayasada bir takım imkânlar kendisine sunulmuş diye bunun arkasından dolanmaya çalışmanın bir anlamı yok” diyerek hepten kapıyı kapatıyor.
DEM Partinin durumu ortada. Belediye başkanlarına kayyumlar atayan Erdoğan’ın yeniden aday olmasına imkan tanıyacak bir formüle destek verir mi?
Mehmet Uçum’un ya da AK Partililerin gözünde Erdoğan “milli bir değer” olabilir. Ama muhalif kesimler öyle görmeyebilir, kaldı ki milli bir değer olarak görmeme hakları var.
CB hükümet sistemi yazarken seçimlerinin öne alınmasına ilişkin Anayasa’nın 116’ıncı maddesini “Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerinin yenilenmesine karar verilmesi halinde Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir” diye düzenlerlerken muhtemelen 2027’de de ellerinde 360 vekil bulunacağını ya da tedarik edebileceklerini düşünmüşlerdi.
İşler hep iyi gider, Meclis’te gerekli miktarda çoğunluğumuz olur hesabı yaparak böyle düzenledikleri belli.
Öyle görünüyor ki Beştepe’deki hesap TBMM’deki aritmetiğe uymadı, Meclis’de 360 vekilleri yok.
Hiçbir konuda olmasa bile Erdoğan’ın yeniden aday olmasının yolunu açmak için muhalefete hiç olmadığı kadar ihtiyaçları var. Bahçeli’nin DEM ve Öcalan’la ilgili çıkışları da bu yüzden “DEM’in desteğiyle Erdoğan’a adaylık yolu açmak için mi?” diye şüphe yaratıyor, değil mi?