CHP ve aktörleri gündem belirleyemiyorlar ama gündem olmakta çok mahirler. Siyasi tezlerinden çok parti içi kavgalarıyla, cumhurbaşkanlığı adaylık hesaplarıyla, yetmezse birbirlerine yönelik iftiralarıyla sürekli gündemdeler.
Birilerinin özel çaba harcamasına da gerek yok. CHP, CHP'ye yetiyor zaten. Şu son birkaç aya bakın; 47 yıl sonra yerel seçimlerden birinci çıkan CHP, yeni bir iç hesaplaşmayla gündemde. Siyasette olması gereken "normalleşme" önerisi bile ortalığı karıştırmaya yetti.
CHP bir kez daha kaset ve koltuk savaşlarıyla sarsılır oldu. Herkes birbirinin altını oymakla meşgul. Bir anlamda yıllardır iktidara karşı kullanılan "nefret siyaseti" bu kez parti içini kuşatmış durumda. Bu da daha fazla taşınacak gibi değil, bir yerde patlayacak.
Daha önce de yazdım, bütün oklar CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve ekibine yönelmiş durumda.
Bu mücadeleye özel hayatlar da girince Özel ve ekibi çıldırdı. Önceki gün Özel, grupta tam da bu nedenle Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay'a yönelik saldırıları hatırlatıyor ve zehir zemberek bir konuşma yapıyordu:
"O sahtekârlar, o ahlaksızlar alnınızı karışlamazsam namerdim, namerdim, namerdim. Ne feda edecek Gülşah'ımız, ne sizden korkacak Özgür Özel var. Cirminiz kadar yer yakarsınız."
CHP içindeki bu tartışma nereye evirilir göreceğiz ama Özel o konuşmanın devamında yine gündeme bomba gibi düşecek ve kime söylediği tam anlaşılmayan bir açıklama yaptı. Herhalde bundan sonra o açıklama daha çok tartışılacak.
Özel şöyle diyordu:
"Bu partinin iktidar yürüyüşüne saray ilintili gizli hesaplarda toplanmış, bize karşı oluşturulmuş havuzlardan gayriresmi toplanan paralarla geçmiş seçimde bize ve adayımıza oy verilmemesini savunan birtakım haysiyetsizlerin yönlendirmesiyle yürütülen algı operasyonuna ve buna karşı partimi alt edebilecek olanlara diyorum ki, 'hodri meydan'; neyiniz varsa dökün, burdayız, teslim olursak namerdim. Hodri meydan..."
Özel kime meydan okudu dersiniz? İktidar yürüyüşü dediğine göre herhalde 14 Mayıs 2023 seçimlerini kastediyor.
İşin içine "saray"ı bilinçli mi kattı bilmiyorum ama CHP çevresinde "havuz"dan, "gayriresmi toplanan paralardan" söz etmesi, onları "haysiyetsizler" diye suçlaması dehşet verici. Kimi kastettiği açık olmasa da parti çevresinde para denince akla gelen birkaç isim var.
Acaba 2023 seçimlerinden önce medyaya yansıyan "balya balya" paralardan mı söz ediyor? Bu durumda kapsama alanına giren ilk isim İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu... O da doğal olarak bir avukatlık bürosuna taşınan paraları hatırlatıyor. Hatırlatıyor, çünkü o paraları taşıyan ve sayan üç isim de İmamoğlu'na yakın. Danışmanı ve İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, CHP İstanbul milletvekili ve aynı zamanda CHP Disiplin Kurulu Başkanı Turan Taşkın Özer ve CHP'de hiçbir görevi olmayan ama paranın taşınmasında aktif rol oynayan İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz...
Eğer hedefe konan İmamoğlu ise bu CHP'de iplerin koptuğu anlamına geliyor. Zaten kulislerde Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu'nun anlaştığı, hatta İmamoğlu'nun MYK'dan aralarında Veli Ağbaba, Ali Mahir Başarır olmak üzere 8 kişinin ayrılmasını istediği konuşuluyor.
Bu dehşet verici iddianın altından kim çıkar bilemem ama iç cepheyi güçlendirmesi beklenen CHP'nin asıl sorunu kendi iç cephesini çökertmesi...
Bu tablodan Türkiye'yi kucaklayacak bir siyaset çıkmaz.