NATO toplantısında ABD Başkanı Biden'ın, gür bir çıkış yapması da "çekil" çağrılarını durdurmaya yetmedi. Siyaset bilimciler en geç ağustostaki kongrede Biden'ın çekileceğini öngörüyor. Çünkü tıpkı 2016 seçimleri öncesindeki gibi ABD müesses nizamı ciddi bir Trump korkusu yaşıyor. O tarihlerde de küreselci medya, "Trump karşıtlarının en büyük 8 korkusu" diye manşet atmış ama seçilmesini engelleyememişti.
Şimdi de yılın ilk ayından itibaren müthiş bir "korku" kampanyası başlatıldı. Mültecileri, Müslümanları bir yana bırakıyorum, asıl korku yaşayan savaş yanlısı büyük sermaye ve onun küreselci medyası...
Ama sadece onlar değil, işin içinde bir de seçimi kaybettikten sonra içeride Trump'a tuzak kuran, yargılanması için çaba harcayan bürokratlar ve kurumlar var.
Siyaset yazarı Yunus Emre Erdölen daha ocak ayında yazdığı birseçim analizinde aynen şöyle diyordu:
"Trump'ın 2024 Kasım ayında yeniden ABD Başkanı seçilmesidurumunda ise 2025'in ana gündem maddesi çoktan belli. Trump binlerce kişiyi toplu bir şekilde işten atacak (hatta şimdiden geniş ihraç listelerini hazırlıyor bile), FBI, CIA gibi kurumları yeniden yapılandıracak. Kasım ayı bu nedenle 2024'ün en 'sıcak' ayı. Dünyanın gözü ABD'de olacak."
Bu korkuyu bizzat yayan da Trump'ın kendisi. Geçtiğimiz nisan ayında Time dergisine verdiği söyleşide ilk iktidar döneminde "deneyimsiz" olduğunu, "iyi kalpli davrandığını" belirtiyor ve ekliyordu: "Emrime uymayanı hemen kovacağım... Daha acımasız olmaya kararlıyım."
Bunlar ABD içinden yansıyanlardı. Bir de dışarıya yönelik atılan manşetler vardı:
"Çin ve İran'a karşı sert bir konum alacak, Ukrayna'ya askeriyardımları kesecek."
"Avrupa'yı Trump korkusu sardı: Yeniden seçilirse sert kararlara hazırlıklı olmalı."
"Trump korkusu her şeye bedel!"
Sonunda bu korku paranoyasına, "Tarihin Sonu"nu ilan eden ünlü yazar Francis Fukuyama da katıldı:
"Bana göre ikinci bir Trump yönetimi birincisine hiç benzemeyecek. Çok daha kötü olacak. Ne yazık ki bu konuda ikna olmayan çok sayıda Amerikalı seçmen var."
Trump korkusu yaşayanların başında bizi de yakından ilgilendiren bir kesim daha var: FETÖ'cüler... CIA'nın korumasında ABD'yi mesken tutan FETÖ'cüler de Trump'ın seçilip seçilmeyeceğini pürdikkat izliyor. Hatta seçilmemesi için ciddi çaba harcıyorlar. Çünkü Trump'ın onlarla bir hesabı olduğunu ve unutmadığını biliyorlar. İlk iktidar döneminde FETÖ elebaşı Gülen, kendisini "Bin Ladin"e benzeten Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Flynn'e karşı kampanya başlatmış, hakkında dava açılmış ve Flynn de istifa etmek zorunda kalmıştı.
İşte bu yüzden Trump'ın yeniden başkan seçilmesini FETÖ'cüler de korkuyla bekliyor. Hatta firari FETÖ'cü gazeteci Adem Yavuz Aslan, 4 yıl sonra karşı karşıya gelen Biden ve Trump düellosunu "endişe ve korku" içinde izlediklerini söylüyor.
Trump, ABD'ye hizmet eden ama kendi ülkesine ihanet eden aparatlara dokunur mu bilemem fakat onlara dokunması milyonlarca insanın hatta ülkenin kirli tuzaktan kurtulması anlamına gelir ki bu da iyi bir şey...
Ama aynı şeyi ne yazık ki dünya için söyleyemiyorum. Bir yanda ABD toplumunu ve dünyayı Trump'ın çılgınlığı, öte yanda Ukrayna'da dünyayı savaşa sürükleyen ve İsrail'de Netanyahu'nun soykırımına açık destek veren Biden'ın saldırganlığı korkutuyor.
İki korkutan siyasetçi yetiştirmek herhalde ahlaken de çöken küresel sistemin iflasından başka bir şey değil.