İnsanlığın önünde Gazze'deki soykırımdan, Ukrayna-Rusya savaşına, iklim değişikliğinden, küresel sistemin tıkanmasına kadar konuşulması gereken onca sorun varken, Türkiye'nin yerel seçim gündeminde ucuz polemikler üzerinden fırtınalar kopartılıyor.

Ya olmayan davet üzerinden kriz çıkartılıyor ya da Gazze'deki soykırıma yönelik siyasi tepkiler itibarsızlaştırılıyor.

Bütün mesele şehirlerin gerçek sorunlarının üstünü örtmek. Bu boş tartışmalara CHP'nin eşbaşkanı Özgür Özel de bodoslama girince aklıma yine rahmetli Alev Alatlı'nın "paçozlaşma" kavramı geldi. Nasıl gelmesin, daha dün gibi yakın bir tarihte, 4 Ağustos 2019'da Özel'le siyasetteki "paçozlaşma" ilişkisini kurmuş ve uyarmıştım:

"Paçozlaşma son dönemde çok daha hissedilir oldu. Siyaset, bir yanıyla vesayetten kurtulurken, bir yanıyla da ucuz polemiklerin 'büyük siyaset' diye yutturulduğu bir arenaya döndü. Bunda 2010 sonrası CHP'yi yöneten aklın büyük katkısı var ve halen de devam ediyor.

CHP'yi yöneten o aklın, tipik aktörü ise son dönemde saldırgan çıkışlarıyla dikkat çeken Özgür Özel."

Ne yazık ki bu uyarı tersi etki yaptı ki, Özel şimdi CHP gibi büyük bir partinin başında. Sanıyorum siyasi tarihimizde böyle bir örnek yok.

Bu da siyasetteki çözülme ve bozulmanın nerelere kadar uzandığını gösteriyor.

Seçim meydanlarında Atatürk'ü kullanıyor, mazlum milletlerin sahip çıktığı Hamas'ı ısrarla terör örgütü ilan ediyor, 28 Şubat darbecilerine sahip çıkıyor, bedelli askerlik yapanları aşağılıyor ve ülkenin geleceğine dair yeni hiçbir siyasi perspektif sunmadan sadece hakaret siyaseti izliyor.

Özel'in bu çıkışları doğrusu beni şaşırtmıyor ama yine de merak ediyorum, çevresinde onu uyaracak CHP terbiyesi almış kimse yok mu? Bu kadar birbiriyle tutarsız açıklamalar yapması, siyasetin seviyesini aşağılara çekmesi ve hezeyan içinde saldırgan bir dil kullanması hiç mi dikkat çekmiyor?

Tablo birebir Alev Alatlı hocanın anlattığı gibi:

"Isıtılıp ısıtılıp sofraya sürülen mesnetsiz siyasi tespitler,perdah yüzü görmemiş düşünceler, basmakalıp toplumsalreçeteler, beylik terkipler, incir çekirdeğini doldurmayangündemler, pireyi deve habbeyi kubbe yapan sığlık. (...)Aklımızı başımıza toplamazsak terör filan değil, paçozlukdağıtacak bizi!"

***

ÖZEL-İMAMOĞLU İKİLİSİNİN BAŞARI ÖLÇÜLERİ NEDİR?

İki gündür Ankara'dayım ve ne yana dönsem CHP'deki iktidar savaşları konuşuluyor. Hatta daha seçim bile olmadan sonuçlar üzerinden, Özel-İmamoğlu ilişkisi ne zaman biter veya "Kılıçdaroğlu 1 Nisan'a hazırlık mı yapıyor?" gibi sorular soruluyor.

Ama CHP'lilerin en merak ettiği soru şu; CHP'yi hallaç pamuğu gibi dağıtan Özel-İmamoğlu ikilisinin yerel seçimdeki başarı çıtası nedir? İstanbul ve Ankara kaybedilirse ne yapacaklar? Mesela Özel, 11 büyükşehir belediyesinden kaçını kaybederse genel başkanlıktan istifa eder?

***

ANTALYA DİPLOMASİ FORUMU'NDAN BEKLENENLER

Türkiye, sadece yakın çevresinde değil, küresel düzeyde de yaşanan sorun ve olaylara ilgisiz kalmadığını her platformda dile getiriyor. 2010 sonrası ısrarla yürüttüğü "Dünya 5'ten büyüktür" siyaseti bunun ilk adımı. Son 4 yılda bu siyaseti çok daha etkili bir yolla, Antalya Diplomasi Forumu'yla yürütüyor. Önceki gün sona eren Antalya Diplomasi Forumu'na dünyanın 148 ülkesinden çok sayıda başkan, bakan, aydın ve sivil toplum lideri katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan açılış konuşmasında dünyanın içinden geçtiği savrulmayı, çatışmaları ve kapımızı çalan buhran tehlikesini anlatırken, Antalya Diplomasi Forumu'ndan ne beklediğini de anlatıyordu:

"3 gün boyunca, günümüz liderlerinden geleceğin liderlerine,iş insanlarından akademisyenlere, yaklaşık 4 bin civarında katılımcı burada, aynı çatı altında bir araya gelecek. Yapılacak fikir teatilerinin ve tartışmaların bizleri doğruya, iyiye, adalete ve gerçekliğe bir adım daha yaklaştıracağına inanıyorum.İnsanlık olarak, gerçekten sancılı, sıkıntılı ve biteviye krizlerinyaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Sadece dış politikada değil, üretim, iletişim, yönetim, sanat, ticaret ve teknoloji gibi pek çok alanda ezberler bozuluyor. Gönül ister ki bu değişim, insanlığın güncel sorunlarına çözüm getirsin, açlığa, yoksulluğa, geri kalmışlığa çare olsun. Maalesef bu konudaümitvar konuşamıyoruz."

Batı Bloku ülkelerinin fazla ilgi göstermediği forum, daha çok gelişmekte olan ve yoksul ülkelerin ilgisini çekiyor. Ülke sayısı da az değil, dünyadaki 193 ülkenin 148'i katılmış. Bu da daha adil bir dünya arayışının arkasında güçlü bir ülkeler topluluğu var. Bu platformdan mevcut çatışmalara yönelik somut bir adım çıkar mı bilemem ama esas beklenen dünyanın geleceğine ilişkin umut veren yeni perspektifler... Orada yapılan tartışma ve panellerde nelerin konuşulduğu ve nelerin önerildiği mutlaka yayınlanmalı.

Acaba oradaki toplantılarda ne konuşulduğunu ucuz polemiklere gömülen muhalefet de merak ediyor mu?

While there are so many problems that humanity needs to talk about, from the genocide in Gaza to the Ukraine-Russia war, from climate change to the blockage of the global system, Turkey's local election agenda is being stirred up by cheap polemics. 

Either a crisis is created over an invitation that does not exist, or political reactions to the genocide in Gaza are discredited. 

The whole point is to cover up the real problems of the cities. When CHP's co-chairman Özgür Özel joined these empty discussions, the late Alev Alatlı 's concept of " degradation"came to my mind again. How could it not happen, as recently as yesterday, on August 4, 2019, I had established a relationship with Özel about the "raging" in politics and warned: 

"The trashing has become much more noticeable lately. While politics, on the one hand, is freed from tutelage, on the other hand, cheap polemics are 'great' " The mind that governed the CHP after 2010 had a great contribution to this and it still continues. The typical actor of that mind that rules the CHP is Özgür Özel

, who has attracted attention with his aggressive outbursts lately ." Unfortunately, this warning had the opposite effect, as Özel is now the head of a large party like CHP. I think there is no such example in our political history. This shows how far the disintegration and corruption in politics extends. It uses Ataturk in the election squares, insistently declares Hamas, which is supported by oppressed nations, as a terrorist organization, supports the February 28 coup plotters, humiliates those who do paid military service, and only follows a policy of insults without offering any new political perspective on the future of the country. Honestly, Özel's statements do not surprise me, but I still wonder if there is anyone around him who has CHP training to warn him. Doesn't it attract attention that he makes such inconsistent statements, lowers the level of politics and uses aggressive language in his delusions? The painting is exactly as described by teacher Alev Alatlı : " Unfounded political determinations heated and put on the table , unpolished thoughts, stereotypical social prescriptions, commonplace formulas , agendas that do not fill a fig seed , the shallowness that turns a flea into a camel and a place into a dome . (...) It brings us to our senses." If we don't gather together , it will not be terrorism or anything , it will be disorganization that will disperse us! 

***

WHAT ARE THE SUCCESS MEASURES OF ÖZEL-İMAMOĞLU TWO? I have been in Ankara for two days and wherever I turn, the power struggles in the CHP are being talked about. Even before the election, when will the Özel-İmamoğlu relationship end or "Is Kılıçdaroğlu preparing for April 1?" based on the results. Questions like these are asked. But the question CHP members are most curious about is this; What is the bar for success in the local elections for the Özel-İmamoğlu duo, which has dispersed the CHP like cotton wool? What will they do if Istanbul and Ankara are lost? For example, if Özel loses how many of the 11 metropolitan municipalities, will he resign from the chairmanship?

***

WHAT TO EXPECT FROM THE ANTALYA DIPLOMACY FORUM

Turkey expresses on every platform that it is not indifferent to the problems and events taking place not only in its immediate surroundings but also at the global level. The "World is bigger than 5" policy that he insistently pursued after 2010 is the first step towards this. In the last 4 years, it has been carrying out this policy in a much more effective way, with the Antalya Diplomatic Forum. Many presidents, ministers, intellectuals and civil society leaders from 148 countries of the world attended the Antalya Diplomatic Forum, which ended the previous day. While President Erdoğan was explaining the drift the world is going through, the conflicts and the danger of crisis knocking on our door in his opening speech, he also explained what he expects from the Antalya Diplomatic Forum: 

"For 3 days, around 4 thousand participants, from today's leaders to future leaders, from business people to academics, will be here under the same roof." "I believe that the exchange of ideas and discussions will bring us one step closer to the truth, the good, justice and reality. As humanity , we are going through a period of truly painful, troublesome and constant crises . Not only in foreign policy, but also in production, communication, management, "The routine is being broken in many fields such as art, commerce and technology. We wish that this change would bring solutions to the current problems of humanity and be a cure for hunger, poverty and underdevelopment . Unfortunately, we cannot speak with hope on this issue." The forum, to which the Western Bloc countries do not show much interest, attracts the attention of developing and poor countries. The number of countries is not small, 148 of the 193 countries in the world participated. There is a strong community of countries behind this quest for a more just world. I don't know if this platform will take any concrete steps towards the current conflicts, but what is expected is hopeful new perspectives on the future of the world... What was discussed and what was suggested in the discussions and panels held there must be published. I wonder if the opposition, buried in cheap polemics, is also curious about what was said at the meetings there?